Rất tiếc! Hình ảnh này không tuân theo hướng dẫn nội dung. Để tiếp tục đăng tải, vui lòng xóa hoặc tải lên một hình ảnh khác.
✧･ﾟ: ✧･ﾟ: - :･ﾟ✧:･ﾟ✧
━
❝ 𝔠𝔥𝔞𝔭𝔱𝔢𝔯 𝔱𝔴𝔬 ❞
Rất tiếc! Hình ảnh này không tuân theo hướng dẫn nội dung. Để tiếp tục đăng tải, vui lòng xóa hoặc tải lên một hình ảnh khác.
Aliferous, beyaz kanatlarını çırparak Hogwarts'ın dört bir yanına dağılıyordu. Derginin okurlarına ulaşan sayılan havadan zarif bir şekilde süzelerek ellerine düştüğünde pudra pembesi konfetilerle gümüşi simler saçıyordu.
Tiffany Sinclair, çok beğenilen ilk sayının ardından hiç bekletmeden ikinci sayısıyla buluşturmuştu okurlarını. Gizemli havasıyla mütevazı yakışıklılığı kızların ilgisini çeken Nolan Wallace'ın babasının Amerikan Seherbaz Bürosu'nda çok önemli bir isim olduğu öğrenilmişti. Altıncı sınıfa başlayacakken neden okul değiştirdiği ile ilgili net bir cevap alamasalar da Tiffany artık ailesinin hayatı İngiltere'de olduğundan Nolan'ın onlardan uzak kalmak istemediğini belirtmişti yazısında. Küçük kız kardeşi de arkasından Hogwarts'a başlayacaktı. Yazının devamında Ilvermorny'nin Hogwarts'ı andırdığı üstelik ondan esinlenilerek tasarlandığı için Ilvermorny öğrencilerinin büyük bir ilgi duyduğu belirtilmişti. Nolan Wallace eline geçen bu fırsatı değerlendirmeyi tercih etmişti.
Tiffany ilk sayıyı çıkarmakta, Scamander ikizlerinin gerisinde kaldığı için rakiplerimizin ilk sayıları aynı oranda satılmıştı. Tiffany yine de bunu bir başarı olarak görüyordu. Onlara yetişmişti. Pes etmemişti. Elinde çok güçlü bir sayı vardı. Onları alt edecekti.
Aliferous'un bir sayısı binanın içinde süzüldü, süzüldü... Binadan dışarıya fırladı ve çeşmenin başında oturan bir grup Slytherinli kızın kucağına düştü.
İçlerinden en meraklı olanı Aliferous'u havada yakaladı. "Allie, bize ne haberler getirdin bakalım?" dedi kız derginin üzerindeki bir çift gözün merakla ona bakışını izlerken. Gözlerin farları mevsime göre değişirdi. Sonbahar mevsiminde oldukları için toprak tonlarında hoş bir makyaj yapılmıştı. Allie de, Aliferous dergisi için kullanılan bir kısaltmaydı. Dergisinin ismini koymak için haftalarca kafa patlatan Tiffany bu emeğine karşılık okurlarının böyle uzun ve alışılmadık bir ismi söylemeye çalışmak yerine sevimli bir takma isimle çağırmasını istemişti. Okurlarıyla olan samimiyetini de artıracağına inanıyordu. Kendisine de bir mahlas takmıştı. Yazar kişiliğine büründüğünde ona farklı bir isimle tanımaları ona daha doğru gelmişti. Estetik bir dokunuş olduğu için de kendine bir takma isim belirlemiş olabilirdi elbette ama bunu tartışmaya gerek yoktu. Tiffany elinin değdiği her şeyin son derece şık, zarif ve estetik olmasını isterdi.
