BÖLÜM 3 (İLK ÖPÜCÜK)

127 21 0
                                    




ATLAS & EBRAR DÜĞÜN

Davetliler yerlerine oturdu. Nikâh memuru nikâh akdi için yerini aldı. Gelin ve damat da yerini alırken şahitlerde geldi. Her şey hazırdı.  Nikah büyük bir coşkuyla kıyıldı.

Nikâh kıyıldıktan sonra yaylada büyük bir alkış koptu. Ardından ilk dansları için sahneye çıktılar. Pasta merasimi de tamamladıktan sonra takı merasimine geçildi. Gelin ve damat herkesi selamlamak için tüm masaları birlikte gezdi.

Gelincik çok sıkılmıştı. "Bitse de oynasak abi."  Çınar' ı darlayıp duruyordu hiç hoşlanmazdı takı merasimlerinden hep zaman kaybı derdi.

Neyse ki merasim bittikten sonra herkes rahatlamıştı. Bir yandan ikram edilen yemekler yenirken bir yandan da sahnede oyun oynayanlar vardı.

Gelincik de sahnedeydi. Abileri karşısında kendini müziğin ritmine bırakmıştı. Emirhan tarafından göz hapsine alındığından bir haberdi.

Dayanamadı daha fazla o da Atlas' ın onu çağırmasıyla sahneye çıktı. Oynamayı çok bilmezdi ama ayak uydurmaya çalıştı. Bir ara Gelincik yanlarından kaybolmuştu.

Atlas' a dönerek, bağırdı. "Ben yerime geçiyorum." Sahneden inip bakışları ile etrafını taradı. Davetlilerden biraz uzakta genç bir adamla konuşan Gelincik' i gördü. 

Onlara doğru yürümeye başladı içinde yaşadığı kıskançlığa anlam veremedi. Biraz yaklaşınca adımlarını yavaşlattı. Tartışıyor gibiydiler Gelincik' in yüzü hiç de iyi görünmüyordu.

"Ateş senin burada ne işin var?"

"Senin davetlin olarak geldim güzelim."

"Bana böyle seslenemezsin. Ben senin güzelin değilim.  Hem seni ben davet etmedim. Nasıl öğrendin onu da bilmiyorum ama lütfen gider misin?" Çok sinirlenmişti. Ateş, en son bile görmek istemeyeceği kişiydi.

"Gidemem Gelincik, hele seni böyle gördükten sonra hiç gidemem." Elini havaya kaldırdı. Tam ona dokunmak üzereydi. Emirhan, ne yapacağını tam kestirememişti ama her ne yapmayı düşünüyorsa buna izin vermeyecekti. Emirhan, adımlarını yeniden hızlandırdı ve onun elini havada yakaladı.

Gelincik sok içinde Emirhan' a baktı. Varlığını ancak Ateş' in koluna sert bir şekilde yapıştığında fark etmişti.

"Emirhan." Elleriyle kapattığı ağzı yüzünden sesi de boğuk çıkmıştı.

"Dokunma!" Ateş bir anlık şaşkınlıkla bakışlarını tanımadığı adama çevirdi.   Kolunu bir çırpıda kurtardı. "Sen de kimsin?"

"Ateş lütfen git. Tepemin tası atmak üzere!"  Gelincik' in yüzü sinirden kızarmıştı.

"Atsın güzelim, daha güzel oluyorsun. Yanakların-" Sözü Emirhan tarafından bıçak gibi kesilmişti. 

"Kes sesini!" Sert ve soğuk sesi tıslar gibi çıkmıştı. Emirhan kendini zar zor tutuyordu. Gelincik' e döndü. Dişlerinin arasından gizleyemediği öfkesiyle,  

"Kim bu herif?"

Gelincik içini kavuran öfke ve tedirginlik karışımına engel olmaya çalıştı.  "Hiç kimse." Emirhan onları nasıl ne ara görmüştü. Abileri de görmüş müydü? Gelincik düşüncelerinden yine Emirhan' ın gür ve korkutucu sesiyle gerçekliğe döndü.

"O zaman burada ne işi var? Sen mi davet ettin?"

"Hayır, tabii ki hayır. Hem sen bana şu an neyin hesabını soruyorsun?"

"İyi o zaman yapacaklarımdan sorumlu değilim." 

"Emirhan sen ne yapıyorsun? Sakın-" Sözünü bitirmeye fırsat bulamadan Emirhan onu yakasından tutarak uzaklaştırmaya başladı. Gelincik de peşlerinden gidiyordu. Kimsenin onları geremeyeceği bir yere gidince Emirhan Ateş' i iteleyerek fırlattı. 

GELİNCİK (LU' BET' ÜL AYN)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin