Uykulu halimle Egeye baktım, Bartuya doğru eğilmiş bir şeyler anlatıyor idi. Acaba ne anlatıyordu. Biraz uyku numarası yapsam diyecektim fakat uyandığımı gördüler. Çok sinirlenmiştim çünkü merak ediyordum ne anlatıyor diye ama görmüşlerdi. Artık öyle davranırsam gülünç bir durum olabilirdi.
Biraz onları dinlerken zil çaldı. Tek başıma gezme kararı aldım. Okulun bahçesinde çimenler ve ağaçlar olduğu için kafa dinleyebileceğimi düşündüm. Birazcık dolaştıktan sonra Hilal ve Gökçe yanıma doğru geliyordular. Acaba bu sefer hangi şakayı yapacaklardı? bu sefer çok kızabilirdim.
Yanına gelelim mi diye sordular. Pek istemesem de kabul edip yürümeye başladım. İstemiyordum ama sınıfa yeni gelmiştim ilk günlerde böyle davranırsam benim hakkımda kötü fikir düşünebilirler. Bende bunu istemediğim için kabul etmek zorunda kaldım. Bu gün onlarda pek konuşmadılar. Sadece yürüdük, sadece..
Ama sessizliği bozan zil çalmasıydı. Keşke daha uzun süre yüreyebilsek belki dakikalarca, belki saatlerce.. Sınıfa girdiğimde herkes telefona bakıyordu bende sırama geçtim ve telefonumu açtım. Biraz sonra Egeler geldi. Hiç bir şey sormadan oturdular. Hiç konuşmadan telefonlarına odaklandılar. Ege biraz üzgün gibiydi. Sormaya karar verdim ama sınıf sessiz olduğu için mesaj olarak soracaktım "Ege iyi misin noldu"
Gelen mesajı okudu ve yazmaya başladı.
Ege; Hiç öylesine biraz yorgunum ondandır ama merak etme iyiyim:)
Tamam dedim. Biraz geçtikten sonra hoca geldi ve yine test yapacağını söyledi geometri biraz biliyorum. Testler önümüze geldi. Ve ilk soru kolaydı diğer sorunun pek işlemi yoktu. Böyle böyle ders bitti. Yine çok fazla kafa yormuştum. Eve gidecektik, çok yoruldum bide bunun üstüne ders hayatta çalışamazdım. Pijamalarımı giyip dinlenmeye koyuldum bugün cumaydı yarın tatildi. Çok mutluydum. Yarın ailecek bir pikneğe gidecektik. Onun için annem sepeti hazırlıyordu. Uyuduk ve sabah 11 gibi uyandık arabayı hazırladık gitmeye koyulduk.
Yolda müzikler dinledik. Ege ile konuştuk, pikneğe gideceğimizi söyledim. Hilal ve Gökçede gelecekti onlarla beraber dağa çıkıp voleybol oynarız diye düşündük. Çok heyecanlıydım çünkü ailemle bir aktivite yapmak çok hoşuma gidiyor. Ben salatayı hazırladım annem masayı kurdu babam tavukları pişirdi. Hilal ve Gökçede geldiler. Beraber voleybol oynarken arkamızdan bir ses geldi. Hepimiz aynı anda bakmıştık. Sizce kim geldi?
Eski sınıfımdan nefret ettiğim ZEYNEP.
Kızdan nefret ediyorum. Zeynep yanıma geldi ve şunu dedi; "Bakıyorum yeni okulunda arkadaşlar edindin. En kısa sürede yanlız kalman dileğiyle." diyip gitmişti kafayı yemek üzereydim neden durup dururken geldi ve bana bunları dedi? bir şey desem yapsam tamam diyeceğim fakat bir şey yapmadım.
Gerçekten bu kızın psikolojik olarak bir bozukluğu var. Eski okulumda da bu böyleydi. Şizofren mi ne. Durup dururken sinirlerimi bozdu. Gökçe ve Hilal sorular sormaya başladılar "Neden öyle dedi?" "Tanıyor musun?" gibi şeyler. Bir cumartesi günü rahatım bunda da sinirlerimi hoplattı ya. Pazar günü zaten rahat olamıyorum. Yok banyosuymuş yok ödeviymiş.
Bazen suçun bende olduğunu düşünüyorum fakat bir şey yaptığım yok. Neyse ki sinirlerimi topladım ve voleybol oynamaya devam ettik. Yemeklerimizi yedikten sonra dağa çıkmaya başladık. Dizlerimiz kanadı fakat yine de asla bırakmadık hep yürüdük. Yolun sonuna geldiğimizi fark ettik. Aşağısı uçurumdu.. Çok korkunçtu.
Kızlar fotoğraf çekindiler ve aşağıya indik. Baya eğlendik. Gezdik güldük. Annemler aradı ve artık gideceğimizi söyledi. Biraz yürüyüşlerimizi hızlandırdık ve arabayla geri döndük. Çok yorulmuştum bacaklarım kanadı kollarım çizildi biraz krem sürüp banyo yapıp uyudum. Yattığım gibi uyumuşum zaten.. Pazar günü dediğim gibi geçti banyo falan yaptım ödev yaptım. Geçen testlerde yanlışlarıma baktım.
Pazartesi günü..;
