Hiç beklemediği anda gelen bu hareket nedeniyle fazlasıyla afallasa da gülümseyerek onun öpüşüne karşılık verdi Lavin ve sonra kendisini geri çekip, ona soru sorar gözlerle baktı. Sarp'ın bu tavrına anlam veremedi ve yapay bir sinirle gülümsedi. "Sözünde durdum ve havuza girmedim diye miydi acaba; bu ani öpücük?"

Sarp bu soruya karşılık; "Aa!" dedi o an, bir şey hatırlamış gibi. "Havuz demişken... Sana şişme havuz alacaktık, değil mi? Nasıl da unuttum."

"Sarp!" Lavin kendisini saran Sarp'ın göğsüne sert bir yumruk indirdi. "Komik değil. Sana gerçekten sinirliyim bu konuda, biliyorsun değil mi?"

Sarp onun bu öfkesine karşılık rahat bir tavırla gülümsedi ve eğilip yeniden onun dudaklarını kısa bir süre esir aldı. "Tamam." dedi sonunda umursamazca. "Hala suya girmek istiyorsan... Yukarıda; harika bir manzaraya sahip dev bir jakuzim var, biliyorsun. Bugünlük onunla avunabilirsin. Ama baştan söyleyeyim; tek kişi girince tadı çıkmıyor, iki kişi girilince çok daha güzeldir."

Lavin bu imalı cümlelere karşılık gözlerini kıstı ve "Öyle mi?" dedi, tek bir noktaya takılarak. "Nereden biliyorsun peki sen; iki kişi girince daha güzel olduğunu? Daha önce denedin yani?"

Sarp bu soruya karşılık düşünür gibi alt dudağını dişledi, omuz silkti ve konunun uzamamasını isteyen bir tavırla eğilerek Lavin'i kucakladı. Aniden onu omzuna aldı. Lavin kıkırdarken "Ne yapıyorsun ya!?" diye sordu. "Düşeceğim, bırak!" Merdivenleri çıkmaya başladıklarında onun sırtına vurdu. "Soruma da cevap vermedin ayrıca; kiminle girdin daha önce o jakuziye?"

"Benim kollarımdayken düşmezsin, merak etme." dedi Sarp. "Sen bana trip atıp gitmeden küçük bir önlem alıyorum sadece." Lavin'i bırakmadan merdivenlerden yukarıya çıkarak banyoya girdi ve kapıyı arkalarından kilitledi. "Saçma soruna da cevap vermeyeceğim. Son dönemde çok fazla kapris yapmaya başladın çünkü, bu esintili hallerinin nedenini de artık oturup konuşsak; galiba iyi olacak."

Lavin bu konuyu ona unutturmak istercesine; kendisini yere bırakan Sarp'ın gözlerinin içine baktı ve ona tamamen yaklaştı. Kollarını sakince kaldırırken sesine tutkulu bir tını yaydı. "Şimdi sadece üzerimdekileri çıkarmayı düşünmeye ne dersin peki?" diye sordu göz kırparak. "Bence bu çok daha iyi olacak."

Sarp; bu tekliften sonra ne konuştuklarını unutmuş gibi, fazlasıyla memnun bir şekilde Lavin'i geriye ilerletip lavaboya yasladı. Bedenleri birbiriyle buluşurken; aralarında hiçbir mesafe bırakmadan, onun üzerindeki askılı bluzu sıyırır gibi ağır bir hareketle çıkardı. Kenara fırlattıktan sonra da saçlarını geriye doğru düzeltip onun çıplak kalan beline ellerini yerleştirdi ve dudaklarını onun dudaklarına yaklaştırdı. Elleri Lavin'in ipeksi teninde halinden memnun bir şekilde gezerken; "Bugün neyi çok fazla sevdiğimi fark ettim biliyor musun?" diye sordu Lavin'e, fısıldar gibi. Onun yüzünde ve bedeninde gözlerini sakince gezdirdi. Bir eli Lavin'in sırtında yükselerek sütyen kopçasına ulaştığında parmakları uslu durmayan bir tavırla, birbirine kenetlenmiş olan küçük demir parçalarını birbirinden ayırdı. "Seninleyken bana dönen kıskanç bakışları."

Lavin bu sözle gülümserken başını dikleştirdi. Sarp'ın dudaklarına tamamen yaklaştı ve onun kendi tenine değen nefesiyle yutkundu. Bedeni Sarp'ın dokunuşlarıyla tekrar tekrar alev alırken; "Tam; yanındakine istekle bakanları öldürmek isterken..." dedi. "Onların birden sana dönen o acınası kıskanç bakışlarıyla istemsizce gurur duymak... Dünyanın hem çok iyi, hem de fazlasıyla öfkeli hissettiren en çelişkili anı..." Ciddi bir ifadeyle dudaklarını Sarp'ın dudaklarına hafifçe değdirdi. "Aynı duygularda olmak..." dedi nefesleri birbiriyle harmanlanırken. "Ne kadar da hoş..."

TutsakWhere stories live. Discover now