15 Bölüm

2.7K 133 25
                                    

Selammmmmmlaarrrrr cnmlarrrr

Nabersiniz diye sormicam banane sizin nasil olduğunuzdannnn????!?!?!?!? (Trip loding...)

Neyse bu bölüm kısa olabilir o yuzden susunuz

İyi okumalarrrrrrrrrrrrr

~

Sert adımlarla askeriyede yürüyordu Özçelik her zamanki gibi başı çatlıyordu

Elindeki belgelerle Albayın odasına ilerlerken önünden geçtiği askerler hazır olmuştu askeriyenin yüzde yetmişi onun eğtiminden geçmişti

Geçmeyenler Allaha daha da bağlanmış her gün şükür eder olmuşlardı

Korkardı askerler ondan girdiği ortamda istemeseler de farkında olmadan dik otururlardı

Bu onun pek de umrunda değildi umrunda olanlar da fazla birşey değildi zaten işi vardı umrunda olan arkadaşları vardı timine canını verirdi aynı şekilde onlarda canını verirlerdi emindi hemde adı kadar

Nitekim veren de olmuştu MEHMET KARAKURT memo derlerdi aralarında gittikleri görevde can vermişti bundan beş yıl önce hepsi üzülmüştü yıkılmış harap olmuşlardı fakat onlar askerdi

Askerler zaten bu gibi durumlara alışmak zorunda kalmışlardı o yüzden ATEŞ Timi her zaman olduğu gibi kendi içlerinde yaşamışlardı acısını

Bunun dışında umrunda olan şeylerin başını çeken şey siyah beyazdı Beşiktaş'a can fedaydı ölürdü biterdi

Yoluna güller sererdi yani bu öylesine büyük bir aşktı onun için



Başı daha fazla ağrımaya başladı Yüzbaşının içinden küfürler ederek Albayın odasının kapısını çaldı içerden gel komutu gelince de içeri girip hazır olda bekledi



"Gel Alparslan gel" dedi Albay herkese böyle değildi biliyordu Özçelik bunu geçmişte gittikleri görevlere sırt sırta verdiği mücadelelerle ilişkilendiriyordu


Ablay otur dese de istifini bozmadan hazır olda bekledi rahat denememişti ona Albay kafasını kaldırıp Özçelik'e baktı derin bir nefes alıp verdi

"Asker" dedi kalın ve baskın bir sesle zaten hazır olda olan Alparslan biraz daha dikleşip kafasını kaldırdı "Emredin komutanım" dedi o da aynı kalın ve baskın sesiyle "rahat" dedi bu sefer Ablay rahatta geçti Özçelik "otur şuraya" dedi bu sefer de Özçelik'in  zaten başı ağrıyor naz etmeye gerek duymadan oturdu

"Yeni bir görev var Yüzbaşı lakin bu uzun ve zor bir görev diğerlerine pek benzemez" dedi Albay önündeki dosyaya göz atıyordu diğer yandan

Alparslan kaşlarını çattı hangi görevleri kolaydı ki bu görevleri zor olsun ses etmeden dinlemeye devam etti

"Katerina Lel" dedi elindeki dosyayı ona uzatarak

Yüzbaşı elindeki dosyayı önünde duran küçük masaya bıraktım ve Albayın uzattığı dosyayı alıp incelemeye başladı

"Rus kökenli bir kadın annesi Yunan Babası Rus Rusya da doğup büyümüş 18 yaşında Türkiyeye gelmiş buradaki yolu yordamı öğrenmiş sonrada dağlara çıkmış şuan 28 yaşında tam iki yıldır dağlarda ne kadar baskın olursa olsun kaçmayı başarmış ondan önce abisi dağlarda onun yerine itlik yapıyormuş abi mesleği gereği şimdi de o geziyo dağlarda" dedi Albay çatık kaşları sert çehresiyle dinlemeye devam etti Yüzbaşı baş ağrısı giderek büyüyordu

"Abisi kim onu biliyor muyuz" dedi tüm ciddiyetiyle Albay yavaşça başını salladı

"Petrov Lel yani RuLing" dedi bu ismi duyunca anında bünyesine sinir stres her ne halt varsa yüklendi gözü dosyadan ayrıldı Albaya baktı Albay da ona

Açelya Where stories live. Discover now