Okulda ilk ders

5.2K 81 11
                                    

   Bu rezil olaydan sonra ne kadar utanmış olsam da kafama takmamaya çalışıyordum.Sonuçta okulda  ilk günümdü.Heyecanlıydım.Etrafıma bakındığımda kimse bana bakmıyordu.Özellikle arka koltuktaki yakışıklı çocuğa baktığımda göz göze geldik.Bana gülümsedi ama ben daha biraz önceki davranışını unutmadığım için kaşlarımı çatıp önüme döndüm.

      Ve servis okulun önünde durdu.Herkes toparlanmaya başladı ve çantalarını sırtlarına aldıkları gibi kapıya yönelip indiler. Ben ise bacağımdaki yaradan dolayı acele etmeden yavaş adımlarla yürümeye başladım.Okulun giriş kapısından içeri girdim. Serviste bana yardım eden kız hala yanı başımda idi.Ona nazikçe teşekkür edip ismini sordum. ''Benim ismim Hande ya senin?'' ''Benimki de Eda memnun oldum.'' diye karşılık verdim. Güzel bir sohbetten sonra arkadaş olduk.Hande de ben gibi bu okula yeni başlamıştı.Bu ikimizin ilk ortak noktasıydı.

    Yaklaşık yarım saat süren beklemeden sonra herkes sıraya geçti ve isimler okundu.En çokta Hande ile aynı sınıfta olalım diye dua etmiştik.Öyle de oldu.Daha ilk günden bir arkadaş edinmiştim.

     Ben siyah saçlı,zeytin gözlü, zayıf bir kızken Hande benim zıttım olarak sarı saçlı,mavi gözlü ve balık etli  bir kızdı.Balık etli olması onu o kadar çok tatlı yapıyordu ki elma yanaklarından ısırasım vardı.Onunla bir diğer ortak noktamız da anne ve babamızın okumamış olmaları ve zengin bir kocaya verilecek olmamızdı.

      Ben bu aileleri gerçekten anlamıyordum.Kızlarını okutmak istedikleri doğruydu fakat sonuna kadar destek vermek yerine zengin bir kocaya vermeyi tercih ediyorlardı.Oysa evlendirmek bir yana ''Zengin koca '' da ne demek oluyordu?İleride evlenir de bir kızım olursa onu okutmak için elimden geleni yapacağım.Son çare olarak büyüdüğünde yuva kurması için yardım edebilirim.Üstelik zengin bir kocadan ziyade kızımı koruyan ,iyi kötü zamanında yanında olan,sorumluluklarını paylaşabileceği bir eş bulmasını öneririm.Önemli olan para değil,ne kadar sevdiğidir.Böyle yanlış düşünceli anne ve babalar ya da henüz anlaştığı çocuğu tanımayıp kocaya kaçanlar kendilerini karanlık bir sokakta bulabiliyorlar.Günümüzde bu tür vakalar fazlasıyla çoğaldı.Özellikle kadına şiddet gün geçtikçe artıyor.

     Hande'nin dürtmesiyle kendime geldim.Kendimi bu düşüncelere öyle bir kaptırmışım ki okul bahçesinde haber sunan spiker gibi hissettim.''Daldın gittin kızım ,ne düşünüyordun bu kadar?'' diyen Hande 'ye  ''Hiiiiç'' diyerek geçiştirdim.

       En sonunda kitaplarımızı alıp sınıflara geçtik.Yirmi yedi kişilik sınıfımızda Hande ile en öne geçerek kendimizi şimdiden inek ilan ettik.Sınıfa giren öğretmenle birlikte hepimiz ayağa kalktık.İlk dersimiz matematikti.Matematik dersini sevmediğim gibi en öne oturmam komiğime gitmişti.

       Kırk dakika içinde tüm sınıf birbiriyle tanışmıştı.İşin kötü tarafı öğretmenin bu saat içerisinde çarpım tablosunu da sormasını ihmal etmemesiydi.

        Altı kere yedi,dokuz kere sekiz,yedi kere beş....

         Soruyu öğretmen sorduğu gibi cevapları da öğretmen verdi.Anlaşılan matematiği kötü olan tek ben değildim.Burada herkes ilkokulda ki gibi parmaklarıyla sayıyordu.Bu durumda tek olmadığım için sevinmiştim.

        Öğretmen bizim böyle olmamıza şaşırmadı.Zaten ikinci derse girdiğimizde Kız Meslek Lisesine gelen her kızın matematikten hoşlanmadığı fakat sıkı çalışırsa yapabileceğini söylemişti.Aslında yapamamamızın nedeni sevmediğimizden değil,yapamayacağımızı düşündüğümüzdendi.Normal hayatta ''Abi bu ekmeğin kara kökü ne?'' ya da ''Bu havuzun kaldırma kuvveti kaç ona göre atlayacağım.'' diyen birini görmemiştim.Tüm sınıf aynı fikirdeydi ama matematik öğretmeni böyle düşünmüyordu.''Matematik her yerde var .'' demişti.Tamam öyleyse bundan böyle matematik benim hayatıma geçemezdi.Çünkü ben onun önüne geçecektim.

      'Matematik ya sen beni fethedeceksin ya da ben seni fethedeceğim....''

         

Kız Meslek ÖğrencisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin