3.Bölüm- Hoşlanmak?

45 15 150
                                    

Ertesi gün İwaizumi okula girerken özenle hazırlanıp okula güneş gibi giren Oikawa'yı görüp gülümseyerek yanına gelmek için o tarafa yürürken çevresine doluşan kızlarla gülümsemesi yarıda kaldı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Ertesi gün İwaizumi okula girerken özenle hazırlanıp okula güneş gibi giren Oikawa'yı görüp gülümseyerek yanına gelmek için o tarafa yürürken çevresine doluşan kızlarla gülümsemesi yarıda kaldı. Gülümsemesinin solmasının sebebi kesinlikle kızların ona ilgi göstermeyişi değildi. Sinirle dişlerini sıkıp kaşlarını çattı ve hızlanarak okula girdi.

Sınıfa girdiğinde gelenlere bakmadan cam kenarındaki masasına oturdu ve uyuyor gibi kafasını masaya koydu. Kafasında kendi kendine "Neden bu kadar sinirlendim ki?" diye düşüncelerini tartıyordu.

Oikawa Tooru'dan hoşlanmış olabilir miydi? Ama  sadece 1 gündür adam akıllı takılıyorlardı. Dış görünüşü hoşuma gitmiştir diyecekken evdeki mistik hali geldi aklına. Ona göre o zamanda çok tatlıydı gerçi.

"İwa-chan! İwa-chan!"

İwaizumi ona böyle seslenen tek kişiyi tabii ki tanımıştı. Kaşlarını çatıp ona baktı.

"Ne var *Trashykawa?"(*Çöp)
"Trashykawa mı? Ayıp oluyor İwa-chan! Zaten okul girişinde sana seslendim ama duymadın."
"Bana mı seslendin? Hadi ordan *Shittykawa!(*bok)"

Kaşlarını çatıp İwaizumi'nin yanına yerleşti Tooru. Çantasını astıktan sonra ona ters ters bakan İwaizumi'nin kulağına doğru yakınlaştı.

"Etrafım kızlarla dolu olduğu için mi kıskandın İwa-chan?" Bunu söylerken gözlerinde muzip bir bakış vardı Tooru'nun.
"Senin yanında olan kızları mı kıskanacağım? Peh, daha neler."
"Ben o kızları kıskandığını söylemedim ki."

İwaizumi gerildi. Oikawa böyle mi oynamak istiyordu? İstediğini pekâlâ alacaktı. Dudaklarında tehlikeli bir gülüş belirdi.

"Öyle olmasını mı umardın?"
"Belki. Bu seni rahatsız eder mi?"
"Hayır,memnun eder. Başka ne olmasını umuyorsun?" dedi  gözleri İwaizumi Tooru'nun dudaklarına kayarken.
Oikawa sertçe yutkunup kızaran yanaklarını görmesinler diye iyice o tarafa dönüp derin bir nefes verdi.

"Pislik yapıyorsun şuan."
"Senin gibi mi?"
"Evet,etkilendim."

Bu konuşmadan sonra ikili gülüştü. Derslerde sürekli konuşup birbirleri hakkında neredeyse her şeyi öğrendiler ve telefon numaralarını aldılar. O gün ikisi içinde 8 saat yarım saat gibi geçmişti.

~~🛸🛸🛸~~

Çıkışta Oikawa ile İwaizumi yarın buluşup nereye gidecekleri hakkında derin bir konuşma yaparken uzaktan  Kageyama'yı görünce o tarafa yöneldiler. İwaizumi başını öne eğip selam verirken Kageyama da karşılık olarak  başını öne eğdi.

"Selam Tobio-chan! Hangi rüzgar attı seni buraya?" dedi Oikawa.
"Selam Oikawa Senpai. Bir haber vermeye geldim de." Kageyama'nın kızarıp mırın kırın etmesi İwaizumi'nin gözünden kaçmamıştı.

Yanlarına geldiklerinde uzaktan görünmeyen Hinata'yı da fark etmişlerdi.

"Bücürük-chan! Selam,sende mi burdaydın? Kusura bakma görmemişiz de."

Hinata ters ters baktığını sanarken herkesin gülmesiyle daha çok siniri bozulmuştu. Kageyama onun yanağını sıkınca gülümsemişti.

"Okulun önünde konuşmayalım gelin şurada yakın bir park var oraya gidelim." dedi İwaizumi.

Dörtlü parka geldiklerinde Oikawa dışında herkes pamuk şeker almıştı. Ortada duran bankın yanına Kageyama ile İwaizumi bir bank daha yerleştirirken Hinata ile Oikawa muhabbete başlamıştı.

"Neden yemiyorsunuz Yüce kral?"
"Karın kası yapıyorum Hinata,şekeri azaltmam gerek."
"Hem Barbie hem harbi öyle mi?" dedi gülerek pamuk şekerini yiyen Hinata.
"Hey! Gelin hadi yerleştirdik."

Oikawa İwaizumi'nin yanına yerleşirken Hinata da Kageyama'nın yanına geçmişti.

"Neymiş bu haber Tobio-chan?"

Kageyama gülümseyerek Hinata'nın elini tutarken Hinata'nın yanakları kızarık şekilde gülümseyerek ona bakıyordu.

"Biz sevgili olduk."
"Adınıza sevindim, umarım hiç ayrılmazsınız."
"Sonunda be! Bıkmıştım senin ağlamlarından Tobio-chan,dans edeceğim gidip."

Kageyama yandan pis bir şekilde sırıtıp İwaizumi'ye bakarak"Senin benim omzumdan ağlama dönemlerin yakın Oikawa Senpai." dedi.

İwaizumi kıpkırmızı olup ağzına attığı büyük lokma pamuk şeker soluk borusuna kaçınca ciğeri çıkarcasına öksürmeye başlarken Oikawa endişeyle onun sırtına vurdu. Kageyama ile Hinata aynı anda birbirlerine bakıp muzipçe sırıtarak aynı beyin hücrelerini paylaştıklarını bir kez daha kanıtlamışlardı.

Oikawa İwaizumi'nin iyi olduğuna emin olduktan sonra Kageyama'ya "Belki zamanı gelmiştir bile."dedi.

Dörtlü biraz daha konuştuktan sonra hava kararmaya başlamıştı.İwaizumi otobüsün kaçağını söylemiş ve gitmişti. Birkaç dakika sonra Hinata'nın annesi onu aramış markete gitmesi gerektiğini ve Natsu'ya bakmasını gerektiğini söyleyince Hinata da gitmişti. Kageyama ile Oikawa karşılıklı banklara ayaklarını uzatıp yayılmışlardı.

"Oikawa."
"Hm?"
"Yıllar sonra yanına yaklaşabildin demek ha?"
"Napabilirim? Benimki seninki gibi güneş değil. Biraz zaman aldı ama oldu sonuçta." Gözlerini kararmış gökyüzüne çevirip içten bir şekilde gülümsedi."Değdi, beklediğim her saniyeye kadar."

HEMEN BİR KAGEHİNA FANART FİRLATİYORUM KAFANİZA(mandalina olan Hinata)











SerendipityWhere stories live. Discover now