•7• İtaati Yenen İrade

209 30 13
                                    

Kanımda gezinen yılanları hissediyordum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Kanımda gezinen yılanları hissediyordum. Kanımda gezinen gücün büyüklüğünü anlıyordum. Bu muazzamdı, yaşadığım ve hissettiğim hiçbir şeye benzemiyordu. Eşsiz bir deneyimdi ve bunu hisseden tek kişi olmadığımı da biliyordum.

Slytherin gücünü içimde istemiştim ve içime almıştım. Tabii karşılığında ona kendi güçlerimden vererek. Olan buydu, zihnim hazmetmekte zorlanıyordu ama olan tam olarak buydu.
Odadaki sessizlik, dakikalar önce solmuş ışık hüzmesiyle başlamıştı. Dakikalardır sessizce nefes alıp veriyorduk, konuşmuyor veya kıpırdamıyorduk. Çok yakın bir zamanda yumduğum gözlerimi birkaç saniye sonra açtığımda hafifçe kamaştılar. Bakışlarımı ona döndermeden önce aralık pencereye çevirdim. Dışarıdaki lacivertimsi yeşil sis artık yoktu, Dumbledore görmüş ve anlamıştı. Sisi o hariç kimse kaldıramazdı çünkü anlayan tek kişi oydu. Varis olduğumu bilen yalnızca oydu, işin garibi bana güvenmeyen de yalnızca oydu. Savaş, yalnızca benim ve onun arasındaydı.

Savaşımız artık kaçınılmaz bir sondu.

Dudaklarımı ıslattım ve avuç içlerime sanki değişiklik arıyormuş gibi baktım ama tabii ki yoktu. Son kez yutkundum ve bakışlarımı Tom'a çevirdim. Aynı şekilde bana bakıyordu, hissettiğini biliyordum.

"Saklanmanın sebebi buydu." Sanki taşlar yerine oturmuş ve tüm eksik piyonlar oyuna dahil edilmiş gibi baktı. Cevap vermem gerektiğini biliyordum ama ne diyeceğimi bilmiyordum. Ne diyebilirdim ki? Nasıl açıklayabilirdim? Dahası açıklamam gerekiyor muydu?  Ona borçlu değildim, ona hiçbir şey vermek zorunda da değildim. Bir anlaşma yapmıştık, bu sadece işti.

"Ne dememi istiyorsun?" Benden ne beklediğini bildiğim de söylenemezdi zaten. Yanıtlarım vardı ama ona yanıtlarını söylemeyecektim ve Tom'un bunu bildiğine emindim. Ben ona karşı hiç dürüst olmamıştım. O, kendi cevaplarını benden kendisi almıştı. Bana hesap soramazdı. Duruşunu dikleştirdi ve sanki hep bu kadar güçlüymüş gibi ona verdiğim gücü sahiplendi. Kibirlendiğini ve egosunun arttığını hissetmek için psişik yeteneklere ihtiyacım yoktu. Tavırları, jestleri ve mimikleri başlı başına birer yanıttı.

"Varissin ve seni öldürmemden korktuğun için kaçtın. Baban ölünce Dumbledore seni korumayı reddetti... Ve... sen... Sen de kaçtın." Yüzünü buruşturdu ve cümlesine devam etti. "Ben seni öldürmeyeyim diye kaçtın. Korktuğun için değildi, sen en başından beri zaten benden kaçıyordun. Sen Dumbledore'dan intikam istiyorsun... Babandan değil." Zihnimde dönen tilkileri sanki okuyabiliyormuş gibi gözlerime baktı, açıkçası bir an için bende okuyabildiğini sanmıştım.

Zekası hayranlık vericiydi, az çok anlamasını ummuştum ama bu kadarını tahmin edeceğini düşünemiştim. Alayla güldüm ama gülüşüm daha çok histerikti. Onu hafife almayı bırakmalıydım ama bunu, kendime hakaret olarak görmeden yapmam mümkün değildi.

"O, benim babam değil." Takıldığım noktanın komikliğini biliyordum ama inkardan başka şansım yoktu. Tek seçeneğim reddetmekti.

"Siktir." Tom alayla güldü ve başını sağa çevirdi. "Ne olacak şimdi?" Benim gibi histerik bir biçimde güldü, sinirleri bozulmuş gibiydi. Babamı inatla kabul etmiyor oluşuma cevap vermedi.

Saklı - Tom RiddleWhere stories live. Discover now