9.

5 0 0
                                    

"Vay Cinderella! Arkadaşların varmıydı senin? Teneffüslerin genellikle ders çalışarak yada zorbalamamızdan dolayı ağlamakla geçerdi." dayanamayacak haldeydim. Herşey üst üste gelmek zorundamıydı? İnt!har etmeye kaç kez kalkıştım, ama başaralı olamadım. "Bana bak ucube, eğer lia'nın yanından çekilmezsen olacaklara katlan-" "ya senden mi korkacam ben? Bu kız gibisindir sende." "deneyelim?" yuna çok iddialı konuşuyordu. Başına birşey gelmesinden korkuyordum. "Yuna lütfen gidermisin iyiyim ben" yuna yüzüme şaşırarak bakıyordu. "Lia, bu amipler buradayken seni bırakamam." sinirli bir şekilde bana doğru gelirken kumral birisi eliyle yuna'nın önünü kesti. "Dur! Olscakları bilmiyorsun. Eğer başına birşey gelmesini istemiyorsan geri bas." "EŞDNDUEJDĞENDK ne yaparsınızki? Hocayamı söylersiniz? Tehdit mi edersiniz? He ne yaparsınız?" arkadan bir erkek yuna'nın saçını tutup geriye çekti. Yere düşmüştü. Ama yuna sakindi. Ayağa kalktı. "Bumuydu sadece?" karnına doğru yumruk attı. Daha sonra diğer erkekler de yuna'nın üstüne yürüdü. Ben sadece izliyordum. Kendimi bile koruyamazken yuna'ya ne yapabilirdim? Sullyoon hoca ile birlikte gelirken gördüm. Bizi müdürün odasına götürdü. Müdür tek tek yüzümüze baktı. "Lia sen çık odadan" başımı tamam anlamında sallayıp çıktım odadan. Sullyoon oturuyordu. Onun yanına oturdum bende. "Ee müdür ne dedi?" "beni direk odadan çıkardı." "anladım." ders başladı ama hâlâ onlar çıkmadı odadan. 2 ders boyunca sullyoon ile derse girmedik. Yuna'yı bekledik. Arada içeriden sesler yükseliyor, masaya vurma sesleri geliyordu. Hepsi benim suçum gibi hissettim o an. Kendimi koruyamayacak kadar aptal birisiyim. Hep ezdiriyorum kendimi. Odadan bağırma sesleri gelirken çıktılar. Aralarından en kısa boylu birisi " seninle işimiz bitmedi daha cindirella." korkuyla yuna'ya döndüm. "Ee hoca ne dedi anlatsana kızım." yuna ilk önce bana daha sonra sullyoon'a uzun uzun baktı. Ne zaman konuşmayı planlıyordu bu? "İşte kızdı bu kadar." sesi çok üzgün geliyordu. Kesin başka bişey oldu ama söylemiyordu. "Yuna, sesin kötü geliyor. Lütfen doğruları söyle ne dedi hoca?" bana acır gibi baktı. "Sana zorbaladıklarını inkar ettiler aralarından biri iftira attığımı diyip durdu. Hocada onlara inanıp bana tutanak tuttu. Eğer bidaha tutarsa beni okuldan atacakmış." yuna'nın ellerini tuttum. Yüzüne bakıp " Yuna, ben senden çok özür dilerim. Kendimi savunamayacak kadar aptalım. Bunca zamandır kendimi savunamadım. Hâlâ da savunamıyorum. Olan sana oldu. Kusura bakma" o üzgün bakışkarı kızgın bir bakışa dönüştü. "Ne diyon sen? İyi misin lia? Durduk yere özür dileme. Kendine de aptal deme birdaha yakışmıyor sana. Sen ne kadar kendini suçlasan onlardaki suçu göremiyorsun. Onlar senden paşa paşa özür dileyecek. Göreceksin. Onların hayatlarını zindan edecem." kullandığı kelimeler hep özgüven cesaret doluydu. Bu kelimeler benim sözlüğümde yer almıyordu. Özgüven cesaret yoktu bende. Geri kazanamazdım onları. Ne kadar çabalasamda kazanamazdım...

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 02 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

BİR GECE || YUNLİAWhere stories live. Discover now