Sadece Seni Tanıyorum

1 0 0
                                    

Okulun koridorunu ilk defa bir umutla yürümeye başladım. Çünkü Irmak artık yanımdan hiç ayrılmıyor. Kafama topu Irmak'ın attığını öğrendiğimde pek de umursamamıştım aslında çünkü yanlışlıkla olduğuna emindim. Ya da evrenin sesimi duyduğu zamanlardan biriydi.

Ben bize kahve ve çikolata alıcam sen şuraya geç otur hemen geliyorum.

Tamam diyerek gösterdiği yerdeki armut koltuklara oturdum. Irmak kahvelerimizi alıp bana doğru gelirken kapıdan içeri dün adının Gökay olduğunu öğrendiğim ve çok kısa bir tanışma yaşadığım çocuk girdi ve bana doğru yürümeye başladı.

Ne yapacağımı şaşırdım, azıcık elim ayağıma dolaştı ama en son önüme bakmaya karar verdim ve önüme döndüğüm anda yanıma biri oturdu hayır iki yanıma da birileri oturdu. Yıllardır yalnızlıktan öldüğüm yerlerde yanıma birilerinin oturma şokunu yeni atlatırken sağımdaki Irmak solumdaki Gökay'a hesap sorma dersindeydi.

Başka koltuk yok mu kardeş ne geldin dibimize oturdun? dedi Irmak.

Senin de gördüğün gibi başka koltuk var ama ben burayı tercih ettim. Dedi Gökay.

Sonra ben lafa girdim. Dün iki saniye tanıştığın kızın yanına oturmak büyük cesaret Gökay bey. Dedim

Biz aslında birbirini uzun zamandır tanıyan sadece tanımıyomuş gibi yapan insanlarız Ayçin dedi. Tabiki ne demek istediğini anlamadım. Bunu dedikten sonra da özür diledi ve yanımızdan ayrıldı.

Söyledikleri anlamsız gelse de içimde garip bir boşluk hissi bırakmıştı Irmak'ın bana olan hüzünlü bakışları da dikkatimden kaçmadı tabii ama daha fazla üzülmemek adına bu konuyu sadece bugünlük kapattım.

Kulaklığımı taktım son durak bizim ev olduğu için en arkaya oturdum. Kulaklıktan gelen "Eriyorum bak mum gibi damlaya damlaya sel oldum al beni sar al darmadağın al dolu dizgin ruhum bedenime dar" Cümleleri eşliğinde İstanbul'un gece gündüz kalabalık sokaklarını izleyerek evime döndüm.

YOLUN KENARIWhere stories live. Discover now