7. Bölüm

225 47 28
                                    

Medya: Ajda Pekkan- Sana neler edeceğim

Hazır bölüme başlamadan yıldıza bassanız ve satır arası yorumlar yapsanız ne güzel olurr :)

Keyifli okumalar!

.

.

.

|BİR ŞAKA MESELESİ|

Tam karşımda durup ellerini cebine koydu. Sırıtarak, "Aceleyle nereye gittiğini sorabilir miyim?" diye sordu.

Dudağımı ısırdım. "Hmmm, sadece seni arıyordum..."

"Kaçarken seni bulamayacağımı mı sandın, seni küçük kaçak? Ayrıca anlaşmamızı bozacak olman beni üzdü." Kafasını arkaya yatırdı ve derin bir nefes alıp tekrar yüz yüze geldik. Gözlerime bakıp konuştu. "Karnın nasıl, iyi misin?"

"Çok kötü sanırım düşüp bayılacağım!" dedim endişeyle fakat ardına devam ettim. "Desem beni bırakır mısın?"

"Cık," kafasını yana yatırdı. "Bırakmam. Hem sen benim belalım değil misin?"

Bu sözü ona ben söylemiştim, evet. Utançtan yanaklarım kızardı. "Doğru, öyleyim. Ama tatlı bir belayım..." dedim sonlara doğru onaylamasının bekleyen bir tonda çıkmıştı sesim.

"Ya, aynen ne demezsin."

"Hazırsan çağırayım arkadaşlarımı?" diye sordu. Sanki 'değilim' desem çağırmayacaktı.

"Kaçış yok madem," diye mırıldandım.

"Millet toplanın ve şu kızın söyleyeceklerini dinleyin!" diyerek o kattaki herkesin duymasını sağladı.

Bir de 'abartı olur' demişti değil mi?

Sana yapacaklarımdan asla pişmanlık duymayacaktım.

Etrafa göz attığımda aşağı kattakilerin aksine daha genç kesim buradaydı. Yani 22-35 yaş aralığı daha çoktu. İlknur ve Betül sesi duyup yanıma geldiler. Ondan özür dilemeyi kabul etmeme şaşırdılar sanırsam çünkü kaş göz işareti yaparak hem birbirlerine hem de bana bakıyorlardı. Onlara 'sorun yok' dercesine rahat tavır takındım.

Birçok adam ve birkaç kadın toplandığında hepsi benim ağzımdan çıkacak cümleyi ya da cümleleri bekliyordu. Yanımdaki Yiğit'e baktığımda benim düştüğüm durumdan zevk aldığı her halinden belliydi.

"Kuzey, Mert özellikle siz gelin!" diyerek iki kişiyi çağırdı. Arka taraflarımdalardı ve onları göremesem de geldikleri Yiğit'in gözlerinden anlaşılıyordu.

Kuzey... Telefondaki olabilir miydi?

Neyse bana neydi? Bunları düşünmek için vaktim çoktu, ama şu an bunu düşünecek vaktim yoktu.

"Yiğit, kim bu kız?" diye gülen bir adamı görmezden geldim.

"Bana şaka yapan belalım," diyerek yanıtladı.

Yiğit'e döndüm ve o kadar yapmacık güldüm ki, hem dişlerim gözüküyor hem ağzım yırtılacak gibi duruyordu sanırım.

"Yiğit Bey, sizin gibi meşgul(!) bir polis memurunu görevi başında şakalarımla meşgul ettiğim için ve sizi arkadaşlarınıza maskot ettiğim için, burada arkadaşlarınız içinde sizden içtenlikle özür dilerim."

Elini düşünür gibi çenesine koydu ve kafasını salladı. "Özrünü kabul ediyorum, Melek. Ama senden bana derslerine çalışıp böyle boş işlerle uğraşmayacağına dair söz vermeni istiyorum," dediğinde sınırları zorladığının farkında mıydı?

BİR ŞAKA MESELESİWhere stories live. Discover now