BİR ÇİFT MAVİ GÖZ

11.8K 755 50
                                    


Kafeteryada oturmuş boş boş elimdeki kitaba bakıyordum. Yanımdaki sandalye çekilince gözlerimi kitaptan çevirip, İpek baktım. Bana gülerek bakıyordu. "Ne gülüyorsun?" Gülümsemesi iyice yayıldı. "Çıkma teklifi aldım." Gözlerimi devirdim. "Seni varya uyarıyorum. Ama halen aynı şeyler İpek bana anlatma." Suratını buruşturdu. "Aman peki. Kayra nerede?" Omuz silktim. "Derstedir." İpek eline telefonu almış, onla uğraşıyordu. Yerimden kalktım. "Çay istiyor musun?" İpek kafasını olumluca salladı. Çantamdan cüzdanımı alıp, kantine geldim. Siparişlerimi verdikten sonra bekledim parayı ödeyip, tepsiyi elime aldım. Bizim masaya doğru yürüyordum. Ayağıma birinin çelme takmasıyla elimdekiler yere düşmüştü. Sinirle kafamı çevirdim. Bana gülerek baktı. "Yanlışlıkla oldu." Zoraki güldüm. " Sıkıntı değil." diyerek yanından uzaklaştım. Biliyorum, onunla kavga etmemi istiyor ama yapmıyacaktım. İpek artık dayanamamıştı. "Bırak dalayayım." Kafamı iki yana salladım. "Lütfen ipek otur şuraya." Sinirle yerine oturdu. "Bir gün yanımda olmayacaksınız ve ben o çakma sarı saçlarını yolucam." Kıkırdadım. "Boşver." İpek taklidimi yaptı. "Ben gidip, çay alıyım bari." Kafamı olumluca salladım. İpek yerinden kalkıp, çay almaya gitti. İpeke baktığımda sakince geliyordu, ama ayağı kaymış olmalı ki o kızın masasına çayı dökmüştü. Dudaklarımı ısırdım, gülmemeliydim. Tüm herkes oraya bakmıştı. Kız bağırıyordu, ipeke. İpek tepsiyi alıp, yere attı. Ve sesli bir şekilde. "Yanlışlıkla oldu." dedi ve bana doğru yürüdü. Kendimi tutamayıp, gülmeye başlamıştım. Sesimin duyulmaması için burnumu sıkıyordum. İpek yanıma gelip, oturmuştu. "Nasıldım ama." Dudaklarımı birbirine bastırdım ve ciddi olmaya çalıştım. "Mükemmeldin." İpekte kahkaha atmaya başlamıştı. "Artık o kızın ismi belalımız." Bende kendimi tutamayıp, güldüm. Kayra'da yanımıza gelmişti. Onada olayları anlatmıştık, yerinden kalkıp, İpek'in alnından öpmüştü. "Helal olsun." İpek havalanmış bir şekilde. "Ben abinizim sizin." Dedi. Tebessüm ettim. Kayra çantasındaki notları çıkartmış okuyordu. İpek elindeki telefonuyla uğraşıyordu. Bende onları izliyordum. İpek gözlerini telefonundan çekti. "Sıkıldım." Derin bir nefes aldım. "Bende." İpek bakışlarını başka yere çevirdi. "Şu kız bize bakarak mı konuşuyor." İpek'in baktığı yöne baktığımda, kızı görememiştim. "Hani nerede?" Dedim. "Hira benim baktığım yönün soluna bakıcaksın." Kafamı olumluca salladım. Ve sol tarafa baktım. Gözlerim bir mavi göze takılı kalmıştı. Bana bakıyordu. Hemen çevirdim bakışlarımı. "İpek sol tarafa baktım. Ama erkek grubu var." İpek dilini ısırdı. "Sağ taraf işte karıştırmışım." Gözlerimi devirdim. Sevgili arkadaşım, yüzünden resmen tanımadığım bir erkekle göz göze gelmiştim. Sinirle yerimden kalktım. "Bahçeye çıkıyorum, ben." İpek kafasını olumluca salladı. "Seninle gelmemi ister misin?" Kafamı iki yana salladım. "Gerek yok." Diyerek yanlarından uzaklaştım. Bahçeye çıktığımda arka tarafa yürüdüm. Burası daha sakindi. Ağacın dibine oturup, kitabımı okumaya başladım.

