Bekleyiş Bölüm 21

Comenzar desde el principio
                                    

Göğsünü tutarak yatağa oturduğunda hızla nefes alıp vermeye başladı. Etrafa baktığında kendi evinde olduğunu fark etti. Kendi yatağındaydı. Kabus mu görmüştü? Gözlerinin kızardığını hissettiğinde kaşlarını çatıp dişlerini sıktı. Karşısında birinin ona su uzattığını gördüğünde başını kaldırdı. O anda gözlerine bir şaşkınlık doldu.

"Timuçin? Ne işin var burada?"

"Hey, seni buraya kadar taşımış birine daha nazik olabilirsin?" Taşımak mı? Nasıl yani? En son hatırladığı onun yatağında yatıyor olduğuydu. Yüzüne boş gözlerle bakarken Timuçin yanına oturdu. Bekledi ve elini Eren'e uzattığında o refleks olarak geri çekildi. Aniden durdu Timuçin sonra tekrar uzanıp elini alnına koydu. "Ateşin düşmüş." Dediğinde başını yavaşça eğdi Eren ve boğazının kuruluğunun sebebini anladı.

"Ne oldu?"

"Evimde duş alırken banyoda bayıldın. Yanına geldiğimde su buz gibiydi ama sen yanıyordun. Aptal mısın sen? Senin gibi zayıf biri soğuk suyla nasıl duş alır?"

"Çok sıcak olduğunu hatırlıyorum." Dediğinde başı eğikti. Başını kaldırıp ona baktığında Timuçin biranda gözlerini kocaman açıp başını çevirdi. "Sonra ne oldu?" Diye sordu Eren.

"Sonra seni hastaneye götürmek için arabama bindirdim. Yolda açık bir eczane vardı. Önce oraya uğradım ve ateş için bir şeyler aldım. Döndüğümde sayıklıyordun. Hastaneden vazgeçip evine getirdim. Ve ilaçları verdim."

"Neden?"

"Hastanelerden hoşlanmam. Kimseninde hoşlanacağını zannetmem. Çok kötü görünmüyordun ama durumun kötüye giderse götürürüm diye düşündüm." Hala başka tarafa bakıyordu Timuçin.

"Neden derken, bana neden yardım ettiğini sordum. Benim için bu kadar zahmete girmene gerek yoktu." O anda kaşlarını çatıp Eren'e baktı Timuçin.

"Aptal mısın sen? Neden yardım ettiğimi nereden bileyim." Diyerek ayağa kalktığında Eren kolundan tuttu.

"Ben, şey, teşekkür ederim." Derken bakışlarını ona çevirdi. Timuçin kaskatı kalmıştı ve hala ona bakmıyordu.

"Bişey değil" Diye mırıldandı. Ardından başını ona çevirdi. "Ben artık gideyim." Diye adım attığında Eren de onu takip etti. Kapının yanına geldiğinde durdu Timuçin. Eren de  tam arkasında durdu. Bekledi ve parmaklarını uzatıp sırtına dokundu. Gömleğinin üzerinden sırtında çizili kanat dövmesini okşamaya başladı. Biran için gözlerini kapayarak yutkundu Timuçin.

"Kes şunu." Dediğinde, durdu Eren. Ama bu kezde  kendini Timuçin'e yaklaştırmaya başladı. Şimdi onu kapı ve kendi arasına sıkıştırmıştı. Göğsünü ve başını Timuçin'in sırtına dayadığında kolları iki yanına düştü. Timuçin de bir eliyle kapıyı tutarken hızla nefes alıp vermeye başladı. Yavaşça başını sağa çevirdi. "Eren..." Diye fısıldadığında, Eren de usulca gülümsedi.

"İlk kez adımı söylüyorsun." Dediğinde, başını tekrar önüne çevirip yutkundu Timuçin, gözlerini kapadı ve bir adım geri attı Eren. Ellerini arkasında birleştirip başını sağa eğdiğinde perçemleri gözlerinin önüne düştü. "Ehh, o zaman okulda görüşürüz." Dedi. Gözlerini açtığında Timuçin, ona hala sırtı dönüktü.

"Beni tanımıyormuş gibi davranırsan sevinirim." Derken hızla soludu,

"Şüpen olmasın." Dedi Eren ve o aynı hızla kapıyı açıp dışarı çıktı. Tam kapıda durdu Timuçin, gözlerini kapayıp açtı ve bir elini boynuna götürdüğünde of ladı. Ateş bastığını fark etmişti.

Ölümcül Saplantı (+18)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora