Açelya

18 Bölüm

"Hiçbir şey söyleme sorma yapma" dedi ve ekledi "işini yap gidip selimle de konuşma ona saçma sorular da sorma" dedi çoktan bir arabanın yanına gelmiştik elini cebinden çıkardı

"Aşk olsun sorularım saçma mı yani sana saçma mı geliyor sana saçma gelmeyen şey yok ya neyse hem sanane benim sorularımdan ve istediğimi yapıcam Selçuk'a sülük gibi yapışıcam ona saçma olmayan sorular sorucam" dedim tek kaşını kaldırıp bana baktı

"Yaklaşırsan napıcağımı da görürsün" dedi umursamaz bir sesle ve etrafına bakındı ona yaklaşıp kollarımı göğsümde birleştirdim "napabilirsin yüzbaşı ha napabilirsin?" Dedim izlediğim lise dizisinin etkisinde kalarak

O da etraftaki bakışlarını bana dikip benim gibi biraz yaklaşıp hafif eğildi "onu geldiği cehenneme öyle bir gönderirim ki ayaklarını götüne vura vura kaçar" dedi sert sesiyle çehresi öyle sert görünüyordu ki biraz tırsmadım değil hani ama ölmek vardı dönmek yoktu yolundan dönen yiğit olmazdı

"İyi madem bizde gidene dur denmez ben de sana yapışırım" dedim kendimi sevimli olduğuna inandırdığım sesimle eğildiği yerden doğruldu başını yukarı kaldırarak ağzında birşeyler geveledi bu süre boyunca gülümseyerek onu izledim

Yüzbaşı elini kaldırıp birini yanına çağırdı "semih oğlum gel buraya" dedi iki üç saniye sonra dibimizde bir asker belirdi "semih ben gidiyorum koçum herhangi bir gelişme ya da olay olursa anında telefonum çalsın koçum" dedi asker de "emredersiniz komutanım" dedi yüzbaşı başıyla gidebilirsin işareti yaptı

Arkadaşlar bu sadece bakışlarıyla değil beden diliyle de anlaşılıyor

Asker yanımızdan ayrıldı "eee şimdi napıcaksın gidicek misin?" Diye soru yönelttim çünkü Kapıdan çıktığı an mesaj yağmuruna tutucaktım kötü gülüşü

İhihihihi nihahahhaha

"Araba bulursam evet taksi burda nerden geçiyor" dedi gülümsedim "geçmiyo ama donmuş durağı ilerden sola dönünce hemen karşıda" dedim üstüne baktım askeri üniforması vardı üstünde ve bu halde donmuş binerse halk tarafından aşırı meraklı gözlere maruz kalacaktı

Ellerini beline koydu ve kara kara düşünmeye başladı bu hali gözüme öyle yakışıklı geldi ki anlatamam

O yüzden anlatmıyorum arkadaşlar

Aklıma gelen fikirle biraz düşündüm benim canım bebeğim arabama yüzbaşı layık mı diye

"Yani aslında arabamı sana  verebilirim yani tabi istersen" dedim aşırı kibar bir şekilde işte  böyle iyi olacaksınız çevrenize bana düşünerek baktı

"Sen eve nasıl dönüceksin doktor" dedi bana ay yerim bir de beni düşünüyor
Şöyle inceden uzuna bir düşündüm

"Aslında görev saatim bitti beni beklersen gidiceğimiz yer de aynı zaten birlikte gidelim işte" dedim kafasını olumlu anlamda salladı "bekliyorum" dedi kafamı sallayıp "arabam az ilerde beyaz CUPRA orda bekleyebilirsin" dedim ve hastaneye yürümeye başladım son kez Hüseyinin odasına uğramam lazımdı e biraz hızlı olsam hiçte fena olmazdı

******

Çantamın içinden anahtarı çıkarıp Arabama doğru ilerledim ama gördüğüm manzarayla adımlarım yavaşladı

Yüzbaşı Arabama yaslanmış bir eli cebinde diğer eli ile de telefonla konuştuğu için telefonu tutuyor yüzü ciddi kaşları çatık duruyordu

Askeri üniforma bir insana bu kadar da yakışmaz ama diye düşüyordum yüzbaşı kafasını çevirince gözgöze geldik yavaş adımlarımı hızlandırdım o da telefonu kapatmıştı