2. Bölüm ( Havaalanı)

57 34 2
                                    

"Ayaz hadi geç kalacağız!" Diye bağırdım valizleri elime alırken, bugün uçağımız kalkacaktı.

Ayaz'ın toplantısı için Paris'e gidecektik. Ayaz birşeyler mırıldanarak yanıma geldi.

"Ne mırıldandıyorsun yine?" Diye sordum.

"Hiç şarkı söylüyordum."

"Bende bunu yedim."

"Ee, sen değil miydin 'geç kalacağız' diyen?"

"Evet. Şu valizi al da bir işe yara." Dediğimde elindeki valizi alıp ayakkabısını giymeye başladı. Saate bakıp dışarıya çıktığımda Ayaz yanıma geldi. Sağa sola bakınıp,

"Ayaz, araba nerede? " Diye sordum telaşla.

"Tamire verdim."

"Of, Ayaz bu şimdimi haber verilir."
Diyerek Ayaz'ı tersledim.

"Toplantısı olan benim ama sen benden fazla telaşlısın." Dediğinde durdum ve yüzüne bakarak,

" Çünkü geç kalmadan, işini kaybetmenden ve seni üzgün görmekten korkuyorum." Dedim.
Üzgün bir ses tonuyla.

"Hande, böyle düşündüğünü bilmiyordum." Dedi şaşırmış bir yüz ifadesiyle

Lafı değiştirmek için," Nasıl gideceğiz havaalanına?" Diye sordum.

"Taksi çağırayım." Dedi tamam anlamında başımı salladım.

Bir süre sonra taksi geldi, valilerimizi bagaja yerleştirip oturduk.

                            * * *

Havaalanına geldiğimizde pasaportlarımızı gösterdik. Ayaz,

"Ben poğaça ve meyve suyu alıp geliyorum. Sen burada oturup beni bekle tamam mı?"

"Tamam."

Ayaz market gibi bir yere girdiğinde başım önümdeki kadına bağıran adama döndü. Kadının elinde bebeği de vardı. Bebek korkudan ağlıyordu ama hiç bir kimse yardım etmiyordu aksine izleyip video çekiyorlardı. Kendime daha fazla hakim olamayıp kadının yanına gittim. Adama,

"Abi kadın rahatsız oluyor hem bebekte ağlıyor. Kadına ve bebeğe biraz nazik mi davransan?" Diye rica ettim.

" S*nane sen niye benim kavgama karışıyorsun!" Diye bağırdığında Ayaz yanımıza geldi.

"Abi hayırdır sen niye benim nişanlıma bağırıyorsun!" Diye bağırdı.

"Nişanlına sor bakalım o ne diyecek!"

"Hayatım ne oldu?" Diye sordu Ayaz.

"Bu adam çocuğa ve kadına bağırıyordu. Bebek ağlamaktan harap olmuştu bende daha fazla dayanamadım Va adama biraz nazik mi olsan diye sordum." Dedim. Adam gülerek,

"Şimdi anladın mı nişanlın ne yapmış."

Ayaz, "İyide yapmış." Dediğinde Ayaz'a şaşkın gözlerle bakıyordum.

"Eh! Yetti be!" Diyerek kadının elindeki bebeği alıp yere fırl*ttı. Bebeğin sesi ağlamaktan kısılmıştı. Bebek en fazla 5 aylıkttı ama bu çektikleri yaşından büyüktü.  Kadın mahvolmuştu, yıkılmıştı. Daha fazla beklemeden bebeği yerden aldım. Kollarımda sallamaya başladım. Bebek susmuştu. Kadın tüm gücüyle,

" Bebeği alın, ona anne baba olun ve hiç gerçekleri söylemeyin. " Diyince şaşkınlıktan ağzım açık kalmıştı.

"Lütfen!" Diye yalvardı.

"A-ama ben bunu yapamam." Dediğimde adam,

"Al, alda şu baş belasından kurtulalım." Dediğinde adamın yüzüne tükürdüm. Evet gerçekten tükürdüm. Bu kadar kötü baba olurmu ya? Annesini saymıyorum çünkü o suçsuz.

Çaresizce Ayaz'ın yüzüne baktım, bebek bana bakıp gülüyordu. Ben böyle bebeğin üzgün olmasını görmeye dayanamazdım. Ayaz alalım anlamında kafasını salladı.

"Tamam." Dedim bebeğe bakarak. Ne kadar güzel gülüyordu.

Artık 19 yaşında minik bir bebeğe anne olacaktım.

KAYBOLAN YILLAR حيث تعيش القصص. اكتشف الآن