Kavga

667 37 2
                                    

Selin okuldan 3 gün uzaklaştırıldığı için Yağmur okula gitmek istemiyordu. Zaten okulların kapanmasına 3 hafta vardı ama sınavlar henüz bitmemişti. Bu yüzden oflayarak yataktan kalktı ve hazırlanmaya başladı. Artık hazırdı ve okula doğru ağır adımlarla yola çıktı.

Okulun bahçesine geldiğinde Begüm ve grubunu onu beklerken buldu. Begüm atılarak "Vay vay vay... Kimleri görüyoruz. Nerde senin şu lezbiyen arkadaşın? Yoksa seni yanlızmı bıraktı? Ay canımm, kıyamam." dedi ve üstüne doğru yürümeye başladı. Yağmur cesaretliydi fakat Begüm'ün arkasında 5 kişi daha vardı. Bu yüzden biraz cesareti kırıldı. Ama hiç istifini bozmadan: "Seninle uğraşmak gibi bir niyetim yok mümkünse seninde olmasın. İyi dersler." dedi ve tam okulun kapısına doğru gidiyorken saçlarında bir el hissetti. Bu Begüm'dü. Begüm, Yağmur'un saçlarını tutmuş aşağı doğru çekiyordu. Yüz yüze geldiler. Begüm: "Senden nefret ediyoruz!" dedi ama Yağmur'un karşılığı gecikmedi; "Nefrete esir olmuş kalbiniz kurusun!"
Tekmeler , yumruklar artık havada uçuşuyordu. Yağmur bir fırsatla dönüp Begüm'ün burnuna sert bir şekilde yumruk atmayı başarmıştı. Begüm'ün burnu kanıyordu ve o şokla afallayıp geri adım attı. Ellerinde bir tutam sarı saç kalmıştı. Yağmur zarar vermenin mutluluğuyla kendini tutamayıp kahkaha attı. O 5 kişiden biri Begüm ile ilgilenmeye başlarken diğer 4 kişi Yağmur'un üstüne yürüyordu. Begüm kavgayı alır diye karışmamışlardı ama şimdi olaylar değişmişti. Yağmur işin ciddiyetini anlayıp okulun içine doğru koşmaya başladı. Kendini kızlar tuvaletinde bir tuvalete kilitledi ama takip edilmişti. Çok geçmeden yumruklar kapıya indi , haykırışlarda yumruklara eşlik ediyordu: " kapıyı! Geberticez seniii!" O koridorun nöbetçi öğretmeni bağırış seslerini duyup koşarak geldi ve "Ne oluyor burda! Bu gürültü ne?!" diyerek bağırdı. Yağmur, Nil hocanın sesini duyunca hemen kapıyı açarak : "Nefretleri o kadar gözlerini kör etmiş ki beni dövmeye çalıştılar." dedi ve hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Nil hoca: "Sen öğretmenler odasına geç ben geliyorum." diyerek onu sakinleştirmeye çalıştı. Yağmur tuvaletten tam çıkarken Begüm'ün arkadaşlarından biri: "Bu burda bitmedi kızım. Göreceksin, fitil fitil getiricez burnundan" diye bağırdı bozuk Türkçesiyle. Yağmur hızlı adımlarla öğretmenler odasına gitti. Odada kimse yoktu ve beklemeye başladı. Bir yandan da ağlıyordu.

Yağmur Nil hocanın geldiğini fark etti ve göz yaşlarını elinin tersiyle sildi. Nil Hoca 1.50 boyunda olduğu için sürekli topuklu giyiyordu ve tüm okul bu sese alışmıtı. Bu yüzden Nil hocanın geldiği anlaşılıyordu. Nil hoca neler olduğunu sordu ve Yağmur en baştan başlayıp neler olduğunu anlattı. Anlatmasını bitirdiğinde bir yargıyla karşılaşmayı beklerken tersine bir gülümsemeyle karşılaştı. Nil hoca onu anlamıştı: "Canım benim sakın üzülme. Ben senin arkandayım. Bu tamamiyle doğal bir durum. Ama maalesef arkadaşların seni anlamıyorlar. Lütfen kavga etmemeye çalış. Herhangi bir durum olursa da bana mutlaka haber ver." dedi ve sözcüklerin yerini sarılmaya bıraktı. Yağmur hem şaşırmış hemde mutlu olmuştu. Sarılırken sımsıkı sıktı öğretmenini çünkü onu anlayan ve destekleyen ilk insandı. Onun için çok önemliydi. Ve tekrar ağlamaya başladı ama bu sefer mutluydu. Gözyaşlarını sildi ve: "Teşekkür ederim. Bu benim için çok önemliydi." dedi. Ve çıktı odadan.

Sınıfa çıkmak istemiyordu bu yüzden kantine indi. Selin'e mesaj attı ve mesaj beklemeye başladı. Çünkü Selin ayrı bir evde kaldığı için bir fast food restoranında çalışarak kaldığı evin kirasını ödüyordu. Bu yüzden her dakika telefonuna bakamazdı. Mesaj beklemekten usanan Yağmur okuldan çıkmaya karar verdi. Tam okul kapısından çıkarken Begüm ve arkadaşları onu koşarak yakaladı. Yağmur tamamiyle savunmasızdı bu sefer çünkü 6 kişi aynı anda saldırıyordu. Yağmur'un çığlıklarına güvenlik koştu ama bir şey yapamadı. Biranda Yağmur nefessiz kaldı. Nefes alamıyordu. Yerde kıvranırken zar zor aldığı nefesi dahada çoğaltmaya çalışıyordu. Bunu fark eden Begüm'ün arkadaşı: "Bir şey oldu buna, kaçalım. Nefes alamıyor!" dedi ve durumu diğerleride fark edince direk uzaklaştılar. Yağmur nefes darlığı çekiyordu ve kalbine ağrı girmişti. Begüm ve arkadaşları uzaklaştıkları için alan açılmış ve daha rahat nefes alabiliyordu ama tam rahat değildi. Nil hoca hemen geldi. Durumu anlamaya çalışıyordu. Yerde kıvranan Yağmur'un başına geldi ve Yağmur'un nefes alamadığını fark etti. Güvenlikçiye seslenip onun yardımıyla Yağmur'u kaldırlar ve Nil hocanın arabasıyla hastaneye doğru yola çıktılar. Yağmur biraz daha iyiydi ama aldığı darbelerden canı da çok yanıyordu. Hocaya dönüp: "Hocam lütfen bundan ailemin haberi olmasın. Çok korkuyorum" dedi ve kafasını çevirdi. Gözlerinden 2 damla yaş süzülmüştü. İlk kez tercihi yüzünden dayak yemişti. Kimi sevdiği kime neydi ki? İnsanlar bunu neden anlamayıp yargılıyordu? Sonuçta onlara bir zararı yoktu. Düşünceler içinde hastaneye ulaştılar. Muayene oldu ve doktor yarın kardiyolojiye gelmesi gerektiğini söyledi. Bugünde günü böyle geçmişti. Zor günlerin geleceğinin farkındaydı ama tek başına kalınca zorluluklara göğüs gerememişti. Selin'e ihtiyacı vardı, Selin'ine...

Renkli Rüyalar (LGBTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin