"Tenezzül mü? Onu da nereden çıkardın?  Kırıldın mı söylemedim diye? Ben sadece sıkıntılarımla seni boğmak istemedim. Zaten çok yoğunsun bir de ben yük olmak istemedim"

"Yük mü! Bana yük olduğunu mu düşünüyorsun gerçekten saçmalık! Anlamadın mı bu dünyada bir tek sen bana yükmüş gibi hissetiremezsin. Seninle ilgili olan herşey iyi, yada kötü diye adlandırdığın herşeyinle kabulümsün."

"Bu bir aşk ilanı mı?"

Önce kahkaha attı daha sonra yüzüme öyle bir sıcaklıkla baktı ki sanırım çok sevimli olduğumu düşünüyor˘⁠⌣⁠˘

"Sesli düşündün" dedi. Sırıtarak

Şaşkınlıkla "Hangisini" deyiverdim bunu da içimden söylüyecektim. Yine kahkaha attı. "Evet bunu da sesli düşündün" dedi o şuan bundan çok keyif alıyor.

"Neyse çıkması gerekmiş ağzımdan çıkmış. Duydun bari cevap ver zalımın oğlu"

"Ha sen ciddisin?" ciddileşerek yüzüme aval aval baktı daha sonra "Doğru hissettiremedim mi? İnsan aşık olmadığı kişiye herşeyinle kabulümsün der mi?"

"Yoo biliyordum ama insan yine de 'biz şimdi bu adamla ne oluyoruz' diye düşünüyor."

Yine pis pis sırıttı "Ne olmamızı isterdin?"

Karın demek vardı ama biraz ağırdan almalıyım kendimi sırası ile gidelim.
"E ama sen beni zor durumda bırakıyorsun soru sorma! Benim soruma cevap ver hiç bilmiyorsun bu işleri her işi bilen Uras efendi aşka gelince sus pus!"

"Meğer bu Uras efendi ne pis bir adammış daha neler biriktirdin içinde söyle güzelim hepsini"

"Sen dalga geçiyorsun benimle"

"Yok vala değil anlat dinlerim"

"Al işte yine bişey demiyorsun" dedim sitemle kaşlarımı çatarak. yürü be kızım ağzın açılmışken konuş bari bu iş bu adama kalırsa biz ömür boyu bu hâl üzere devam ederiz.

"Aşığım deme mi bekliyorsun yani? Tamam sesli de dile getiririz. Ay ışığım hayır, sevgili ışığım, hayır sevgilim..."

Kıkırdadım sadece. Karnımda binlerce  kelebek kanat çırptı. Ağzım kulaklarıma kadar kıvrıldı.

"Sevgilim. Ne güzel bir kelimeymiş" dedim cilveli bir şekilde. "Zor oldu buraya kadar gelmek" dedim zaferle gülümsedim bu sefer de.

"Ben nasıl sevilir bilmem Ay ışığı. Ama sen öğretirsen çabuk öğrenirim" dedi.

"Öğretiriz" dedim göz kırparak  hâlâ cilveli bir eda ile ve otuziki diş sırıtarak.

"Güzel şimdi şu uyku problemine dönelim uykun mu gelmiyor yoksa uyumaya mı korkuyorsun?" Diye sordu.

"Korkuyorum. Her gözümü kapattığım da yaşadıklarım geliyor aklıma annem. Babam. Louis ve yaptıkları... Bir de gözüm kapalı olunca karanlık oluyor. Önceden böyle bir korkum yoktu hatta ışıkta yatamazdım odayı iyice karanlık eder artı birde uyku bandı takardım."

"Louis' i öldürmeyecektik biz o piçi öldürmek tek pişmanlığım. İstediğini verdik." Boynunu çıtlattı.  Sinirden "Neyse yanında biri kalsa yine mi uyuyamazsın?"

Güldüm "Sen kalırsan uyurum"

"Göreve gittiğimde ne olucak? Farklı bir çözüm bulmamız lazım"

Ben daha önce göreve gideceğini hiç düşünmemiştim içime bir sıkıntı düştü ya onun da başına bir şey gelirse "Göreve çıkacak mısınız? Ne zaman?"

Düşler Kapanı Where stories live. Discover now