7-YOLCULUK

1.6K 75 0
                                    

Gözlerimi açtığımda Çınar'ın yatağındaydım. Dün gece  aklıma geldikçe utanıyordum. Öyle garip bir şeydi ki utanmak iyi hissettiriyordu. Odada tek başımaydım, sigara kokusu hakimdi odaya. Sanki yeni içilmiş gibi. Sanırım artık tam anlamıyla sigara içmeye  tekrar başlamıştı. 

Banyoya gidip aynadaki yansımama baktım, yüzüm düşmüştü, güzel görünmüyordum. Gerçi hiç bir zaman güzel değildim. Güzel olan tek şey gözlerimin maviliğiydi bana göre, hepsi bu. Tuvalette işimi bitirip ellerimi yıkadıktan sonra suratıma bir kaç kez su çarptım ve çıktım. Evde büyük bir sessizlik hakimdi. Uzun koridordan geçerken bir yandan Çınar'ın nerede olabileceğini düşünüyordum. Mutfağın kapısına geldiğimde gördüğüm manzara sinirlenmeme sebep olmuştu. Hatta fazlasıyla sinirlenmiştim. 

Arkamı dönüp tekrar odaya ilerliyordum, dün gece beni öpmüştü şimdi Ecrin'le kahvaltı hazırlıyorlardı. Tıpkı sevgililer gibi. Öyle uyumlulardı ki, o kızın Çınar'a aşık olduğuna adım gibi emindim, bakışları farklıydı bir kere. Ben ne yapıyordum? Neden kendimi eziyordum ki? Tekrar dönüp mutfağa ilerledim. Bende yardım ederdim hazırlamalarına.

''Kolay gelsin.'' diyerek buzdolabına yöneldim ama ikisinden de ses çıkmamıştı. Zaten kahvaltı hazırlarken de gülmüyorlardı ya da konuşmuyorlardı. Kahvaltı sofrasına baktığımda her şeyin çıkarılmış olduğunu görünce siyah buzdolabının kapağını kapattım, bu renk hoşuma gitmişti. Biraz ortama neşe katmak istercesine gülerek ''Ohooo siz hazırlamışsınız zaten.'' dedim gülerek. Yine ses çıkmayınca yumurta pişiren Çınar'ın yanına gittim. Parmak uçlarımda kalkıp omzuna dokundum ve ''Hey! Duyuyor musun beni?'' dedim.

Cidden bunlara bir şey olmuştu ikisi de konuşmuyordu benimle. Ben ne yapmıştım ki. Çınar sert gözlerini gözlerime çevirdiğinde çenesiyle kahvaltı masasını gösterdi. Ben de oturmak zorunda kaldım, Ecrin neden pişmiş kelle gibi sırıtıyordu?

''Ecrin sen de geç.'' dedi Çınar sert sesiyle. O öyle deyince Ecrin gülmesini yarıda kesip masaya oturdu. Bir dakika! Üzerinde ne vardı onun? Beyaz gecelik, ipli, ipek kumaşıyla vücudunu sergileyecek cinsten bir şeydi. Daha çok yeni evlilerin giyeceği cinsten. Bir de kendi üzerime baktım, Çınar'la birlikte aldığımız mickey mouseli pijamalarım. Üstümdeki sıfır kollu, altımdaki ise bol şorttu ama öyle onunki gibi her yerim ortada değildi. Hemen gidip üzerimi değiştirmek istiyordum. 

Yüzümü olabildiğince somurttum ve dudaklarım yer çekimine karşı gelmeyip aşağı doğru kıvrıldı. Bu kız sinirimi çok bozuyordu, cidden. Çınar herkese eşit olarak yumurtayı paylaştırmaya başladığında  dikkatlice onu izliyordum.Sağ elindeki  uzun ince parmakları tavayı tutmuş, sol elindeki uzun ince parmakları ise bıçakla kesip tabaklara yerleştiriyordu. Gözlerim zihnimde bunu daha farklı yorumlayıp sol eline bir yüzük ve benimde sol elime bir yüzük geçirdi ve önüme sundu. Hemen arkasından bu düşüncenin üzerine tuz bastım, onda yüzüğün nasıl duracağını tahmin edemiyordum, sanırım yakışmazdı. 

Bir şey demeden ben tabağıma konulanları yemeye çalışıyordum, hepsini ağzıma tıkmak istiyordum ama rezil olmak vardı o yüzden yapmadım. Kurt gibi acıkmıştım. Göz ucuyla Çınar'a baktığımda Ecrin'e bakıyordu, Ecrin de tabağındakileri yiyordu. Aşık mıydı bunlar birbirine? Bu bakma olayı neyin nesiydi? En sonunda sinirlenip çatalımı sert bir şekilde tabağıma koydum ve Çınar'a baktım. ''Neler dönüyor?'' dedim soğuk sesimle. İkisinin de gözleri bana döndüğünde sonunda dikkatlerini çekebildiğime şükretmiştim. 

Ecrin omuz silkerek ''Bir şeyin döndüğü yok.'' deyince bende ''Pekala.'' dedim kızarak ve yemeğimi yemeye çalıştım. Boğazımdaki yumru yememi engelliyordu. Gözlerimin bulanıklaşması tabağımdakileri görmemi engelliyordu. Ağlamamalıydım, ben güçlü bir kızdım öyle kolay pes edecek cinsten değildim ama bu hor görülmek fazlasıyla canımı sıkıyordu. Tabağımdakiler bittiğinde sandalyemi geri iterek masadan kalktım ve tabağımı lavabonun içine koydum, Ecrin veya Çınar hallederdi. 

ŞAH VE PİYONWhere stories live. Discover now