0.8

157 17 13
                                    

Selam.

Nasılsınız?

Bilgilendirme! Bölüm düz yazı şekilde olacaktır.



Lavin Kumru

Yanımıza gelip selam verdikten sonra kısa bi an gözlerimiz buluştu. Gözlerini hiç ayırmadan gözümün içine baktı. Kısa bir süreydi ama sanki saatlerdir bakışıyormuşuz gibiydi.

Mideme taş oturmuştu..

Bakışlarını kesip yerine geçti.

Ara sıra gözlerim ona kayıyordu. Bunu Melike fark etmiş olacak ki kolumu söktü. Açıkçası cimcikledi.

O acıyla; Ne yapıyon kızım ya! Diye çıkışmak zorunda kaldım.

O ise sakin bir tavırla; adamı gözünle yiyip bitirdin hiç kalmadı. Ne oldu tanıyormusun yoksa?

Evet tanıyordum ama bunu dile getirirsem beni soru yağmuruna tutarlardı bende o yüzden en makul yalana sığındım.

" Magazine'den " Demiş bulundum ki magazini hiç takip eden birisi de değildim. Bu sonradan aklıma gelmiş, kızların anlamaması için dualar edip içimden hatim indiriyordum. Çünkü şuan onların çenesini çekemezdim.

Karamel; Kızım sen kafayımı yedin bide o kadar adama kafayımı yedin dibini mi sıyırıyorsun demiştin. Al gördün mü şimdi senin ondan farkın ne kezban gılıklı Lavin.

İç sesim bana hiç yardımcı olmuyordu. Onu duymamaya çalışarak gözlerimi ondan tarafa çevirdim.

Çevirdiğimde zaten bana bakıyordu.

Midemdeki taş yerini dahada sabitledi. Buna fazla dayanamayıp lavaboya gitmek için kızların yanından ayaklandım.

Üst kattaki kadınlar için ayrılmış bölüme çıktım.

Lavaboya ulaştığım da kapıyı açıp girdim. İçerisi boştu. Ellerimi ıslatıp boyumda ve gerdanımda gezdirdim.

Kendime geldiğimde lavabodan dışarı çıktım. Çıktığım anla beraber bir gövdeye çarptım.

Karamel; Gövde de ne gövde yanlız taş gibi maşallah tü tüğ

Kafamın içindeki sese sövdükten sonra kafamı kaldırıp kimin olduğuna baktım.

Karşımda gördüğüm kişiyle nutkum tutuldu.

Uzun bir süre yüzüne öküzün trene baktığı gibi baktım.

Karamel; Bu arada cidden öyle baktı..

Derin bir nefes almış bulundum ve aldığım nefes ile birlikte losyon ile karışık parfüm kokusu doldurdu ciğerlerimi.

Deniz kokusu...

Bir o kadar güzel ve etkileyici bir kokuya sahipti.

Sonunda kendime gelmeyi akıl edip yanından 2 adım geri uzaklaştım.

O da benimle beraber 1 adım geriledi.

Kahrolası dilimi susturmayıp konuşturdum.

" Bir sorun mu var neden buradasınız? "
Demiş bulundum ama daha kendime gelememiştim.

Söylediği cümlelerle daha çok şok olurken kekelememeyi de ıhmal etmemiştim.

"N-ne de-dediniz siz? "

" Seni merak ettim iyi gözükmüyordun. "

" Siktir siz Türkçe biliyor muydunuz? "

Evet veya hayır demek yerine susmayı tercih etmişti. Kısa bir bakışmadan sonra

Gözlerini benimkilerden ayırıp içeriye yürümeye başladı.

Ben hala şokun etkisiyle neler olduğunu anlamıştım ama kavramaya bir yerlerinden tutmaya çalışıyordum olayın.

Şimdi Boris Türkçe biliyor ve ben çocuğa o kadar sövdüm. Şimdi çocuk demeyede bin şahit isterler öyle yani.

Bende kendime gelmiş olacağım ki söylediği söz o an aklıma düştü.

Seni merak ettim iyi gözükmüyordun.

Benimi merak etmiş?

Hem ona fotoğraf falanda atmamıştım o beni nerden biliyor.

Ben onu adından tanımıştım ama o beni nasıl tanımıştı?

Herşey şuan bir rüya gibi geliyor yoksa ben kafayımı yedim?

Karamel; Sen direkt tımarhaneliksin Lavin ne kafayı yemesi? Boşa bipolarsın demiyorum ben sana dimi?

Karameli susturmak için kesinlikle kafamı duvara vurup beynimi patlatmam gerekiyor.

Mecbur öyle olması gerekiyor..

Karamel tekrardan konuşmaya başlayacakken ben susturmak için ortama giriş yapmış bulunmaktaydım.

Mekana girdiğimde ona bakmamaya çalışıyorum ama inatla o beni izliyordu. Acaba rujummu taşmıştı veya rimelim mi akmıştı?

Şuan herşey olabilirdi.

Ama gözlerini ilk defa görmeme rağmen güzellerdi. Orman ile toprağın karışımı gibiydi. İçi yeşil ortalarında hafif kahveler ve mavilikler vardı.

İçlerinde kaybolmak istemsizce kendine çekiyordu...

Kafamı sallayıp düşüncelerimden uzaklaştım.

Kızlarla masaya içeceklerimizi söyledik.
İçeceklerimizi aldığımızda o da almış kadehini yukarıya kaldırmıştı.

Bunun cidden derdi neydi?

Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın.

Görüşürüz.

Seviliyorsunuz..


YAKAMOZ • 𝚈𝚊𝚛ı 𝚃𝚎𝚡𝚝𝚒𝚗𝚐Where stories live. Discover now