Yağmurun yağmaya başlamasıyla, direk olduğum yerden kalkıp, üstü kapalı olan çardaka hızlıca geçtim. Şimşekin çakmasıyla ellerimle kulaklarımı kapattım. Duyma hira, duyma. Kalbim küt küt atıyordu. Bir daha çaktığında, gözlerimi sımsıkıca kapattım. Ağlamaya başlamıştım. Kendimi durduramıyordum. Küçükken ailemle birlikte yaptığım, kaza aklıma geliyordu. Gözlerimi açtığımda, uzağımda olan bir çift mavi gözü görmüştüm. Bana bakıyordu, bakışlarımı ondan çevirdim. İpek koşarak yanıma geldi ve sarıldı. Ellerim titriyordu. "Sakin ol, Hira. Yanındayız." Burnumu çektim. "Onlar yanımda değil, ama." İpek sıkıca sarıldı. "Hira lütfen sakin ol." Derin derin nefes almaya başlamıştıö. İçimden dua etmeye başlamıştım. Sakinleşmem gerekti. İpek benden ayrılıp, etrafa baktı. "Eve gidelim." Bileğinden tuttum. "Kayra nasıl gelicek." O sıra yanımıza kayra gelmişti. "Senin için ekilir bu ders." Zoraki güldüm. İpekin koluna girdim. Yürümeye başlamıştık, omzumun üstünden arkaya baktığımda orda yoktu. Beni neden izliyordu, acaba. Anlam verememiştim. Çıkışa geldiğimizde, arabaya binmiştik. Mustafa amca İpek'in arabasını hemen yollatmıştı. Bizde böylece otobüsten kurtulmuştuk. Araba yolculuğumuz sessiz geçmişti.

Eve geldiğimde odama geçip, üstümdekilerden kurtuldum. Pjemalarımı giyip, rahatlamıştım. İnsana şu rahat kıyafet bile huzur veriyordu. Salona geçtiğimde, İpek ile Kayra birşeyler hazırlıyordu. Sehpada duran telefonumu elime alıp, kurcalamaya başladım. Babannemle resimlerime bakıyordum. Özlemiştim. Küçükken ne zaman yağmur yağdında şimşek çaksa yanıma otururur, birlikte ağlardık. Telefonumun bildirim sesiyle ipek değişik ses çıkartmıştı. "Mesaj atan kim?" Gülerek ona baktım. Dur bi bakıyordum. Mesajlar bölümüne girip, mesajı açtım. Numara kayıtlıydı. Gönderdiği mesajı okuyunca kaşlarımı çattım. 'FERACELİM' yazıyordu. Anlam verememiştim. İpek elimdeki telefonu hızlıca almıştı. Sinirle ona baktım. "Feracelim mi? Ne alaka bu." Gözlerimi kıstım. "Bilmiyorum, sanırsam mesajları atarken karıştırdı biri numarayı." İpek kıkırdadı. "Ya da gizli bir hayranın var." Gülmüştüm. "Saçmalama, İpek." Elinden telefonumu alıp, odaya geçtim. Yatağa uzanıp, babannemi aradım.

"Alo?" dedim. Babannem gülerek cevap verdi. "Napıyorsun deli kız. Aradığında yok beni unuttun heralde." Tebessüm ettim. "Seni düşünmeden bir saniye bile geçirmiyorum ben ne unutması." Babannem kahkaha attı. "Yalancı." Kıkırdadım. "İyi davranıyorlar mı sana." Babannem derin bir nefes aldı. "Bu sefer yengen çok iyi davranıyor, amcan tersliyor." Güldüm. "Hasta onlar hasta." Babannem öksürdü. "Deme öyle büyüklerin onlar senin, Hira." Telefonum titremişti. Mesaj gelmişti. "Neyse Songülüm sen biraz beni bekle sonra seni de alıp, evimize geçicez." Kıkırdadı. "Tamam, Allaha emanet ol." Gülerek cevap verdim. "Sende Sultanım." dedim. Konuşmayı bitirdikten sonra meraktan hızlıca mesaj bölümüne girdim. Aynı numaradan tekrar mesaj gelmişti. 'Sırılsıklam kaldırımlarda bekliyorum seni...' korkmaya başlamıştım. Kimdi bana böyle mesaj atan, kişi. Odamın kapısını tıklanınca irkildim. Kayra güldü. "Hadi gel sofra hazır." Kafamı iki yana salladım. "Ben uyuyacağım." Kayra kafasını olumluca salladı. "İyi geceler." Gülümsedim. "Işığı kapatsana." Kayra ışığı söndürüp, odadan çıktı. Yatağın içine girip, üstümü örttüm. Telefonu şarja takıp, uyumaya çalıştım. Ama bildirim sesiyle tekrar elime aldım. Mesaj bölüme girip, aynı numaradan gelen mesajı okudum. 'İyi geceler, feracelim.' Yataktan hızlıca kalkıp, kafama yemeneyi geçirdim. Balkona çıktığımda, etrafa bakındım. Kimse görünmüyordu. Dudaklarımı birbirine bastım. Biri beni kandırmaya çalışıyordu. Sinirle yatağımın içine girip, kendimi uykuya teslim ettim...

Düzenlenmiştir.

FERACELİMWhere stories live. Discover now