27.Bölüm

137 9 7
                                    

●○ ColdPlay - Yellow ○●

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

●○ ColdPlay - Yellow ○●

Gözlerine sürekli olarak bakmak zordu ancak durum onun için öyle değildi. Sanki bana bakarak bütün hayatını geçirebilirmiş gibi geliyordu. Vücudundan yayılan sıcaklıktan ayrılmak için kendimi bir adım geriye attım. Beni etkilemek istiyordu kendisi beni nasıl seviyorsa benim de sevmemi istiyordu ama bunu yapabilir miyim bilmiyordum. Onda bir şeyler vardı , hissedebiliyordum. Hani birisini ilk gördüğünüzde hiç ısınmazsınız daha sonra konuştuğunuzda aslında hiç de öyle değilmiş gibi bir düşünceye kapılırsınız. Ancak daha sonra sizin ilk gördüğünüzdeki içinizde olan şeyler gerçek çıkar. Her zaman içinizdeki sesler doğru çıkar. Onları dinlemek ise en doğru yoldur. Onunlayken evet kalbimi attırabiliyordu ancak içimdeki yapbozda birbirinin eşi olmayan yerler vardı. O boşluğu doldurmak için o yapboz parçasını parçalayarak boşluğu doldurmak ise yanlışın ta kendisidir. Bu yanlışı daha önce çok kez yapmış birisi olarak bunu yapmayı planlamıyordum. Yaşadıklarımı ve gördüklerimi akışa bırakmak en doğrusuydu.

William'ın gözlerindeki ateş sadece beni değil herkesi yakabilecek güçteydi. Bu ateş beni ısıtmıyor aksine korkutuyordu. Onun eskiden yaşadıkları onu yanlış yönlere çevirmesi ise düşündüğünden daha da kolay olacaktı. İçindeki hırsı görmemek mümkün değildi. Bana karşı duyduğu aşk çok tehlikeydi. Benim için ve itibarı için her şeyi yapacağına ise emindim. Her ne kadar dışarıdan öyle görünmese ben içindekileri okuyabiliyordum. Gözleri okunmayı bekleyen bir kitap gibiydi. Her şeyi orada görebilirdiniz. Bana karşı duyduğu saf aşkı da , her şeyi , her yeri yakabilecek güçteki ateşi de.

Etrafındaki kişilerden çok fazla etkilendiği ise apaçık bir gerçekti. Babası , ailesi onu görsün diyeydi yaptığı her şey. Ancak etrafındaki her insan onun iyiliğini düşünmüyor olabilirdi. Duyduğu , aklına yatan herhangi bir şey için tehlike saçabilir bir kıvama geliyordu. Kendisi de bunun farkındaydı. Onu iyileştirmek , doğruyu göstermek , yanında olmak çok istiyordum ancak emeklerim işe yarar mıydı bilemiyordum. Aklım ve kalbim karmakarışık bir halde gözlerine bakıyordum.

"Gerek yok , ben tek başıma kalabilirim."dedim bakışlarımı önüme çevirerek.

Bana karşı reverenas verdi. "Nasıl isterseniz Majesteleri."dedi yarım gülümsemeyle.

Arkasını döndüğünde gömleği tarafından gizlenen geniş omuzlarını fark ettim. Vücudu her kadının hayal ettiği gibiydi. Sadece vücudu değil her yeri öyledi. Daha oturmaya yeni başlayan kız çocuklarının bile elinde olan o güzel bebeklerin yanında üretilen erkek bebekler gibiydi. Her kızın hayalindeki erkeklerin birleştirilerek oluşturulan en çok beğenilen erkek modeline tam olarak uyuyordu. O , masallara inanan kızların başını yastığa koyduğu zaman hayal ettiği beyaz atlı prens idi. Hayır , bu bir ironi değildi. O tam olarak beyaz atlı bir prensti. Masallarda doğru kişi olarak gelen bu karakter ise gerçekten öyle miydi yaşayarak öğrenecektim.

YANSIMAWhere stories live. Discover now