28.bölüm."ATEŞLE BARUT"

Start from the beginning
                                    

Ellerini yüzümden çekip elime uzandı. Ellerimiz birleşince ruhum çocuklar gibi şen şakrak oldu. Kalbim mutluluktan durabilirdi. Adımlarına uyum sağlayarak onunla birlikte ilerledim. Yayladaki evden uzaklaşmıştık. Başka yöne doğru gidiyorduk.

Biraz sonra arabanın yanında durmuştuk. Merakım gitgide artmıştı. Murat arabanın anahtarını cebinden çıkarıp kapıyı açtı. İki dakika içinde oyalandıktan sonra elinde siyah not defteriyle birlikte yanıma geldi. Gözlerim siyah defterin üzerindeydi. Çokta küçük olmayan sade bir defterdi.

"Günlük bu mu?"

"Evet." Dedi. "Benimle gel!" Tekrar elimi tuttu. Bu sefer nereye gittiğimizi bilmeden yine onu takip ettim. Yayladan uzaklaşıyorduk gitgide. Çok uzakta olmayan bir tepe göründü gözüme. Oraya artık geldiğimizde gözlerim şaşkınlıkla açılıverdi. Çünkü tüm yayla ayaklarımızın altındaymış gibi izlenimini veriyordu. Ve herkesi buradan görmek mümkündü. Bir an defteri unutup sadece buraya odaklandım. Uçsuz bucaksız gözüken ormanlar, yemyeşil bir birine sık şekilde bağlı olan uzun meşe ağaçları, gökyüzünde özgürcesine dolaşarak uçan kuşlar, ineklerin, koyunların, keçilerin sesleri... Bu tabiat ananın en güzel mükafatıydı bana.

"Küçükken kafamı dinlemek istediğimde her zaman buraya gelirdim. Kimsenin beni bulmamasını umardım ama bu pek mümkün olmazdı. Burak sürekli peşimde dolanıp dururdu. Sadece beş dakika burada oturur, etrafı seyrederdim."

"Karadenizi seviyor musun?" Güldü ama bu acı dolu tebessümdü.

"Eskiden severdim. Her şeyin ve her kesin güzel olduğu zamanlar..." Gözlerini kapadı kısa süreliğine.

"Nehir intihar etmeden önce..." Dudaklarım yavaşça aralandı. Murat kapadığı gözlerini aniden açıp bana baktı. Huzur yoktu artık. Yine her zamanki duyguları onu kontrol altına almıştı.

"Konuyu kapatalım." Dedi itiraz istemez şekilde.

"Korkularınla yüzleşmek zorundasın."

"Ben hiçbir şeyden korkmuyorum." Yine itiraz ediyordu.

"Herkesin korktuğu şeyler vardır." Gözlerimiz kesişti. Sert bakan gözleri ona tüm masumluğunu sergileyen gözlerime "uzak dur" der gibi bakıyordu.

"Ben herkes değilim, Gül."

"Yanılıyorsun."

"Seni bunu düşünmeye iten nedir?" Kuru dudaklarımı dilimle nemlendirdim. Sert bakışları bir anlık dudaklarımın ritmine odaklanınca bakışları yumuşadı ve çok başka bir duygu gözlerinde yer aldı. Ama bu çok kısa sürdü çünkü hemen kendisini toparladı.

"Duygularını kontrol altında tutmak sana yorucu gelecek belki de gelmeye başlamıştır bile... Geçmişten kaçamazsın, korkularını geri plana atıp beyaz örtüyle üzerini kapatamazsın. Elbet bir gün o üzerini örttüğün korkuların gün yüzüne çıkacak ve sen onlarla başa çıkmakta zorlanacaksın. Bunu neden kendine yapıyorsun?"

"Ben duygularla harekete geçmem. Bu benim hayat felsefem haline geldi çünkü duygularımı bundan kaç sene önce yaşadığım halde gömdüler."

Elindeki deftere baktı. Sonra dudaklarını kemirdi. Aslında ona baktığımda koca bir çaresizlik görüyordum ama o her şey yolundaymış gibi rol yapmayı seviyordu. Duyguları içinde bir yerlerde hâlâ vardı ama onlarla harekete geçmek onun için bir zayıflıktı. Çünkü buna kendini inandırmıştı.

KARA MURAT(+18) | Mahalle SerisiWhere stories live. Discover now