Aşkın kan izleri

galiba kaybediyordum

( Bir anlığına kaybediyorum sandım)

Aradan geçen yoğun bir kaç günden sonra bir süre dersimin olmaması benim için

 dinlenebileceğim en iyi ilaç olacaktı. sabahın öğlen saatlerinde kahvaltı yaparken bir yandan 'da rüyayla mesajlaşıyorduk. Arkadaş olduğumuz süre boyunca rüya beni en iyi arkadaşı doğuşla tanıştırmış onla arkadaş olmamı sağlamıştı. Doğuş sarı ve hafif kıvırcık saçlara , açık kahve rengi  gözlere sahipti. Yüzündeki küçük estetiklere rağmen kendine has bir duruşu ve çekiciliği vardı. Mineyle ise son birkaç gündür iletişimi kesmiştik bizi durmadan arıyor ama biz cevap vermemek için adeta direniyorduk. Bugün rüya ve doğuşla dışarı çıkmayı planlarken telefonlarımıza gurup bildirimi gelmişti gurubu kuran mineydi gurupta onu yanlış anladığımızı bizi dışlamak gibi bir amacı olmadığını söyleyip buluşup yüz yüze konuşmamızı  ayrıca bizi biriyle tanıştırmak istediğini söylüyordu. Aslında ona kırgın veya kızgın değildik ama okulda başka birinin yanında olduğunu bize neden haber vermemişti?  işte bu hepimizin şüpheye düşmesine neden olmuştu. Kızlarla aramızda konuştuktan bir süre sonra mineye bir şans daha tanımış ve onunla görüşmeyi kabul etmiştik. Öğlen saatlerine doğru hazırlanıp buluşacağımız kafeye gitmiş ve orda mineyi bekliyordum. Bir süre sonla rüyayla doğuş geldikten sonra gözlerim mineyi aramakla meşguldü kimseden ses çıkmıyor herkes minenin kimle geleceğini ve ne konuşacağını düşünüyordu acaba okulda çarpıştığım çocuğumu getirecek düşüncesi beynimi ele geçirmek üzereydi. Geçen yarım saatin ardından minenin sesi kulaklarımızda bitiverdi kafamı çevirip ona baktığım sırada gözlerimle gördüğüm manzara beni şoktan şoka , renkten renge sokmuştu. Minenin yanında iki tane adını bilmediğim adam vardı ve ne yazık ki korktuğum başıma gelmiş okulda çarpıştığım çocuğu ' da yanında getirmişti . Mine masaya oturduğu sırada rüya mineye dönüp  ters bir tavırla biz bize olacağımızı sanıyordum diyerek doğuşla bende  onu onaylamıştık. Mine söylediklerimizi duymazdan  gelmiş ve bizi çarpıştığım çocukla yani atlasla sonrada  arkadaşlarıyla tanıştırmıştı. Aradan geçen uzun bir aradan sonra mineyle aramızdaki sorunu halletmiş ve minenin özür dilemesiyle ateşkes ilan etmiştik. Aramızda devam eden ufak muhabbetleri sadece dinliyor ve kafa sallayarak onaylamaya çalışıyor, tam karşımda oturan atlasla göz göze gelememek için direniyordum. Arada kafamı çevirip baktığımda onla göz göze geldiğim anda kafamı çevirip onu görmezden gelmeye çalışıyordum atlasın arkadaşları ise biri durmadan konuşurken diğeri ise gözlerini ayırmadan telefonla ilgileniyordu. atlas kahve rengi saçlara , ela gözlere ve uzun bir boya sahipti. saatler geçse 'de tek bir kelime konuşmayan ve tek yaptığı şey telefona bakmak olan batur ise oldukça güçlü görünen görüntüsü altında  siyah saçlara , renkli gözlere , uzun boya ve ciddi bir duruşa sahipti. ve asla susmak bilmeyen arkadaşları cankut sarı saçlara ve kahve rengi gözlere sahipti. Gözlerim bir anlığına herkesi incelerken atlasın beni izlediğini görüp rüyayla doğuşa kaş göz yaparak olduğumuz yerden ayrılma kararı almıştık. Rüyayla doğuşu ikna etmiş ve gece bende kalmak için eve geçmiştik. Akşam saatlerinde daldığımız muhabbeti bölen çalan telefonum olmuştu arayan annemdi beni bu saatlerde aramazdı diye düşünürken telaşla telefonu açtım annem maddi durumunun iyi gitmediğini bu yüzden de öğrenci evinden çıkmam gerektiğini söyleyip telefonu yüzüme kapatmıştı. Ne olduğunu anlamamış halde olduğum yerde kalmıştım şimdi ne yapacaktım yoksa her şey benim için başlamadan bitmiş miydi?

(Her şeyin bittiğini sandığım her anda aslında  yeniden doğuyordum)