day 7

22 4 2
                                    

""Belkide mucizedir! Bir hediyedir?""

Ortalarında küçük kase, üstü açık köşkte oturuyordular. Hava dumanlı ve nemliydi. Çilekleri yerken ikiside konuşmamıştı. Şimdiyse sessizlik bozulmuştu.

"Nasıl?"

Diye kaşlarını hafif çatarak sordu dizlerini göğsüne çekerek oturan.

""Yani ..... zaten kimseye görünmemeye çalışıyorduk.""

Cevap verdi kelimelerin arasında ara vererek. Morali bozulmuş gibiydi. Yüzü düşmüştü ama minik gülümsemeye çalışıyordu.

Bir şey diyemedi yanındaki. Bunu isteyen oydu. Birlikte görünmekten kaçınan oydu.

Ama ikisinin iyiliği içindi.

"Ben,.. özür dilerim. Seninle olmaktan utanmıyorum. Sadece . . onlar çok sinir bozucu."

Yüzünde sinirli bir ifade oluşmuştu.

Diğeri bir şey demedi. Yanındakine hak vermişti.

Flashback:

"İnkar etme iştee~"

Diyordu karşısındaki sıkıştırılmış kişiye.

Gittikçe daha da yakınlaştı pencereye geri geri yürüyerek.

Ardından yeni bir beden girdi sınıfa.

"Beklenilen kişi de geldi"

"Onu sevdiğin doğru mu? Sevgilisiniz değil mi?"

"Hayır." diye cevap verdi net bir şekilde. Gerilmişti. Onları bunun niye bu kadar ilgilendirdiğini anlamıyordu. Anlamak istemiyordu.

"Tamam iyi. Bunda da bir sorun yoktur o zaman."

Konuştuğu kişiye arkasını çevirip önündeki kişiye doğru yürüdü. Tamamen pencere yapışmış öğrencinin dibine girdi. Nefesi boynuna değiyordu.

Arkada kalan adım atmak istedi. Bedeni yaptı bunu ama hemen durdurdu kendini. Dişlerini sıkıyordu. Terliyordu. Midesi bulanıyordu. Ama hareket etmedi.

Pencereye yapışmış olansa dahası varmış gibi geriye itiyordu kendini. Karşısındaki bedeni ellerinle itiyordu. Hareket ettiremiyordu. Çok çaresizdi. Çaresizliği daha da güçsüzleştirmişti onu.

Zil çaldı. Üzerindeki beden uzaklaştı. Hızlıca yerine oturdu. Çantasında ne kitap varsa çıkardı. Açtı her hangi birini. Gömdü kafasını, diğerlerini de sanki sipermiş gibi koymuştu masanın üzerinde.

Hala ayakta dikilen yutkundu. Daha doğrusu yutkunamadı. Oturup suyunu çıkardı çantasından. Tek seferde şişenin yarısını bitirdi.

Dersler zar zor geçip gitmişti. Gözü kendisinden arkada oturan, yerinden kalkmayan kişiye takılmıştı gün boyu. Aşırı derecede suçlu hissediyordu.

.   .   .

Kapüşonlusundan çekildi yana doğru. Çekilmeseydi çarpışacağı bisikletin geçişini izledi. Ardından arkasını döndü.

"Onlara engel olmadığım için özür dilerim."

Sözünün devamı var gibiydi. Bekledi bu yüzden.

"Birlikte görünmemeye çalışalım. Sana zarar gelsin istemiyorum."

Bir şey dememişti yine. Gözleri doluyordu yavaş yavaş. Kafasını onaylamak adına aşağı yukarı salladı.

Gözlerinden haberdardı karşıdaki. Her kesten her şeyden nefret etmişti bu gün.

Akmaya başlayan gözyaşlarını silemedi.

days of reborn | sunkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin