hebelehübele

19 2 54
                                    


Uzun yolculuktayım ve yapabileceğim hiçbir şey yok. Saat 3e geliyor ve bu saatlerde uyanık olan hiçbir arkadaşım falanda yok ve sıkılıyorum. Sıkılmaktan başka bir şeye yapamıyorum ve benim aklımada yazmak geldi.

Açıkçası böyle yazarken düşüncelerim birbirine girdiği oluyor ve rahatça yazamıyorum ama aklıma ne gelirse yazıcam şimdi.

Ramazan bayramı fln bana hiç güzel geçmiyor hiç bayram havası alamıyorum açıkçası. Ramazanda bir kaç gün oruç tutabildim ve daha sonra yataktan çıkamayacak kadar kötü bir şekilde hastalandım. Okula bile gidemedim ve devamsızlıklar gerçekten beni öldürüyor bu durumda. Bide sınav haftası fln geliyordu ve sonra sınav haftası bitimine yakın okulun son üç gününe nerdeyse bütün sınavları sığdırmaya çalıştım ve malum böyle oluncada bok gibi geçti.

Ne morel ne motivasyon kalmıştı, hiç güzel duygu hissetmiyordum ve halada az çok öyleyim. Kısaca ramazan ayı hiç düzgün geçmedi benim için. Bi daha böyle kötü bir bayram yaşamak istemem açıkçası umarım ilk ve son kötü bayramım olur (ki daha öncede kötü bayramlar yaşadım şimdi aklıma geldi).

Şimdi bayrama giriyoruz ve umarım bayram bari güzel geçer. Geçen sene ki bayramım normaldi ama ondan önceki sene ki bayramım çöp demekten beterdi.

Bu arada ki nasıl yazılıyor genelde hep ayrı yazıyom ama hiç eminliğim yok. Kuralını biliyordum ama şuan aklıma gelmiyor nasıl ayırt etmem gerektiğini.

Herneyse... Aklıma en son yaşadığım güzel anılardan biri geldi. Onu anlatıcam öylesine (okuyan bile olmaz ama nys).

Şimdi biz arkadaşlarımla okuldan çıkmış yürüyorduk. Sonra bizim eskiden okul çıkışında genelde sıklıkla gittiğimiz ve ordaki isim verdiğimiz kedileri beslediğimiz bir park vardı. Tabi isim koyduğumuz kediler en son gittiğimiz zamanlar yoktular.

Benim birden aklıma geldi ve yanımdaki iki arkadaşıma söyledim. Geçerken parkada bir bakalım mı diye. Onlarda onayladı ve öyle parka gittik. Sonra parkta bizim kedileri göremedik ama bir iki kedi vardı. Kedileri görür görmez yanlarına koşmuştum. Ardından bi tanesi çok uysaldı ama diğeri kaçmıştı. Arkadaşlarımada seslenmiştim. Kedi bir bankın dibindeydi ve banktada bir adam vardı.

Sonra adam birden konuşmaya başlamıştı kedinin adını falan söyledi. Kedinin adı Mingoş'tu sanırım tam hatırlamıyorum ama öyle değişik bir ismi vardı. Sonra adam şair olduğunu söyledi. Şiir falan yazıyormuş, youtubeda da varmış şiiri. Kendisi bazen heykel traşla falanda ilgileniyormuş bir çok şeyle ilgilenmiş. Ablasıda ressammış bir gün ablasından öğrenerek oda resime başlıcakmış. Heykel traşta nasıl maske yaptığını anlattı. Burnunu ağaç dalından, dudaklarını ayrı bir malzemeden, gözleri ayrı bir doğal malzemeden...

Adam hem çok tatlı yaşlı biriydi, hemde o yaşta bile olsa sanatla bu kadar ilgilenmesi benim çok hoşuma gitmişti. Yani açıkçası sanatın yaşı yoktur ama o kadar yaşlı olmasına rağmen sanatla ilgilenip kafa dinlemesi güzel gelmişti. Sanatla ilgilenenlere karşı ayrı bir zaafım var. Belkide kendimde sanatla meşgul olmak istediğim içindir.

Adam demişti resim yapmak, şiir yazmak bir hobi değildir. Kedi sevmek mesela bir hobidir ama diğerleri bir hobi olamaz diye. Bencede onlar bir hobiden fazlası.

Bu arada çarşamba günüydü o gün sanırım. Adamla sohbetimiz bittikten sonra eve geç kaldığımız için mecbur ayrıldık ordan sonrada yarın belki adamı görürüz diye tekrar parka gideriz demiştik. Ama maalesef ertesi gün arkadaşlarımdan birinin işi çıktığı için gidemedik. Sonra ki gün gideriz dedik yani cuma günü. Bu seferde diğerimizin işi vardı ne kadar ısrar etsemde gidemedik. Oyalanırız diye işleri çıkınca gitmek istemiyorlardı. Olsun pazartesi gideriz dedik. Bu seferde hasta olup okula bir süre gelemedim... Onlarda hiç gitmemişti sanırım.

Böyle iyi duran sanatla ilgilenen güzel bir insan görünce tekrar görmek istiyordum. Ama bir türlü fırsat olmadı. Belkide hayat böyle iyi insanları bilerek karşımıza bir kere çıkarıyordur, bi daha onları görmemizi istemiyordur. Belki öyle insanları bi daha görsek veya sık görsek, onları tanısak bize iyi ve güzel insan gibi gelmicekler. Bu yüzden hayat bi daha karşımıza çıkarmıyordur.

