Ölümsüz Cümle

Bölüm 6

Medyadaki kız Nishimiya temsilidir.

Bu bölümde 1770 kelime bulunmaktadır

Yorum yapmayı unutmayın iyi okumalar 📖📱
_

-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_

"Toge lanetli kelime tekniğini doğduğundan beri kullanabiliyor. Bunca zaman başına gelmedik şey kalmadı . İstemeden arkadaşlarını lanetledi falan. O bakımdan birbirinize benziyorsunuz. Aramıza katıldığından beri sana yardımcı olmak istiyordu. Yanlış anlaşılmaya çok müsait ama iyi biridir. Sende ona iyi davran olur mu?"
Tabii ki!! Asıl ben..."Yuuta, Panda'ya cevap verirken Maki antrenman sopasıyla Yuuta'ya vurdu. Yuuta, Maki'nin vurduğu yeri ovarken Maki ona seslendi;
"Yürü hadi antrenman yapacağız!!"
"Ah. Doğru." Yuuta'nın yanında duran Panda gülerken Maki ona ters ters baktı.
"Panda sırıtmayı kes!! Gebertirim seni!!" Panda dan sonra bana dönünce sıradaki azarlanıcak kişi olduğumu sandım.

"Nishi."
"Huh? Evet Maki-san?"
"Gojo sensei seni yanına çağırdı. Sanırım odasına (öğretmen odası) gidiyordu."
"Tamam. Hoşçakalın!"

Ben odaya girmemden hemen sonra odaya İjiçi girdi. Abimin yanına geldiğinde eğilip, af dilemesine şaşırmıştım.
"Çok özür dilerim. Birileri benim perdenin üzerine ikinci bir perde indirmiş. Üstelik orada hiç hesapta olmayan yarı 1. Seviye bir lanet de vardı. Tüm bunlar benim beceriksizliği yüzünden meydana..." Abim sözünü kesti.
"Hayır, düşman fazla güçlüydü." Kimin yaptığını öğrenmiş mi?

İjiçi, eğildiği pozisyondan hareket edip eğdiği başını kaldırdı.
"Yani... Suçlu kim biliyor musunuz? "
"Geto(u) Suguru. Beş özel Seviyeden biri. Yüzden fazla sivilin ölümüne sebep oldu ve Jujutsu Koleji'nden atıldı. Lanet kullanıcıların en kötüsü." Yani , tahminim doğru çıktı. Değil mi?

"Müdür Yaga'ya bu konudan bahsetmem gerek. Nishimiya, sende benimle gel."
"Tamam!" Odadan çıkıp koridorda ilerledik.

"Ben neden geliyorum?? Konuşmaya katılmama sebep olan ne??"
"Senin de katılmanı istiyorum çünkü en yakın zaman da Suguru'yu gördüğünü iddia ettin. Ve bu doğru. Ayrıca Özel seviyesin ve Yuuta ile sorumluluklarınız diğer öğrencilere kıyasla daha fazla olacaktır. Buna alışman lazım."
"Peki, Yuuta? O neden bizimle değil??"
"Yuuta-kun'un buna hazır olduğunu düşünmüyorum. Hala çok duygusal davranıyor. Hala bir laneti ya da lanet kullanıcısını tam olarak tanımlayacak durumda da değil. Karar verirken mantıklı davranamaz. Ama bu fazla önemli değil. İleri gelenlerin isteğiyle yakında onun da aramızda olacağına eminim." Başımı sallayıp onayladım.
"Anlıyorum."

Aklıma dün akşam anlattıklarım gelince merak ettiğim bir şey olduğunu farkına vardım.
"Merak ettim de... Dün odama nasıl girdin?? Kapıyı sana açmadığıma eminim."
"Öğretmenin olarak olağanüstü bir durumda müdahale etmek için oda anahtarına sahibim. Onu kullandım."

Fark etmeden ağzımdan şu kelimeler çıktı;
"Yani Toge... İnumaki-kun'un odasının anahtarına da sahipsin."
"Toge mi? O ne alaka?"
"Ahh. Hiç ,yani... Öylesine."
"Ne o? Kardeşim sevdiği çocuğa sürpriz mi yapıcak!?"

"Ne, hayır!! İnumaki'yi sevdiğim falan yok! Yani seviyorum ama arkadaşça!! Nasıl Maki‐san, Okkotsu yada Panda ile arkadaşsam onunla da öyle. Sadece ne kadar hatırlamasam da çocukluk arkadaşım olduğundan İnumaki'ye daha arkadaş canlısıyım o kadar!"

Yüzündeki sırıtmayla benim boyutumda olmak için hafif eğilerek eliyle başımı okşadı.

"Öyleyse neden yüksek sesle konuşuyorsun? Benim küçük kardeşim?" Yürümeye başladığında saçımı dağıttığından elimle az da olsa düzeltmeye çalıştım. Ardından peşinden gittim.