4.9

1.8K 197 142
                                    

Selamınhello bebeklerr

______________________________________

Yazar'dan..

Hünkar kolunu Aren'in beline sarmış bir şekilde amcasını ve onun ailesini karşılamaya gitti.Hasbahçeye çıktıklarında karşısında gördüğü kişi ile, yüzü güldü Murat Han'ın."Amcam, nasılsınız?" deyince Yıldırım Bey "İyiyim hünkarım, sizi sormalı." dedi eğilip selam durarak.

Hünkar "Bende iyiyim.Peki ya siz Fazile Hanım?" deyince Yıldırım Bey'in eşi selam durup "Sağlığınıza duacıyız, hünkarım." dedi.Padişahın bakışları bu sefer hiç haz etmediği kuzenine gelmişti."Ya sen..sevgili kuzenim Kaptan-ı Derya Oğuz?" dedi lakabını alayla söylerken.

Oğuz istemeye istemeye eğilip "İyiyim." dedi.Yıldırım Bey "Evladım, hünkarım diyeceksin." diye sert bir şekilde kısık sesle uyardı.Oğuz "Hünkarım.." dedi ekleyerek.Padişah "Amcam Yıldırım Bey, tanıştırayım.Güzeller güzeli Erhasekim Aren Sultan." dedi yanındaki beyazlar içindeki sultanı göstererek.

Yıldırım Bey ve Fazile Hanım eğilerek selam durdu."İsminizi epey duydum, hayırlı işler yaparmışsınız.Bir melek kadar güzel ve nazik derler sizin için.Gerçi haksız da sayılmazlar sultanım." dedi.Aren gülümseyip "Teşekkür ederim." dedi.Onun bu kibarlığı ile çift gülümsedi.

Kaptan-ı Derya Oğuz, Aren sultana hâlâ bakarken o da öne bir adım çıkıp eğilirken konuştu."Sizin önünüzde eğilmek, benim için bir şereftir." dedi.Yeşil gözlü sultan "Sağolun." dedi mesafeli bir sesle.Hünkarın sinirli iç çekişi ile Aren, elini hünkarın göğsüne koyup gözlerine baktı.Amacı ona sakin olmasını istediğini göstermekti.

Padişah ona bakıp gülümsedi ve amcasına döndü."Uzun yoldan geldiniz, saraya girelim ve biraz konuşalım." dedi.Fazile Hanım "Ah, valide sultanımız yoklar mı?" diye merak içinde konuşunca hünkarın kaşları çatıldı.Aren ise sertçe yutkundu."Onu eski saraya sürdüm." deyince herkes şaşkınlıkla bakmıştı hünkara, lakin bir şey diyemezlerdi zira koskoca padişahtı o.

Önden Murat Han ve Aren sultan biraz arkalarından ise Yıldırım Bey ile ailesi geliyordu.

.

Saraya girip hususî olarak hazırlatılan yere gittiler ve herkes yerine oturdu.Hünkar masanın başına geçerken yanına Aren sultan geçti.Yeşil gözlü sultanın karşısına da Oğuz oturdu.Diğer aile fertleri yerlerine yerleşirken hünkar söze girdi.

"Geldiğiniz yer, yani Mısır nasıldır amcam?" dedi ağzındaki lokmayı bitirerek."Verdiğiniz bu kutsal makama elimden geldikçe iyi davranıyorum." dedi gülerek.Doğru söylüyordu, işleri çok iyiydi.Lakin artık oldukça yaşlı olduğu için vefat ettiği zaman oğlu Oğuz'a vermeyi düşünüyordu da hünkar buna izin vermezdi.

Fazile Hanım, Aren'e bakarak konuştu."Çok güzel görünüyorsunuz sultanım, lakin kusurumun affını dilerek bir şey sormak isterim.Siz doğurabiliyormuşsunuz, doğru mu bu?" dedi merak içinde.Yoldayken saray ve Aren sultan hakkında o denli şeyler duymuştu ki aklında olan tüm soruları hemen sormak istiyordu, kötü niyeti yoktu.

Aren boğazını temizledi ve biraz uzamış olan saçını kulağının arkasına sıkıştırdı."Evet." dedi.Bu konudan rahatsız olmuştu.Fazile Hanım "Gerçekten de mucizesiniz siz." dedi inanamayarak.Aren kıkırdayıp "Çok teşekkür ederim." dedi.Yıldırım Bey "Bir ilginiz var mıdır, sultanım?" dedi.Genç sultanın gözleri parladı."Nakış yapmayı gerçekten de çok severim." dedi, elindeki çatalı masaya bırakıp.

"Bir süredir yapamıyorum lakin her boş vaktim de yapmaya özen gösteriyorum.Daha çok manzara gibi nakışları çizmeyi severim." dedi kelimeleri yavaş yavaş söylerken.Yaşlı adam onu dikkatle dinledikten sonra gülümseyip konuştu."Şahane." dedi.

PADİŞAH/ GAY /MpregWhere stories live. Discover now