Bölüm Ⅰ: Yanlış Adres 🚲🎂🤦🏻‍♀️

Start from the beginning
                                    

"Merak etme söz pastayı yemeyeceğim."

"Bırak yemeyi, elini bile sürmeyeceksin!"

"Söz dedik ya ufaklık."

"Sensin ufaklık, ayı!"

Masanın önüne geldiğimizde ellerim belimde, ona öfkeyle baktım. "Bana ufaklık demeyi kes, 22 yaşındayım ben! Herkesin içinde bana bir bebekmişim gibi davranıyorsun!"

Eliyle saçlarımı dağıtarak, "Ufaklık, biraz büyümüş olman artık ufaklık olmadığın anlamına gelmez."

"Sana ufaklık deme diyorum öküz!" Ailedeki tüm uzunluk genlerini o almıştı. Zıplayarak omzuna vurmaya başladığımda ellerimi tutup, "Anne, baba bakın görüyorsunuz. Kızınız küçük bir canavar."

"Kaya! Abisi kızdırma kardeşini. Sabahtan beri pasta yapıyor, yorgun zaten." dedi babam.

Aslında, asıl işim pastacılık değildi... Üniversite son sınıfta sinoloji öğrencisiydim. Normalde hobi olarak yaptığım pastaları, yazları eğitim masraflarımı karşılayıp, aileme yük olamamak için sosyal medyada satıyordum. İnstagram'da biraz ünlüydüm diyebilirdim. Yaklaşık 300 bin takipçim vardı.

"Ablası ve abisi gibi bizi örnek alsaydı şimdi pastayla uğraşmaz, hastanede stajyerlik yapardı." diye mırıldandı annem. Her zamanki gibi.

Derin bir iç çekip yanımdaki sandalyenin üzerine oturdum. "Tabağını uzat, çorba koyayım." dedi annem asık suratla. Başımı iki yana sallayıp, "Gerek yok anne, bugün babamla son izin gününüz, rahatınıza bakın siz. Ben kendim koyarım." deyip kepçeye uzandım.

Ben tabağıma mercimek çorbasını doldururken babam dirseğiyle annemi dürtünce "Doğru, bugün son günümüz, yarın babanla Antalya'ya geri dönüyoruz. O yüzden biz burada yokken sağlığına çok dikkat et bebeğim, olur mu?" dedi annem.

Gülümsedim. "Merak etmeyin, ben çok iyiyim."

"Annesi, başka bir şey daha söylemeyecek miydin kızımıza?" diye sordu babam imalı bir şekilde.

Ben çorbamı yudumlarken, "Şey..." dedi annem gerginlikle.

"Ufaklık ekmeği uzat." dedi abim.

Ona dönüp kaşlarımı kaldırdım ve 32 diş sırıtarak, "Ben bir ufaklığım unuttun mu? Erişebileceğimi sanmıyorum." deyip dil çıkardım.

Dudağını büzüştürüp, "Aman be iyi!" dedi ve ayağa kalkıp ekmek sepetine uzandı.

"Küçük çocuklar gibisiniz, bir kere de sofrada sadece yemek yeseniz olmaz zaten!" diye çıkıştı babam.

"Şey... Kızım... Artık büyüdün. Baban ve ben yalnız yaşamaman gerektiğini düşünüyoruz. Ablan gibi mutlu olmanı istiyoruz." dediğinde meseleyi az çok anlamıştım.

"Ablam gibi mutlu olmak mı?" diye ağzımdan kaçırdığımda abim gülmeye başladı; o da ablamın mutlu olmadığını biliyordu. Sonuçta bu sadece ailelerin gücünü birleştirmek için ayarlanmış bir nişandı. Soyer ve Demirkan ailelerinin arasında...

YANLIŞ MAFYA ⚔️Where stories live. Discover now