Daha öncede tam bunun gibi olmasada hoş insanlar gördüm ve onları bir daha görmedim. Mesela bir seferinde bir sebepten dolayı ağlamamı tutamayıp dışarda bankta ağlıyordum. Banklar caddenin ortasında duruyordu ve gelen geçen görebiliyordu. Buna rağmen orda ağlamaya az çok tercih ettim çünkü o an içimde tutamıyordum ve başka gidip rahatlayabileceğim bir yer yoktu. Gelen geçen ben ağlarken dik dik suratıma bakıyor ya da bu kız acaba niye ağlıyor diye kendi aralarında fısıldaşıyorlardı (tabii ki dediklerini her şeye rağmen duyabiliyordum).

Sonra iki kız birden yanıma geldi bana ne olduğunu, neden ağladığımı, iyi olup olmadığımı falan sordular. Ben o an ne dicemi tam bilemedim ama insanları bir şeyler anlatıp sıkmak istemediğim için sadece önemli bir şey değil diyebildim. Onlarda sonra lütfen ağlama çok güzelsin falan dediler. O güzelsin lafı istemsizce insanı mutlu ediyordu bende gülümseyip teşekkür ettim. Ve sanırım onlara sizde çok güzelsiniz demiştim. Sonra gittiler.

Bana o an çok tatlı gelmiştiler. Beni azda olsa o an sevindirmişlerdiler. Belki başkasına saçma ve basit gelebilir ama bana o an çok hoş gelmişti halada çok hoş bir anı olarak hatırlıyorum. Sonra o kızları bi daha gördüğümü hatırlamıyorum sanırım biri kapalı diğeride açıktı sadece bunu az çok hatırlıyorum.

O kızlarda, o adamda hayatıma birden güzel bir anı bırakan güzel bir daha görmeyeceğim insanlardı. Şuan aklıma gelmiyor ama bu tarz başka bir kaç kişi daha görmüşüm, tanık olmuşum gibi geliyor. Bazen hayatımızda kötü insanlara tanık olabiliyoruz ama böyle küçük bir sözle veya küçük bir haraketle bile, belki birbirimizi hiç tanımamış olsakta bizi sevindiren insanlarda oluyor.

Mesela bir seferinde okuldan öyle boş boş yürüyerek dönerken iki kız yanımdan geçip biri bana mı dedi bilmiyorum ama saçın çok güzel olmuş demişti. Ben o an kafamı bir kaldırıp arkama bakmıştım ama yanımdan hızlı geçtikleri için hiçbir şey diyemedim. Bana dememiş olmasalarda o an bana dedikleri var sayıp içtenlikle sevinmiştim.

Bir insanın gününü gerçekten böyle küçük bir sözle bile güzelleştirebilmek çok tuhaf geliyor. Ama bir yandanda çok güzel geliyor. O zamandan beri farkına varıp rastladığımda insanlara içtenlikle "saçın çok güzel olmuş, çok güzelsin" gibi şeyler derim. Hayır samimilik falan olsun ya da tam olarak onlar sevinsin diye değil. Bir yandanda gerçekten böyle düşündüğüm için doğruyu söylüyorum.

Abow saat 4 oluyo-

Bu yazıyı yazmaya başladığımda en son 3 oluyordu ne ara 4e geldi. Zaman gerçekten çok hızlı geçiyor ve ben 1 saattir yazı yazıyorum. Tuhaf geldi ama iyiymiş. Günlük tutmayı pek becerebilen biri değilim ama günleri falan yazmayı çok istiyorum. Bu yüzden fırsat bulunca gene deneyeceğim. Bazı günleri, güzel anıları unutmak istemem.

Bazen sırf bazı şeyleri hatırlayabilmek için saçma sapan şeylerde olsa biriktirdiğim şeyler oluyor. Kağıt parçaları, bim fişi, teneke içecek şişesi...

Evet hepsi sırf anı niyetine dolabımda falan duruyor. He dondurma kaşıklarıda vardı pakette şimdi hatırladım qüqmfüsmd

Böyle tuhaf tuhaf şeylerde olsalar onlara bakınca o zaman ne olduğunu hatırlayabiliyorum. Çok tuhaf gibi yani normalde aklımıza gelmeyen şey bir nesneye, yazıya veya başka bir şeye bakınca aklımıza gelir. Ama sadece ona bakınca akla geliyor bazı şeyler.

Aman bir saniye en son saat 4 oluyor diyordum gene çok uzattım. Napayım yolculukta çok sıkıcı ve AYAĞIM ÇÜRÜDÜ 4 SAATTİR NE AYAĞA KALKIYOM DÜZGÜNCE NEDE BAŞKA BİR ŞEY YAPABİLİYORUM DİZ KAPAKLARIM ACIYOR AĞĞĞ

Ve kulaklık yüzünden az önce kulağımın acıdığını fark ettim. Gözlükte ağırlık etmeye başladı. Off...

Neyse müzik dinlemeye devam edip yolun (olmayan) tadını çıkaracağım. He bide (demeyi unuttum) bunu ne zaman atarım bilmiyorum ama bayramda atıyorsam BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUNNNNN (っ。◕‿◕。)っ

Tağm şimdi defolup gidiyorum

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 11 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Rose Ve... Boş İşleriWhere stories live. Discover now