Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
✧･ﾟ: ✧･ﾟ: - :･ﾟ✧:･ﾟ✧
━
❝ 𝔠𝔥𝔞𝔭𝔱𝔢𝔯 𝔢𝔦𝔤𝔥𝔱 ❞
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Hufflepuff-Slytherin maçı...
Fayette'in heyecanla beklediği an gelmişti. Yılın ilk maçı... İyi hazırlanmışlardı. Takımına güveniyordu. Antrenmanlar sırasında sınırlarını oldukça zorlamışlardı. Onları takdir etmesi gerekirdi. Adaletli bir takım kaptanının böyle yapması gerekirdi. Takımına güveni sonsuzdu.
Fayette, keyfi yerinde, kahvaltısını ediyordu. Maçın üzerinde oluşturduğu bir baskı yoktu. Bugünü beklerken boş durmamış elinden geldiğince çalışmıştı. Tek yapması gereken maça çıkıp iyi bir quidditch oyunu çıkarmaktı.
Fayette'in aksine Saoirse büyük stres altındaydı. Rengi tamamen çekilmişti. Hayatında bir sorun olmadığı zamanlarda olduğu gibi yanakları pembe pembe değildi. Yüzündeki canlılık çekilmiş gibiydi. Fayette arkadaşının ağzına zorla bir sandviç tıkmaya çalıştı. "En sevdiğin sandviçten, hadi ama Saoirse sabahtan beri ağzına tek bir lokma koymadın." Saoirse, annesi tarafından sevmediği bir yemeği zorla yedirilmeye çalışılan bir çocuk gibi dudaklarını birbirine bastırıp kafasını kaçırdı.
"Senin yerinde olsaydım yalnızca maçın keyfini çıkarırdım. Arayıcı olmak çok keyifli olmalı. Altın snitch'i yakaladığında maçı bitirecek kadar da önemli bir pozisyondasın." diyerek arkadaşını teselli etmeye çalışmıştı Giselle. Büyük bir quidditch hayranı olduğu için yılın ilk maçını en az Fayette kadar iple çekmişti. Hazırlığından da ne kadar heyecanlı olduğu belli oluyordu. İlk maçın kendi binasının maçının vermiş olduğu heyecanla aşırıya kaçtığı bile söylenebilirdi. Siyah boğazlı kazağının üstüne Hufflepuff takımı için hazırlanan forma benzeri bir t-shirt giymişti. Göğsünün üzerindeki Hufflepuff armasının kenarında Fayette'in imzası vardı. Kumaş pantolon klasiğinden çıkıp altına siyah bir kot çekmişti. Sarı renkli kepinin üstünde kocaman peluş bir porsuk vardı. Boynuna da Hufflepuff atkısı takmıştı elbette.
