11. Geçmişin Karartıları

Start from the beginning
                                    

Harekete geçmek üzere hepsi arabaya bindiler, Alaz onları ortama hazırlamak için kendi playlistinden şarkılar çalmaya başlamıştı bile.

***

Alaz, aracının anahtarını valeye tutması için fırlattıktan sonra hemen yanında bitmiş ve korumacı içgüdülerle onu tek eliyle belinden sıkıca sararak mekânın girişine doğru sürüklemişti. Dış kapısından bakıldığında oldukça izbe bir yer olarak görülüyordu ve kapısında onlarca insanın giriş yapmak için beklediği uzunca bir kuyruk vardı. Girişteki güvenlik görevlileri insanları dikkatlice süzüyor ve mekâna uygunluklarına göre içeri alıyordu. Bu kadar kalabalık kuyruğu, otobüs beklerken bile görmediğini fark etti. Pekte matah görünmeyen bir yer için bunca insanın kış günü beklemesini anlamlandıramıyordu.

Verdiği kafa selamıyla, önlerindeki uzun kuyruğa aldırmadan, hemen önündeki kırmızı şeridi açmıştı güvenlik görevlisi "Buyurun Alaz Bey, Küçük Hanım. İyi eğlenceler." dedi ve onları tekno müzik seslerinin ve bas ritminin duyulmaya başladığı mekânın derinliklerine doğru yol gösterdi.

İçeri girdikten sonra yukarı çıkmak yerine kocaman ve büyük merdivenlerden aşağıya doğru inmişlerdi. Alaz onu sıkıca tutmaya devam ediyor, zaman zaman şımarıkça merdivenleri inerken belinden kaldırıyor ve birkaç basamak sonra tekrar yere indiriyordu. Şimdiden gecenin tadını çıkarmaya başlamıştı.

Bulundukları yeri algılaması ve beş duyusunun ortama uyum sağlaması baya bir zamanını almıştı. Koyu renklerin hâkim olduğu ve tavanla zemin arasındaki bağlantının iri yuvarlak beton sütunlarla sağlandığı bir yerdi burası. Bu sütunlar farklı ışıklarla müziğin ritmine göre görsel bir şölen sunuyordu. Tavanın yerden yüksekliği çok ayrı bir derinlik katmıştı. Müziğin kalitesi ve salonun akustiği sayesinde birbirini duymak için kulaktan kulağa konuşmak gerekiyordu. Dışardakinden daha az insan dans pistinde özgürce ve içlerinden geldiğince dans ediyordu. O zaman buranın sadece özel ve seçilmiş insanlar tarafından girilebilen bir mekân olduğunu anlamıştı Asi, demek ki zenginlerin hayatlarında da sınıf farklılıkları vardı. Şimdiye kadar sadece zengin ve fakir olarak düşündüğü bu kast sisteminin basamaklarındaki çoğunluk bir kez daha şaşırmasına yetmişti.

Onu bu düşüncelerinden Alaz tarafından sürüklenmek sıyırdı, dans pistinin hemen yanında özel olarak konumlandırılmış pek çok loca vardı. Kendileri için ayrılmış ve masasının üzerinde envai çeşit alkol barındıran locanın koltuklarında yan yana ve dip dibe oturuyorlardı şimdi.

Rüya ve Çağla heyecanla gelip masadaki shotları birer, ikişer yuvarladılar. Bir an önce ortamın ritmine uyup kendilerini dans pistine atma niyetindeydiler. Birbirlerine yeni kavuşmuş, iki aşık insanın cilveleşmelerini çekemeyecekleri için Asi ve Alaz ile dalga geçiyorlardı.

Alaz, onları haklı çıkarmak için inatla Asi'ye sarılıyor, kafasına öpücükler konduruyordu. "Ya gidin zaten oturmaya mı geldiniz, hadi pist orda. Hadi Çağlaa!" diye bir an önce onları kendilerinden uzaklaştırmaya çalışıyordu. Onun bu sataşmalarına daha fazla dayanamadılar ve bağıra çağıra şarkıya eşlik ederek, el ele pistin yolunu tuttular.

Onların bu mutlu haline ve Alaz'ın amansız çabalarını gülerek seyrediyordu Asi. Bulunduğu ortamın farklılığı onu ister istemez kendi hayatı ile kıyaslamalar yapmaya itmişti. Masalardan akan litrelerce alkolün maddi değerini düşünmek bile istemiyordu, burada belki de bir gecede tüketilen paranın dışarda sabahlamak zorunda kalan kaç çocuğun hakkına tekabül ettiğini hesaplamaya o çok zeki kafası yetmiyordu. Bu durum kendini onlara ihanet ediyormuş duygusuna sürükledi. Anlık bile olsa kendi duygularını ve ihtiyaçlarını bencilce herkesin önüne koymuştu ve burada gerçekleştirilen açgözlülük ve haksızlığa ortak olduğunu düşünüyordu.

Yattığımız Yataklar, Battığımız Bataklar / AslazWhere stories live. Discover now