Birbirinden tamamen kopmuş olan iki insanın yolları tekrar kesişebilir mi?
Zaman değil, özlemdi her şeyin ilacı. Tam her şey düzeldi derken nefret tohumları dikilmişti kalbime.
İçimdeki özlem kendimi kollarına bırakmamı söylerken nefreti seçtim. Tü...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Safir; Poyraz'la gittiğimiz bir gezide çok beğendiğim bir kolyenin taşıydı. Doğal taşlara ikimiz de inanmıyorduk. Sadece gördüğüm anda kolyenin üzerindeki taş çok ilgimi çekmişti.
Poyraz da bunun üzerine özel olarak bana aynısından yaptırmıştı. Kolye yapım aşamasındayken de taş hakkında biraz bilgi edinmişti. Safir; sadakati temsil eden ve en değerli anlamına gelen bir taştı. Hiç beklemediğim bir anda ettiği evlilik teklifinde bu kolyeyi kullanarak ikimiz için de taşın daha değerli hale gelmesini sağlamıştı.
Telefondan koleksiyonu incelemeye başladım. Poyraz yine zevkini konuşturmuştu. Kolyelere verdiği isimlere bakmak için ekranı aşağı kaydırdım.
İlk kolyenin adı Kayıp Atlas'tı, sonra ise Kanlı Mavi, Mavi Gece, Melez Dünya olarak devam ediyordu. Asıl dikkatimi çeken ise son kolyenin ismi oldu. Uyku sersemliği ile hayal gördüğümü sandım. Bruce'u dürterek "Bana yanlış gördüğümü söyle." dedim.
"Ekranda isminin yazışından bahsediyorsan ben de görüyorum."
Cevabı karşısında titreyen elimdeki telefonu Bruce'a verdim. Son kolyenin isim kısmında Ahu yazıyordu.
"Ne yapmaya çalışıyor bu adam." dedim şaşkınlıkla. Şokun etkisiyle ne yapacağımı bilemez halde kalakalmıştım.
"Ne yapmaya çalışıyor bilmiyorum ama eğer amacı dikkat çekmekse fazlasıyla başarılı oldu." dedi Bruce.
Tabii ki başarılı olacaktı, aylar öncesinden tüm dünyaya duyurduğu takı koleksiyonunda; yine dünya çapında ilişkileri konuşulan eski sevgilisinin adını kullanmıştı. Haberleri henüz görmesem de ne kadar büyük bir kargaşaya ve dedikodu tufanına neden olduğunu tahmin edebiliyordum.
"Ona nedenini sormalısın." dedi Bruce.
Onaylamayan bakışlarımı yüzüne çevirdim, bunu yapamazdım. Yüz ifademden aklımdan geçenleri anlamış olacak ki tekrardan söze başladı.
"Konuşmanız gerekiyor Ahu. Olayın iki konuşulup kapanacağını mı düşünüyorsun? Normal bir haber değil bu. Tüm dünya barışıp barışmadığınızı konuşuyor. Arayıp ne yapmaya çalıştığını öğrenmelisin."
Haklıydı, yaptığı şeyden sonra sessiz kalamazdım. Bir tarafım deli gibi arayıp sesini duymak istese de, diğer tarafım buna cesaret edemiyordu.
Her şeye rağmen ona hala aşık olan kalbim yaptığı şeyin üstüne hızla atmaya başlamıştı. Bu beni hala unutamamış demekti, belki de aptal gibi görünüyordum. Yine de mutlu olmaktan kendimi alıkoyamadım.
Duygularımı boşverip mantıklı olan tarafıma döndüm. Yaptığı şey tamamen saçmalıktı. Ayrılığımız ikimizin de ortak kararıyla olmuştu. Böyle bir şey yapması ilişkimize karşı olan bir saygısızlıktan ibaretti.
