Giriş

6 3 0
                                    

Ateş bilmiyordu buzda boğulmayı. Buzda Ateşte boğulmayı bilmiyordu. Ama karşılaşmaları yakındı. İkisi birbirini yaksa, üşütse de aslında birbirlerini tamamlayınca o yılanların üstesinden gelebilirlerdi. Engeller, bazen insanı zorda bırakır bazen ise mutlu eder. Ama onlar bilmiyordu duyguyu. İkisinin duygusu da hissetmekten ibaretti. Ama onlar kendilerini hissettiriyorlardı. Onlar hissedemiyorlardı.

İnsan bir topraktan ibaretti. Toprağın duruluğunu bozan herşey zehirliydi. O zehiri bulmak için bile mesafeler gerekiyordu. Mesela Patrick'in toprağının duruluğunu bozan da Medusanın zehiriydi. Ama Patrick bilmiyordu Medusanın Toprak değil zehirden yaratıldığını. İnsan bilmeden hareket edip nefsine yenildiğinde pişmanlık o toprağı boy götürüyordu.

Başak ile Demir'in arasında bir engel vardı. Başak yılana dokunursa, görürse lanetlenirdi. Ama Demir yılan ile yaşamazsa lanetlenirdi. Bu engelin aşılması için sadece  Ateş ve Buz'un birleşip Medusanın evinin çatısındaki yılanı öldürmesi gerekiyordu.

Artık Başak Engelleri aşmasını düşünüyordu. O güzel kehribar gözleri ile pencereye baktı. Bir anda yeşil gözlü Demir ile göz göze geldi. Yıllar sonra insan görmek onu şaşırttı. Ama her gece rüyasında aynı silüet, aynı hayvan, aynı kıyafet, aynı mekan ve aynı sesi duyuyordu. Annesinin öldürüldüğü gün aklından gitmiyordu. Demir'in yanında Yılan gördü. Kafasında Medusanın sesi "Eğer kanıma dokunursan sonun annen gibi olur" Dedi. Başak kulaklatıbı eli ile tıkayıp "Hayır, Hayır, HAYIR" Diyerek ağlamaya başladı. Kafasında hala "K-KANIMA DOKUNURS-SAN SONUN AN-NEN GİBBİ OLUR" Diyordu yankılanarak. Genç çocuk Demir onu gördü. Yanına gitmek istedi. Genç kızın evine doğru yürüdü.....



(Giriş olduğu için kısa oldu ama uzun bölümü gelecek)

Ormanın KehanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin