-6-

303K 10.3K 741
                                    

Tabağımı kenara bırakıp, Buğra'ya melül melül baktım. Bir erkeğin ağlaması o kadar çok tuhafıma gitmişti ki.

"Sanırım yanlış bir şey sordum." diyerek, dudağımı ısırdım ve gözlerimi Buğra'dan kaçırdım. Buğra uzun bir süre susup, sessizce manzaraya baktı. Onun bu sessizliği hiç hoşuna gitmemişti.

"Nehir'in kim olduğunu bana anlatmak ister misin?" diye sorduğumda, Buğra akan göz yaşını eliyle hızlıca silip "Hayır, şimdi değil." cevabını verdi.

"Buğra, hadi anlat. Madem ki evleneceğiz, hakkında her şeyi bilmek istiyorum."

Buğra yere uzanarak kısa bir süre sessizce gökyüzünde baktı. "Nehir benim çocukluk aşkımdı." dedi ve gözlerini kapayıp, derin bir nefes çekti. "Birbirimize çok aşıktık."

"Peki şu an nerede?" diye sorduğumda, Buğra gözünü açıp, titreyen eli ile gökyüzünü işaret etti. "Yukarıda bizi izliyor. Nikah tarihi alacağımız gün, büyük bir kaza geçirdik. O kazada şoförüm ve Nehir öldü Arabadan bir tek ben sağ çıktım. Hayatım alt üst oldu Yağmur. 5 sene boyunca ağır bir travma geçirdim. Sonra kendimi ise verdim. Çok çalışarak, hayatımdaki tüm olumsuz şeyleri bir kenara atmayı başardım."

Yağmur, onu dinlerken gözleri iyice dolmuş, tanıştıkları ilk andan beri ilk defa Buğra'nın neden böyle olduğuna dair bir fikre sahip olmuştur. İlk kez Buğra'yı bambaşka biri olarak sezmiştir.

"Özür dilerim. " diye mırıldadığında, Buğra uzandığı yerden kalktı ve kısılmış sesiyle "Ne için? " diye sordu.

"Sana hep onu hatırlattığım için."

"Senin bir suçun yok Yağmur. En büyük suç babamda. Hikâyeyi bile bile, seninle evlenmemi uygun gördü."

"Buğra, sana karşı çok bencil davrandım. Sadece kendim acı çekiyorum sandım. Gerçekten çok öz.."

"Tamam, artık lütfen konuyu kapatalım. Bilmek istedin ve artık biliyorsun. Ben açıktım, hadi bir şeyler yiyelim. "

Birden hüzün dolu olan Buğra gitti, tekrardan eski Buğra geldi. Sanki az önce bu olanları bana anlatmamış gibi davranıyordu. Yemeklerinizi yedikten sonra, çöpleri az ilerideki bir çöp kutusuna attım ve tekrardan Buğra'nın yanına gittim.

"Buğra, ayağa kalkar mısın? " diye sorduğumda, bana tuhaf bir bakış atıp " Neden, gitmek mi istiyorsun?"

Kafamı hayır anlamında sallayıp "Stres atmak isteyen şen değil miydin? Şimdi güzel bir stres atacağız."

Buğra çarpık çarpık gülüp "Nasıl olacakmış o?"

"Ya sen bir kalk, sana göstereceğim şimdi. " dedim ve elinden tutup ayağa kaldırdım.

" Kalktık, şimdi ne olacak? "

"Gole doğru bak ve gözlerini kapat."

"Bu mu yani? Gole doğru bakıp gözümü mü kapatacağım?"

" Ya sen kapat. Bende kapatıyorum şimdi. "

" Kapattık şimdi ne olacak? "

" Üçe kadar sayacağım, ondan sonra avazımızın çıkacağı kadar bağıracağız."

"Benim bildiğim tren istasyonlarında olur bu. Neye, madem etrafta kimse yok deneyelim o zaman. " dedi alaycı bir şekilde.

" 1...2...3."

"AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA"

***

İkili o an uzun bir süre bağırıp içindeki tüm huzursuzlukları atmaya çalıştılar. İçleri az buçuk olsa bile ferahlamıştı. Güneşli bir havanın aniden bulutlanması ile, Yağmur hafif üşümeye başlamıştı. Bunu fark eden Buğra, "Gidelim mi?" diye sorduğunda, genç kız başını evet anlamında yukarı aşağı salladı. "Biraz üşüdüm, gitsek iyi olur. Hem babamı da merak ediyorum."

BABAMIN VASIYETI 1 (KİTAP OLDU) #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin