~SANA SAKLI~

~11. Bölüm~

Ben galiba ikinci defa kaçırılıyordum. Beni kaçıran adamlardan beni kaçırıyordular...

Yağız'ın anlatımıyla...

Toplantının ortasında telefonuma bir bildirim geldi. Ama şu anda ihaleyi almak için sunum sunuyordum. O araziyi satmaları için ikna etmeliydim. Yurtdışında işleri büyütmem için güzel bir fırsatdı bu.

-"Biz bu araziyi alırsak diğer şirketler gibi büyük bir AVM yapmayacağız sadece. Mağazalar zenciri yaratıp içerisine hatta bahçesinde çocuklar için oyun parkı ve yaşlılar için bahçede yeşillik alan yapmayı düşünüyoruz. Bu da daha konforlu bir alan oluşturur bizim için. Hem de satış olarak daha yüksek kaar elde ederiz".

Son fikirlerimi söyledikten sonra Corc ve asistanının cevabını bekliyordum. Aralarında biraz konuştuktan sonra Corc bey konuşmaya başladı.

-"Fikriniz üzerine biraz düşündük. Diğer sunumlarla kıyaslarsak sizin fikirleriniz daha mantıklı ve cazip görünüyor. Hem biz de herkeste olduğundan farklı bir şeyler istiyorduk. Olumlu yönde bakıyoruz fikrinize".

Evet bu iş te tamamlandı.

-"Hayırlı olsun o zaman. Anlaşmayı hazırladığınız zaman imzalarız".

Bu işide aldığıma göre bence artık burada çok kalmaya ihtiyaç yoktu. Yarın Türkiyeye gide bilirdim. Şirketten çıktığım an telefonuma baktım. Çok mesaj vardı. İlk İrem'in mesajına girdim. Canlı konum göndermişti. Ve şu anda hareket halindeydi. Acaba AVM-den başka bir yere mi geçtiler de konum attı diye düşündüm. İremi arayacaktım ki Salihin araması ekranda göründü. Telefonu açtım:

-"Alo Yağız bey size bir şey söylemem lazım".

-"Evet söyle Salih. Kötü bir şey olmuş".

-"Yağız bey nasıl söylerim bilmiyorum ama İrem hanım yok, kaçırılmış".

-"Nasıl yok lan. Nerede? Bana mesaj atmış dalga mı geçiyorsun benimle?"

-"Estağfurullah abi. Biz Ece hanım ve İrem hanımla AVM-ye gittik haber vermiştim size. İşte onlar biraz kadınlara ait olan mağazaya girdiler Ece hanım da beni gönderdi poşetleri arabaya koymam için. Gittim sonra geri döndüm yine ne olur ne olmaz kardeşiniz İrem hanımın olmadığını söyledi. Biz de aramaya başladık daha sonra kameraları açtırdık ve birilerinin kaçırdığını gördük".

-"Salih seninle gelince görüşeceğiz. Ama şu anda sırası değil. Adamı tanıyor musun kimin adamı, yüzü görünüyor mu?"

-"Hayır efendim ama şimdi tüm depoları aramaları için bizimkileri yönlendirdim".

-"Sana bir konum atacağım 2 saat önce İrem bana gönderdi. Şu anda hareket yok hemen çabuk olun ve o konuma gidin".

Bir kıza bir günlük sahip çıkamadılar. Korumak için yanıma aldığım kızın başına daha neler gelecekti bilmiyorum. Asistanımı arayıp özel uçağı hazırlattırmasını söyledim. Çabuk bir şekilde Türkiyeye geri dönmeliydim çünkü buradan idare edemiyordum. Hemen arabayı eve sürdüm. Getirdiğim bilgisayar laptop ve bir kaç dosyayı alarak uçağın olduğu yere gittim. İremin attığı konuma bir daha baktım. Depoydu evet ama bizim bildiğimiz düşmanlar asla buraya götürmezdi. İstanbulu mutlaka terk ederdiler. Ama yine de bu işte bir şeyler vardı. Uçak kalkış yaptı ve ben uyuyamıyordum da. Bir şey yapamazdım şimdi.