KIYAMETTEN SONRA AÇAN PAPATYA

Magsimula sa umpisa
                                    

Yıllar sonra ilk defa aralık ayı bana azap vermiyor. Acı ve gözyaşını gömüp, çocuklarım ve Polat'la birlikte sevginin ve mutluluğun temelini atacağım.

Derin bir nefes çektim içime, gülümsedim.

Geçti seneler, geçti acılar...

Mutlu sonu yazacak yepyeni bir sayfa açtım ben.

Adımlarımı hızlandırdım, kalbim adımlarımdan daha hızlıydı.

Sanki kırkbir yaşında bir kadın değilde, onaltı yaşında herşeyi yeni yeni tatan genç bir kız gibiyim. İçim içime sığmıyor, ben yıllar sonra ilk defa mutluluğu hissediyorum. Kalbim aptal bir kuş gibi, çok hızlı atıyor...

Kapı açıldığında yüzümdeki gülümseme büyüdü."Geç kaldın!" Öfkeli tutmaya çalıştığı sesiyle kaşlarımı çatarak ona baktım.

"Senin için söylemesi kolay, benim iki tane ergen çocuğum var." Polat gülmeye başladığında gözüm gülüşünde takılı kaldı. Umutlarum yeşerdi, umut sevdiğin insanın gülüşünde saklı...

"Tamam. Demedim bir şey," ellerini teslim oluyormuş gibi kaldırdı.

"Beklemekten şikayetçisin bakıyorum." Polat iki adımda yanıma geldi, ellerini yüzüme sardığında bakışları gözlerimi buldu.

"On sekiz sene bekledim; bir ömür daha beklemeye razıyım, yeter ki sen gel papatya..." Öylece kaldım, ne diyeceğimi bilmeden baktım yüzüne. Sözleri, gözleri aklımı başımdan alıyordu.

Nazlı bir şekilde omuz silktim,
"bekler misin gerçekten?" Şiddetli fırtınaların ardından doğan güneş gibi içimi ısıttı bakışları.

"Tüm ömrüm yoluna feda olsun papatya..." Kalbimin duvarlarında sertçe yankılandı sözleri, dudaklarım kıvrıldı, beklerdi, beklemişti.

Bakışlarım gözlerinde takılı kaldı, mavi gözleri bahar gibiydi, Polat benim ilkbaharımdı.

"Beklemek yok artık Polat. Acı yok artık, bitti. Mutlu bir sonu hakettik, hakkımızı alacağız." Polat'ın bakışları aydınlandı, kalbinin sesini duydum, aynı şeyleri hissediyorduk.

"Hakettik Leyla'm, hakettik nefesim..." Mutlulukla gülümsedi, elimi tutup dudaklarına götürdü. Ardından hızla beni kulübeye sürükledi. Bizden bir olmuştu, acının yerine sevgi ektik, kötü günleri geride bırakmaya hazırdık.

"Polat! Yavaş ol düşeceğim." Neşeli sesim geniş bahçede yankılandı, Polat'ın gülüşü kayboldu gülüşümde.

"İzin vermem düşmene." Kendimi geniş kanepeye bıraktığımda Polat başını dizlerime yasladı. Beyaz karışmış kumral tutamlarına parmağıma dolayıp yavaşça okşadım. Derin bir nefes çektim içime, bakışlarımız kesişti.

"Keyfin yok bu gün?" Dudağımı dişlerimin arasına aldım.

"Selen canımı sıkıyor, yaşına göre davranmıyor." Polat'ın yüzünde küçük bir tebessüm oluştu.

"O kızın senden çıktığına inanamıyorum. Sana hiç benzemiyor." Gülerek başımı iki yana salladım.

"Ben ciddiyim. Ev makyaj malzemeleriyle dolu, ağır ağır kıyafetler giymek istiyor sürekli. Süslü süslü dolaşıyor evde, sevgilisi varmış bir de!" Başımı iki yana salladığımda Polat gülmeye başladı.

GEÇMİŞİN KUKLASI +18Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon