1. Bölüm ( Benimle gelir misin prenses?)

70 39 4
                                    

"Ayaz ne yapıyorsun?" Diyerek sarıldım. Kafasını bilmem dercesine salladı. Arkasından ayrılıp yanına oturdum. Bilgisayarında Kapadokya'yı araştırıyordu meraktan,
"Bu ne bir yere mi gidiyoruz?" Diye sordum o hala görsellere bakıyordu. Oflayarak sordum,

" Ayaz sana diyorum dinlemiyor musun?" Vereceği cevabı bilsemde yinede sormuştum. Vereceği cevabı bekliyordum.

"He, efendim? " İşte tam beklediğim cevap artık ezberlemiştim. Her birşeye daldığı zaman hep aynı cevabı verir.

" Çok özür dilerim bu aralar çok yoğunum, yani anlayacağın işler arttı.''

"Tamam sorun yok ama kendini yormak yok!" Gülümsedi.

"Tamam aşkım yormam." diyerek yanağıma bir öpücük kondurdu.

"Canım benim." Diyerek ellerini yanağıma koydu. Yüzümü eline bıraktım. Çok olmadan yüzümü geri çektim.

"Ben senin işine mani olmayayım." Diyerek bahçeden ayrılıp mutfağa geçtim.

omlet yapmaya başladım bir elimle çarpıyordum bir yandan da çay için su koyuyordum.

* * *

"Omletler hazır!"

". Şuan tek istediğim, senin bu güzel omletlerin!" Diye bağırınca Ayaz, şok oldum. Hatta mutlu oldum.

Kahvaltıyı hazırlamaya devam ediyordum. Kahvaltı hazırlarken Ayaz geldi ve bana yardım etti.
Masaya kahvaltılıkları koyduktan sonra Ayaz yanıma geldi ve sarıldı. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi.

"Sen beni oyalıyorsun da şimdi burada bayılıp kalırsam şaşma." Dediğimde kahkaha attı.

"Haha, çok komik." Dedim. Ayaz,

"Seninle eğleniyorum işte ya." Dediğinde hâlâ gülüyordu.

Ben bayılacak gibi olmuştum. Ayaz'ın yanından kaçtım. Arkamdan güldüğüne eminim.
Çok geçmeden yanıma geldi.

"Ben tabakları götürürken sen de çayları getir." dedim ve bana karşılık vererek,

" Tamam hayatım." dedi ve birden Ayaz'ın telefon çaldı.

Telefonu açtığında hoparlöre aldı. Arayan patronuydu, patronu; "Ayaz 1 gün sonraya uçak bileti aldım 2 kişilik. 3 gün sonra toplantı var. Paris'e gitmen gerekiyor şirketimizin eşyalarını tanıtmak. Kısacası yanına bir kişi alıp Paris'e git ve ürünlerimizi toplantıda tanıt." Dedi çok da kısaymış.

Ayaz' da, "off, tamam." Dediğinde patronu telefonu kapattı. Ayaz bana dönerek,

"Benimle gelirmisin prenses?"diye sorunca ben ikinci bir şoka daha girdim. Ben,

"O-olur" diyebildim zar zor. Ayaz elimi tuttu ve,

" O zaman valizleri hazırlayalım!" Dedi.

"Tamam" diyerek odamıza gittik sweatshirt, pantolon, eşofman aldım ama bazı şeylerimi alamadım.

Ayaz durumu anladığında göz kırpıp çıktı. Hızlıca alamadığım kıyafetlerimi alıp bavula yerleştirdim. Bavulu yatağa bıraktı ve odadan çıktım.

"Hazır mı?" Diye sordu

"Hazır canım." Diyerek cevap verdim.

"Ay sucuklu yumurta!" Diye bağırıp mutfağa koştum ama ocak kapalıydı.

"Nasıl ya?" Diye sordum Ayaz gülümsemesini yumruğuyla kapatıyordu.

"Sen mi kapattın?" diye sordum.

"herhalde yanardı o zaman."

"Çayları tazeleyip geleyim, sende beni bekleme yemeğini yemeğe başla."

"Hayır ben sevgilimi bekleyeceğim." Diyince bana çok tatlı gözle bakıyordu.

"Yaa..." Deyip tavanının sopasından tutunca anında bıraktım.

"Ay! "Diye bağırdım.

"Ne oldu? Ne oldu?" Diye sordu Ayaz endişelenerek,

"Yok bir şeyim elim yandı."

"Git buz tut. Ben de kahvaltılıkları getireyim." Diyince tamam diyerek masaya oturdum.

* * *

"Eline sağlık çok güzel olmuş." Dedi Ayaz bende "sağol" dedim.

KAYBOLAN YILLAR Where stories live. Discover now