Bölüm 34

166K 7K 2K
                                    

Bedenini yatağın diğer tarafına çevirdikten sonra elini uzattı ve Sarp'ın yatakta olmadığını fark ederek gözlerini açtı Lavin. Birkaç defa kirpiklerini kırpıştırarak kendine gelmeye çalıştıktan sonra yataktan sakince çıktı ve ayaklarını yere sürter gibi yürüyerek banyoya ilerledi. Gece yeterince uyumuş olsa da güne nedensizce yorgun başlamıştı.

Yüzünü özenle yıkadıktan sonra saçlarını başının üstünde gelişigüzel topladı ve dişlerini fırçaladı. Kendisine baktığında ise aynadaki görüntüsünden memnun olmayarak, keyifsizce yüzünü buruşturdu. Kendisini fazla gergin ve hassas hissediyordu o sabah. Ellerini bedeninde gezdirdikten sonra göğüslerine götürdüğünde kaşlarını biraz daha çattı. Kilo mu almıştı? Yoksa yalnızca geçici bir şişkinlik miydi böyle rahatsız hissetmesine neden olan? Anlayamadı, fakat o günkü görüntüsünden hoşlanmayarak aynaya bakmaktan vazgeçti ve kapıya ilerledi.

Sakince banyodan çıktığında aşağıda kendisini bekleyen harika bir kahvaltı olduğunu ve keyfinin en azından böylelikle yerine geleceğini umut ederek merdivenlere yöneldi ve ağır adımlarla birkaç adım indi.

"...Hayır Cenker eminim."

Duyduğu Sarp'ın sesi ile bir sonraki basamağa inmek konusunda tereddüt eder gibi duraksadı. Çünkü fazlasıyla emin bir öfkede konuşur gibiydi Sarp. Sesi ne kadar öfkeli çıksa da gizli bir konuşma yapar gibi fısıltılı bir tondaydı.

"Buraya geldikten sonra bir şekilde düşünmeye başladım işte anlattım sana, şu son bir iki günde de kesin olarak karar verdim. Böyle olmuyor... Sadece Lavin'le konuşmak için doğru zamanı bekliyorum."

Sarp'ın telefonla konuştuğunu anlarken; onun Cenker'e verdiği bu cevapla hareketsiz tavrını korudu Lavin. Ancak neden bahsettiğini anlayamadı ve karar verdiği konuyu fazlasıyla merak etti o an. Bu nedenle kendisiyle ilgili konuştuğu şeyi daha fazla dinlemek için ses çıkarmadan dikkatle eğilerek merdivenin basamağına oturdu. Parmağını dudaklarına götürdü ve aşağıya dikkat kesildi.

"Ciddi anlamda sıkılmaya başladım."

Sarp'ın bu cümlesiyle kaşlarını çattı. Söylediği cümlelerde hoşlanmadığı bir etki vardı. Ancak ne olduğunu çözemedi. Sıkıldığı konu neydi, neyi kendisiyle konuşmak için bekliyordu; anlamak için önü alınamaz bir merak duydu.

"Beni tanımıyor gibi konuşma. Hem nasıl bir adam olduğumu da biliyorsun; öyle şeyleri çok düşünmem ben..." Karşıdan gelen cevabı dinler gibi duraksadığı bir anlık sessizliğinden sonra konuşmaya devam etti Sarp. "Cenker! Sen benim bu kadar uzun bir zamanı tek bir kıza adadığıma şahit oldun mu daha önce? Bana göre yeterince sürdü."

Lavin Sarp'ın ciddiyetle kurduğu bu cümleleri dinlerken ister istemez sinirlendiğini hissetti. Aşağıda birbirini takip eden cümleler biraraya gelip bir bütün oluşturduklarında hoşlanmayacağı bir yöne ilerliyorlardı sanki. Tekrar tekrar zihninde dönen cümlelerin gittiği iyi bir yön bulamadı. Bu nedenle dişlerini birbirine kenetlerken elini sıkı bir yumruk yaptı. Aşağıda konuşmaya devam eden Sarp'ın cümleleri ise kulaklarına dolmaya devam etti:

"...Biliyorum şu an başka bir konu ön planda. O yüzden de Lavin'le konuşmak için annemi bulana kadar bekleyeceğim diyorum. Ortalık durulduğunda yeniden düşünüp kesin kararımı vereceğim... Tamam mı?" Bir anlık sessizlik oldu yeniden. "...Bak kafamı ütülemeye sonra devam edersin Cenker olur mu? Senin sonu gelmeyen azarlamalarınla uğraşmak istemiyorum şu an... Zaten ne dersen de; sonunda istediğim şeyi istediğim zamanda yapacağımı sen de biliyorsun."

Bu son cümlelerden sonra duyduğu Sarp'ın gülüşüyle dudaklarının titrediğini hissetti Lavin. Bu gülüşte hissettiği alaycı tını; kulaklarının ona oynadığı bir oyun muydu yoksa o anki psikolojisinin bir yanılsaması mıydı bilmiyordu ama o gülüş son darbeyi vurmuşcasına öfkeli gözyaşlarının yanaklarından süzülmesine neden olmuştu. Gözlerini sıkıca kapatarak yerinde öylece çivilenmiş gibi kalakaldı. Neydi bu şimdi? Ayrılmak mı istiyordu? Her şeyin iyi gittiğine bu kadar eminken hem de. Sarp'ın kendisiyle mutlu olduğunu da biliyordu. Ancak onun sıkılgan yapısını da çok iyi bildiği için; bir gün hiç beklemediği bir anda, Sarp'ın durduk yere ayrılmak isteyeceğini de tahmin edebiliyordu. Daha önce bunu Nida'ya da söylemişti. Yalnızca bunun bu kadar iyi giderlerken, bu denli ani olabileceğini sanmıyordu ve Sarp'ın bu kadar kolay cümlelerle geçiştireceğini de tahmin etmiyordu.

TutsakWhere stories live. Discover now