gümüş şans getirsin.

94 26 31
                                    

"Eşsiz bir işçilik bu, prenses."

Saera, kılıcı Gümüş'ü inceleyen silah ustasına bakarken gülümsedi.

Silah ustası parmağını çeliğe biraz değdirdi ve bu kan akmasına neden oldu. Valyria çeliği bu yüzden eşsizdi. Çok keskindi.

En meşhur olanları Aegon ve Visenya'ya ait olandı.

"Uzun süredir Güneş Mızrağı'nın silah ustası sizsiniz değil mi?"

Usta Beron onu onayladı ve ilgisini prensese çevirdi. İyi birine benziyordu.

"Annenizi mi sormak istiyorsunuz?"

Saera'nın yüzünden geçen şaşkınlıkla gülümsedi ve başını salladı.

"Prenses Meria ile konuştuğu zaman da oradaydım. İki güçlü kadının birbirine meydan okuması pek sık rastlanan manzara değildi."

Saera'ya oturması için bir yeri gösterdi ve yan yana oturdular.

"Kraliçe Rhaenys gibisini ilk defa görmüştüm. Anlatıldığı kadar değil çok daha güzeldi ve tehlikeli. Kırılgan birinden çok gerçek bir savaşçıydı. Buralarda Prenses Meria'dan korkarlardı. Sözleri ve görüntüsü yüzünden. Kraliçe Rhaenys'e bakarken tek bir an bile korku görmedim. O gittikten sonra Prenses Meria'nın gülüşü salonda yankılandı."

Saera onu dikkatle dinledi. Bu anla ilgili çok şey dinlemişti ama bizzat şahitlik eden birinden duymak daha iyiydi.

"Neden güldü? Küçümsedi mi?"

Beron başını hayır anlamında salladı.

"Aegon iki güzel kadınla değil, iki savaşçı kadınla evlenmiş. Aynen böyle söylemişti."

Saera annesinin savaşçı yönünü duymayı seviyordu. Kılıçlara ya da ölüme meraklı olmaması onu savaşçı olma konusunda eksik kılmıyordu. Üç kardeş arasında ki en iyi ejder binicisiydi annesi.

"Annenizin ölümü bütün diyarı sarstı. Ejderhaların bile öleceğini gördük hepimiz. Kral Aegon savaşı bitirerek en mantıklı olanı yaptı. Zaten onun yaptığını hiçbir insanoğlu yapamazdı. Kraliçe Rhaenys'in ölümü beni mutlu etmedi. Benim de çocuklarım var. Öfkenizi de anlıyorum."

Saera adamın bu kadar anlayışlı olmasını beklemiyordu. Samimi olduğunu görebiliyordu. Bu yüzden tepki vermek istemedi. Kılıcının ucunu kuma saplamıştı.

"Teşekkür ederim Sör Beron."

Beron gülümsedi. Babacan bir tavrı vardı.

"Kibarlığıma şaşırmadınız?"

Saera'nın kendi hakkındaki sorusuyla gülümsemesi küçük bir kahkahaya dönüştü.

"Kaba olduğunuzu düşünmüyorum Prenses Saera. Burada olmaktan rahatsızlık duymanız normal. Ayrıca babanız ve kardeşinizin yanında hiç de kaba durmuyorsunuz. Bu da sizin gerçek kişiliğinizi yansıtıyor. Henüz çok gençsiniz ama güçlü bir kişiliğiniz olduğuna inanıyorum."

Saera'nın cevap vermesini beklemediği için ayağa kalktı.

"Gümüş, size şans getirir umarım."

Beron uzaktan onlara doğru yaklaşan adamı görünce başını eğdi ve prensese döndü.

"İncelememe izin verdiğiniz için ben teşekkür ederim."

Saera gülümsedi ve onun gidişini izledi. Aynı anda Sör Arthur'la denk geldiler ve Usta Beron onun omzuna vurdu muzipce.

"Prenses."

tres dracones •targaryenWhere stories live. Discover now