Avludaki Ağacın Dibi

13 3 0
                                    

Bir anda gözlerim büyüdü. Benim bir suikastçı olduğumu öğrenmiş miydi? Hayır, bu olamaz! Fedes'i öğrenen kişiler kim olursa olsun idam edilirdi. Ben Fedes'İ öğrendiğimde Aarox beni gördü ama Aarox Fedes'i korumakla görevli kişilerden biriydi. Benle birlikte büyüdüğü için bana duygusal biçimde bağlanmıştı. Bu yüzden beni konseye söylemedi. Kendi öğrendiklerini bana da öğretti ve rütbesi yükseldiğinde beni Fedes'i korumak için kurulan "Quartar" birliğine aldı.

Aarox asla ama asla ağzından sır kaçırmaz. Yani eğer gerçekten suikastçı olduğumu öğrendiyse ben bir hata yapmışımdır. Huh... tamam, sakin ol... sakin...

Yemeğimi hızlıca yedim ve masadan kalktım. Koridora çıktığımda kapının dışında beni bekleyen Neyora peşime takıldı. Arkama dönüp Neyoraya "Odama gidince kapının dışında bekle. Abimle özel bir konuşma yapacağız." dedim. Neyora başını salladı ve beni takip etmeye devam etti. Odama gelince kapıdaki muhafızların yanına geçti.

Bordoyla benzemiş odama girdiğimde derin bir nefes aldım ve siyah koltuğuma oturup abim Shan'ı beklemeye başladım. Birkaç dakika sonra kapının önünden ayak sesleri gelmeye başladı. Hemen sonrada odamın kapısı açıldı ve içeriye abim girdi. Yanıma oturması için koltukta biraz yana kaydım. O ise oturmadı ve karşımda dikilmeye başladı.

"Yine ne var abi?"

"Yakında yapılacak baloyu biliyorsun değil mi? Hani tüm krallıkların varislerinin geleceği balo."

"Evet hatırlıyorum." dedim kaşlarımı çatarak.

"Annem ve babam sana daha önceden o baloda bir eş adayı seçmen gerektiğini söylemiş ve sen bunu reddetmişsin."

"Evet reddettim ve o baloda eş adayı seçmeye niyetim y-"

"Hayır seçeceksin!" dedi bağırarak. O sırada suikastçı olduğumu öğrenmediği için içimden tanrıçalara dua ediyordum. Derin ve bıkkın bir nefes aldım ve konuşmaya başladım. 

"Sebep? Ben tahta geçmeyeceğim. Bu yüzden biriyle evlenmemem krallık için bir sorun teşkil etmez."

Abim gözlerini kaçırdı, yutkundu ve nefes alış-verişleri hızlandı. Kaşlarımı çattım. Buda neydi böyle? Benden bir şey mi saklıyordu? Bu şey ciddi bir şey miydi? Ama bunca zamandır bir sorun yoktu. O zaman ne oldu da abim bir anda bu kadar strese girdi? "Abi, sorun ne?" dedim gozlerimi kısarak.

"Yok bir şey." dedi ve odadan çıkmaya yeltendi. Tam kapının önüne gelmişti ki çevik bir hareketle yerimden fırlayıp onu kolundan tuttum. "Hayır, bir şey var ve sen benden bunu saklıyorsun. Ve ben bunu öğrenmezsem adımda Aura değil." dedim sırtımı dikleştirerek. Abim gözümün içine baktı. Boyumun uzun olması nedeniyle bana bakarken eğilmesine gerek kalmıyordu. Hani kitaplarda hep öyle olur ya. Erkek 1.90dır ama kız 1.60. Hıh, kız neden uzun olmasın ki? Neyse şuan daha büyük dertlerim var.

Yaklaşık otuz saniye boyunca öyle kaldık. Sonra abim kolunu benden kurtararak odadan çıktı. Arkasından biraz düşündüm. Acaba benden ne saklıyordu? O anda aklıma pencereden gördüğüm adam geldi. Yada kadın. Cinsiyeti belli olmuyordu çünkü pelerini vardı. Acaba arkasında bir iz bırakmış mıydı? Gidip kontrol etmeliydim. Dolabıma doğru ilerledim ve silahlar için ayrılmış olan bölümü açtım. Ben yay, hançer, kunai ve kılıçta ustalaşmış bir insandım. Eh, avluya çıkarken ok ve yay alamayacağıma göre kılıç, kunai veya hançer almalıydım. Biraz düşündüm. Elbisem kabarıktı. Yani bir kılıç alsam gözükürdü ve bunu muhafızlara açıklamak zorunda kalırdım. En iyisi hançerlerimden veya kunailerimden birisini almaktı. Şansımı kunailerden yana kullandım. Fazla dikkat çekmemesi için siyah kunailerimden üçünü seçtim ve baldırıma yerleştirdim. Artık hazırdım.

Kunailer:

Avluya çıktım ve o adamın yada her neyse onun bulunduğu ağacın olduğu yere doğru gitmeye başladım

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.

Avluya çıktım ve o adamın yada her neyse onun bulunduğu ağacın olduğu yere doğru gitmeye başladım. Ağaç görüş açıma girdiğinde bir şey fark ettim. Çimlerin arasında küçük kahverengi bir kağıt parçası gördüm. Adımlarımı hızlandırdım ve ağacın dibine doğru yürümeye başladım. Kağıt parçasının yanına geldiğimde eğilip onu yerden aldım. Kağıt parçası mavi bir kurdeleyle bağlanmıştı. Kurdeleyi açıp kağıdı okumaya başladım.

 Kurdeleyi açıp kağıdı okumaya başladım

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.

  Yutkundum. Ay Katili benim halk içinde bilinen suikastçı adımdı. Ben sadece Fedes'i korumaz, sokaklardaki suçluları da öldürürdüm. Bu yüzden halk benim adımı bilmediği için bana "Ay Katili" lakabını takmıştı. Bunun sebebi ise tenimin beyaz olması. Kimin kimliğimi öğrendiğini bilmiyorum ama oraya gitmeyeceğimi biliyorum.


Muhafız PrensesDove le storie prendono vita. Scoprilo ora