Ufak Bir Kaza -2-

205 18 102
                                    

   Chester tembel bir haftasonunun ardından pazartesi sabahı okula gitmek üzere uyanmalıydı. Alarmının 10. Kez çalması dışında hiçbir problem yoktu.

Gloria: LAN CHESTER KALK ARTIK! BAŞIM ŞİŞTİ ALARM YÜZÜNDEN!

     Chester'ı alarm uyandıramazken annesinin bağırışı uyanmasına sebep oldu. Alarmı kapattı ve geri yatağına girdi. O sırada annesi odaya girdi.

Gloria: sen hâlâ kalkmadın mı?? İlla gelip sana bağırmam mı lazım!

Chester: kalkarım şimdi...

Gloria: şu anda kalkıyorsun hemen! Yoksa şu terliği görüyor musun? İşte onu senin ağzına sokarım!

    Chester oflarayarak yatağından kalktı. Şimdi yatağında mal gibi oturuyordu. Ve annesi daha fazla dayanamadı ve kafasına terliğini fırlattı.

Chester: hey!..

Gloria: uyan artık salak!

   Chester yatağından zorla kalkıp hazırlanmaya başladı. Sinirliydi. Annesi sürekli böyle davranıyordu. Bazen kendisini evlatlık sanıyordu. Ve oldukça yalnız hissediyordu. Eğer babasını görme şansı olsaydı belki bu hissiyatı çok derinden yaşamazdı.

    Babasını daha önce hiç görmemişti. Annesi, kendisi daha bebekken babasının onları terk ettiğini söylüyordu. Babasının yokluğu evin erkeğinin kendisi olmasına sebep olmuştu. çocukluğunu okula gitmediği zamanlarda sokakta oyun oynamak yerine  tamirci berber yanlarında çıraklık yaparak geçirmişti. Annesi onu buna zorluyordu.

       Tek çocuk olmanın da verdiği yalnızlık seneler geçtikçe iyice yer edinmişti. Ama şimdi arkadaşları çok fazla ve hepsi onu seviyordu. herşeyin düzeleceği o yıllardaydı Chester.

    Kahvaltısını hızlıca yapıp okula gitmek üzere dışarı çıktı. Neşeliydi. Bu yürüyüşüne de yansıyordu. Yolda gördüğü yakınlarına ve arkadaşlarına selam ve iltifat ediyordu.

Chester: hey naber Leon!

Leon: iyidir senden?

Chester: iyi adamım ne olsun. Okula mı geliyorsun?

Leon: evet ama ilk önce bir yere uğricam. Bugün Nita'nın doğum günü!

Chester: şimdiden kutluyorum. Beraber yürümek ister misin?

Leon: olur.

    Chester ve Leon ilk önce hediye dükkanına girdiler. Nita için birkaç şeye baktılar. O sırada arka tarafta depo kısmından bir hareketlilik hissedildi. Sonrasında bir çocuk sesi geldi. İkisi birbirine baktı. Gidip gitmemekte kararsızlardı. Şu anlık dükkan boştu üstelik. Çalışanlar bile görünmüyordu.

Leon: baksak mi?

Chester: bilmiyorum. Ya başımıza iş alırsak?

Leon: en fazla ne olabilir ki?

     Chester ve Leon yavaş ve temkinli adımlarla depoya bakmaya gitti. Kapı hafif aralıklı duruyordu. İçeriyi gizlice izlediler. Açık sarı saçlı bir çocuk etrafı dağıtıyordu. Oldukça sinirli görünüyordu. Chester yüzünü gördüğü anda tanıdı onu. Bu o ağlayan veletti.

Chester: hey ben bu çocuğu tanıyorum!

Leon: nereden tanıyorsun??

     Chester cevap vermeden kapıyı açtı ve içeri girdi. Çocuğa baktı ve gülümsedi. Çocuk buna daha çok sinirlenmiş olacak ki Chester'a bağırdı.

Gus: ne arıyorsun lan sen burda! Kodugumun herifi yine mi buldun beni!

Chester: sakin ol şampiyon. Sadece alışverişimizi tamamlayacak insan arıyoruz.

Nefretten Doğan Aşk ❤️Onde histórias criam vida. Descubra agora