__ Bizi kandırmaya çalışma Selen, ateş etmek sana göre değil, bu bir hobi olamaz!

__ Peki, ne bana göre? Bıçaklar mı?

Odada ki gerilim önlenemez bir şekilde artarken artık Korhan ve Selen'in bakışları hiçte yumuşak ve sevgi dolu değildi! "Bıçak" kelimesini duymak Korhan'ın başından aşağı bir alev topu bırakmıştı sanki! Selen'in hala elini tutan eli ezercesine onu tutmaya başlarken Tarık Bey olası bir kavgayı engellemek istercesine gülümsemeye çalışarak araya girmişti.

__ Silah bizim işimizin bir parçası kızım, Korhan o yüzden hobi olarak göremiyor ama bundan zevk alan birçok insan var.

__ kesinlikle! Hem... Bu bir çeşit spora filan girmiyor mu?

En başında karşı çıkarcasına tepki veren Çağla değildi sanki... Selen gülümsedi arkadaşına, onlar gerçekten ailesiydi! Belki bir zamanlar Çağla ve Alper'e çok kızmıştı ama onlar gerçekten mutluluklarını istemişlerdi. Selen'in gerginliği yavaşça sönerken Korhan için aynı şeyler söylenemezdi. Onun eline kesici bir alete bile dayanamazken silahı tuttuğunu, nişan aldığını görmek... Ama sakin, sakin olmak zorundaydı.

__ Madem istiyorsun, dedi Korhan o sırada Selen'i şaşırtarak.

Atış poligonunda olmaz. İlk önce silahı tutmayı ve nişan almayı öğrenmelisin.

__ Nerede öğreneceğim?

Korhan'ın mavi bakışlarında yangınlar kol geziyordu.

__ Benden...

Akşam saat on bir civarlarında Tarık Bey evine gitmek istemiş arkalarından Alper ve Çağla da ayaklanmıştı. Bir daha silah konusu aralarında hiç açılmamıştı. Hatta son derece normal konuşup gülüşerek sohbet etmeye bile başlamışlardı ancak Korhan düşünceli ve sessiz halini korumuştu. Çünkü Selen gibi duygusal ve ruhsal yaraları olan bir kadının silahı eline almasını tehlikeli buluyordu. Yaralayacaktı kalbini... Kendisini kötü hissedecekti, unutmayacaktı yaşananları. Ne gerek vardı bunlara?

Ancak biliyordu ki "hayır" da dese Selen'i durduramayacaktı. Onunla inatlaşmak hiçbir zaman istediği sonucu vermemişti. Madem öyle... En iyisi onu yanında, kontrol altında tutmaya çalışmaktı. Hem belki de tek sefer de bu konu kapanırdı. Ancak yine de misafirlerini geçirip kapıyı arkalarından kapattıktan hemen sonra şansını tekrar denemişti.

__ Bir tanem... Bu içine sinmiyor. Bunu yapmak zorunda değilsin.

__ Biliyorum.

Selen son derece kararlı görünüyordu. Korhan derin bir iç çekerken Selen'in arkasından öylece bakakalmıştı.

__ inatçı! İnatçı keçi!

Silah demek gücü elinde tutmaktı öyle değil mi? Ama Selen'in hissettikleri oldukça farklıydı. O soğuk metali avucunun içine aldığında bir ürperti sarmıştı içini. Göründüğünden daha ağır, belki biraz daha korkutucuydu. Ancak silah her zaman bir şekilde hayatında olmuştu, nasıl olmayabilirdi ki? Neredeyse sevdiği herkesin belinde onun için ayrılmış bir yer vardı. Babası, Korhan, kayınpederi, Alper... Hatta kendisini tehdit eden insanlarında belinde olmuştu şüphesiz! İnsanın kulaklarını sağır edici o berbat sesini ise ne yazık ki bir kaç kez hem de çok yakının da duymak zorunda kalmıştı. Avucunda ki silahı tam olarak Korhan'ın gösterdiği gibi tutarken parmağını odaklanmaya çalışarak tetiğe doğru götürdü. İnsanlar silah kullanmayı neden öğrenir, neden yanında taşırdı? Kendini korumak için mi... Yoksa Tanrı rolüne bürünüp insanların canını almak için mi? Dünya da ki pek çok insan Tanrıyı taklit etmekten hoşlanıyor olmalıydı.

Kor GibiWhere stories live. Discover now