3

1.5K 51 3
                                    

Emilia kahvaltı etmek için aşağıya inerken arkasından ona seslenen Elizabeth'i duymamıştı. Aslında aralarında fazla mesafede yoktu. Belkide aklında onu rahatsız eden düşüncelerdi bunun nedeni. Bu düşünceler Andreas ile ilgiliydi. Ona göre hepsi Elizabeth'in suçuydu. Ona sürekli Andreas ile ilgili şeyler anlatıyordu. O yüzden de bunlar istemeden aklında oluyordu. Elizabeth'in bunları yapma nedenini çok iyi anlıyordu. Oda aynı onun gibi ondan ayrılmak istemiyordu ama böyle bir şeyin olmasıda imkansızdı. O asla bir İskoç erkeğine aşık olmaz onunla evlenmezdi.

Elizabeth sonunda onun yanına gelip onu dürtüklemişti. Bu dürtüklemeyle beraber Emilia büyük bir çığlık atmış ve hemen arkasına döndü ve Elizabeth'in kolunu tutup kıvırdı. Bu kişinin leydisi olduğunu aklayinca hemen kolunu bırakıp ondan özürdilemeye başlamıştı.

" Çok özürdilerim Leydim. Siz öyle bir anda arkamdan... of çok dalgındım bir anda oldu. " dedi.

" Tamam sorun değil. Ama bir şey sormalıyım. Emilia senin içinde gizli bir ayı falanmı var? "

" Anlamadım? "

" Kolumun morardığına eminim. " diyip kahkaha atmaya başladı.

" Özürdilerim kendimi kontrol edebildiğim pek söylenemez. Ama içimde ir ayı olmadığınada eminim. " diyip oda Elizabeth gibi kahkaha atmaya başlamıştı.

" Hanımlar bu gülüşmelerin sebebi ne? " diye yüzündeki mükemmel gülümsemeyle sormuştu Andreas. Emilia ona baktığı zaman vücudu anlamlandıramadığı tepkiler vermeye başlamıştı. Mesela kalbi vücudundaki kanı sanki bir anda ponpalıyormuşcasına hızlı atmaya başlamıştı. Avuç içleri terliyordu.

" Önemli bir konu değildi Lordum. " diye kendince yeterli olduğuna inandığı bir açıklama yaptı Elizabeth.

" Demek öyle. " Andreas bu sözleri Emilia'ya bakarak söylemişti. Emilia'nın gözleride ondan başka kimsede değildi. Kendini alamiyordu. O yemyeşil gözlere bakmadan duramıyordu.

" Kahvaltı hazır efendim Lord MacPherson sizi bekliyorlar. " diye onlara seslendi merdivenin başındaki hizmetçi.

" Hadi Bearnard beklemeyi sevmez gitsek iyi olur. "

" Gitmez isek yoksa Lord bizi cezalandırırmı? " bunu alay ile söylemişti Emilia.

" Belkide. " Andreas bu kızın cürretinden hiç memnun kalmasada bir yerde ona çekicide gelmiyor değildi.

Elizabet aradaki gerginliği bozmak için hemen söze girmişti; " Acaba kahvaltıda ne var cidden çok acıktım. " Elizabeth'in aradığı şey gerginlik değil aşktı ve o ikisinin birbirlerine bakışlarından uğraşlarının boşa olmadığı görünüyordu.

Emilia Andreas'dan gözlerini çekip Elizabeth'e dönüp ona gülümseyip merdivenlerden inmeye başladı. Onun ardından Elizabet ve Andreas da inmeye başlamıştı. Sonunda hepsi aşağıya indiğinde hiç vakit kaybetmeden masaya oturmuşlardı. Masada onlara yabancı gelen pek fazla bir şey olmadığı için ikiside rahat bir şekilde kahvaltılarını yapa bilmişlerdi.

" Hanımlar isterseniz kahvaltıdan sonra ata binebiliriz. " bu öneriyi sunan kişi Bearnard'ın ta kendisiydi. Emilia bu duyduğuyla neredeyse çığlık atacaktı.

" Bence çok iyi olur. Emilia kesinlikle kabul edecektir. " sanki bir sır veriyormuş casına elini Emilia'nın olduğu tarafı kapatacak şekilde dudağının yanına koyup fısıltı bir şekilde devam etti " Atları çok severde. " dedi sevimli bir gülümsemeyle. Bu gülümseme Bearnard'ın gözunden kaçmamıştı. Ne kadarda güzel gülüyordu bu kız.

"Peki o zaman hazırlanıp gidelim hemen. " diye heyecanı her halinden belli olan bir şekilde söyledi Emilia. Elizabeth'de onu onaylayınca masadan kalkıp odalarina gittiler. Emilia odasına girdiği anda dolabının kapaklarını açıp binici kıyafetlerini çıkarmıştı.

ZOR AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin