31.Bölüm : Sevgilim

7 3 0
                                    

"Amca?" 


Tek kelime dört harf ama ne de çok şey anlatır insana. Yıllardır seni kızı gibi davranan adam şimdi bir anda çıkarda asıl ondan korumaya çalıştıklarını söyler. 

Bir tek bana da değil, tüm gruptakiler için bir amcadan fazlaydı. Her anımızda yanımızda olan bir abi, desteğe ihtiyaç olunca elinden geleni yapan bir baba, sorun çıkınca koruyan bir arkadaş...


Ne diyeceğimizi veya ne yapacağımızı bilemiyorduk. Cengiz karşımızda elinde silahı ile bize sırıtıyordu. Arkasından birkaç silahlı adam daha gelip iyice köşeye sıkıştırdıktan sonra "Kusura bakma canım, bende konunun buralara kadar geleceğini düşünmezdim... Oh be üzerimden yük kalktı resmen. Yıllardır ne çekmişim öyle..." dedi.


Hiçbirimiz bir şey diyemiyorduk, donakalmıştık. Cengiz teker teker bizim yüzlerimize bakarak gülüyordu. En son Kaan'ın yüzüne bakarken gülüşünü durdurdu. "Neden hâlâ orada duruyorsun? Gel yanıma." diye emir verdi, Kaan'a bakmaya devam ederken. 


Dördümüzde Kaan'a dönüp baktık. Kaan kafasını havaya kaldırıp derin bir nefes akıp Cengiz'in tarafına doğru yürüdü. İlk tepki Oğuzdan "Kaan?" şeklindeydi. Sesinde ki kırgınlık ve üzüntü o kadar belli oluyordu ki...


Cengiz elini Kaan'ın omzuna koyarak "Sonunda oğlum ile tanışabilirsiniz." dediğinde şaşkınlığımız iki katına çıkmıştı. O an hepimiz tek bir ağızdan "Ne?!" diyebilmiştik. "Hayır abi hayır ya. O senin oğlun falan değil o bizim kardeşimiz, o bizden biri. Hayır! Hayır..." diye inkar etti Oğuz ama şu dakikada pek bir önemi yok gibiydi.


Mert soğukkanlılığını koruyarak "Nasıl senin oğlun oluyor lan?! Yıllardır annesini babasını tanıyoruz biz bu çocuğun." dedi. Cengiz yüzünde küçümseyici bir bakış ile "Güzel annesini altıma aldım diyelim." dedi. Kaan yüzünde nefret dolu bakışlar ile Cengiz'e baktı. Ellerini yumruk haline getirmiş ve sıkıyordu.


"Baktım sizinle yakın arkadaş oldu. Fırsatı kaçırmayayım dedim bende. Hemen annesini tehdit ettim. Sonra da Kaan'ı tehdit ettim." diye devam etti Cengiz. Yüzünde gururlu bir ifade vardı. Kendini bir bok başarmış sanması...


"Konuyu çok uzatmayalım değil mi? Bugün kısaca Sara'nın ölümü için buradayız canlarım benim. Umarım bulunduğumuz yeri beğenirsiniz. Eskilerden çağrışım yapmak istedim." diyerek kahkaha attı. Yüzümde iğrenen bir ifade ile bakıyordum. Nasıl olurda aslında böyle biri olabilirdi? Cidden iyi bir oyuncu olduğunu kabul etmemiz lazım. Yıllarca iyi insan rolü zor olmalı.


"İğreniyorum senden." dedim fısıltılı bir şekilde. Sonra bağırarak yeniledim sözümü. Alaycı bir gülüş ile "Öyle deme kızım. Yıllarca baban gibi yanındaydım ben senin." dedi ve duraksadı. "Ayrıca sana gönderdiğim hediyeler ulaşmadı mı sana? Elbiseni giyinmemişsin. Kırılıyorum haberin olsun." dedi.


"O elbiseyi alır ben senin g-" derken Mert eliyle ağzımı kapattı. "Tamam prenses sakin." dedi fısıltıyla. Ellerini boynuma getirdi ve kendine çekerek alnımdan öptü. O sırada Cengiz belinden silahı çıkarıp bize doğru çevirdi.


"Bu kadar aşk dolu sahneleri pek sevmem. Mert, oğlum eğer sorun etmezsen Sara'yı artık öldürebilir miyim? Sizin aşkınızda ahirete kalacak ama yapacak bir şey yok." dedi sırıtarak. Mert sakinliğini koruyarak bir şey demezken Talya "Ne diyorsun lan sen? Şerefsiz köpek. Dön de o silahı s-" derken bu sefer ben elimle ağzını kapattım. 

Gizli Saklı - 1 & 2Donde viven las historias. Descúbrelo ahora