Sonbaharın Hüznü

34 12 13
                                    

Her şey düşüyor...
Kayıyor bu hayat; avuçlarımdan...
Bir hazin sonbaharın kuru yaprakları,
ıslak dallarıymış gibi.
Avuçlarım bomboş kaldı..
Baksana güzel mi oldu şimdi?
Bu şehirde güz yaprakları kokan sokakta artık tekrardan yürümek istemiyorum..
İnan bana, istemiyorum...
Herşey bir kâbus oldu şu yaralı bakan gözlerimde..
Kırgınlık taşıyor şimdi bu hazan dolu bakışlarım..
Her zerremde hissettiğim bir hüzün ile... Bilmezdim ben sonbaharın sadece Eylül, Ekim de olmadığını...
Meğersem sonbahar yüreklerimizde, bakışlarımızda saklıymış...
Suç Eylül'de değilmiş...
Ahh Eylül sende mi yaralısın?
Sen de mi kırgınsın şu garip sonbahara?
Ben sonbaharın renklerini severdim...
Her biri gökkuşağının canlı neşe dolu renklerini taşırdı..
Ben sonbaharın silik yağmurunu, kırgın bakışlarını severdim...
Islak, sisli sokaklarını; sarı, turuncu, kırmızı yapraklarını severdim..
Şimdi bana farklı şeyler anlatıyor bu renkler...

Sarı, Hüznün esintisini..

Turuncu, Batmakta olan kırgın bir güneşi...

Kırmızı ise, Minik bir çocuğun avuçlarından kaçan balonunu...

𝘔𝘦𝘭𝘢𝘯𝘬𝘰𝘭𝘪Where stories live. Discover now