ZÜLFİKAR USTA

13 2 0
                                    

Şehirlerin aslı gece çöktüğünde ortaya çıkar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Şehirlerin aslı gece çöktüğünde ortaya çıkar... Yıldızları örtüleyen ışıklarıyla yaşam doluyken, bazı yerleri bu ışıktan mahrum şekilde gerçekleri barındırır. Gecenin karanlığında aydınlanan Petersburg'un sokakları bütün ihtişamıyla yıldızları örtülerken, karanlık sokakları arasında adam hantal adımlarla ilerliyordu. Soğuk havanın verdiği uyku haliyle iyice üzerindeki kalın kabana sarıldığında, varması gereken yere gelmesinin mutluluğuyla gülümsemeden edemedi. Önünde durduğu üzerinde Zülfikar kılıcı oymalı kapıya ritmik şekilde tıkladığında, içeriden gelen anlaşılmaz boğuk sesle kapıyı araladı...

Kapıyı aralamasıyla ciğerlerine dolan ağır pipo kokusuyla birlikte yoğun bir duman kendisini karşılamıştı. İçerisini aydınlatan loş ışıklar dumanın etkisiyle işe yaramaz haldeyken, elinde piposuyla küçük, dar odanın ortasında oturan yaşlı adam, yavaşça bakışlarını kapı eşiğinde durmuş oturduğu odayı inceleyen adama çevirdi. Adam kendisine dönen bakışları hissederek gerildiğinde, içeriye doğru bir adım attı. O sırada yaşlı adam hemen piposunu boşaltım kenara koyduğunda, ellerini önünde birleştirip arkasına yaslandı... Arkasına yaslanması ile ortamdaki kasvet havası arttığında, sessizliği bozan öksürükten sonra yaşlı adam dudaklarını araladı:

"Oo kimleri görüyorum. Baron için Türkiye'ye gittiğinden beri görüşemiyoruz Adnan!"

Adnan, karşısında hala dumandan ötürü net olarak göremediği adamla vücudu gerilirken, dumandan ötürü nefesi kesilmişti. Karşısındaki adam ondan bir cümle beklerken, Adnan'ın konuşmaması üzerine adam," Dili yuttun galiba?" dediğinde, yaşlı adamın bu cümlesi üzerine Adnan tuttuğu nefesini geri verdiğinde, yüzüne sahte bir gülümseme takınarak," Amerika'da ki işlerim daha yeni bitti Zülfikar Usta. Rusya'ya anca gelebildim," dedi. Cümlesi biter bitmez Zülfikar Usta'nın kahkahası ufak odanın içerisinde yankılanmıştı...Histerik kahkahasının ardından hemen karşı çaprazında duran sandalyeyi işaret ederek Adnan'a baktığında, Adnan hemen Zülfikar Usta'nın oturduğu sandalye iki karış uzaklığında duran sandalyeye oturdu. Sanki bir mahkumun ölüm emrini beklermiş gibi adamın bu histerik kahkahasından sonra ne diyeceğini merakla beklerken yaşlı adam," Bana haberim olmayan şeylerden bahset Adnan! Mesela senin başımıza bela olan o kızın gibi," dedi.

"Nilüfer'i mi?!" Adnan sanki başından aşağı kaynar sular dökülmüşçesine irkildiğinde, Zülfikar Usta memnuniyetle gülümseyerek," Doğru ismi Nilüfer'di değil mi? Ne hoş bir isim," dedi ve ekledi," Ümit'i onu diri veya canlı olarak kendine getirmesini istemişsin. Bir çuval inciri berbat mı etmeye çalışıyorsun?" diye gürledi. Az önceki haline nazaran öfkeyle dolu bakışları Adnan'ın bedenine birer iğne gibi batarken, Adnan güvenini toplayarak," Ümit'e karşı neden bu kadar güvensizsiniz anlamıyorum! O benim oğlum ve bana sadıktır, çocukluğundan beri Ümit'e karşı hep bir ön yargınız vardı, ve hala da var. Peki neden?" diye sordu. Sesinden bu konu hakkında artık tahammülü kalmadığı belli olurken, Zülfikar Usta bütün ciddiyetiyle," Sen Suç ve Ceza kitabını okudun mu?" diye Adnan'ın sorusuna soruyla karşılık verdi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: 4 days ago ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Nilüfer ÇiçeğiWhere stories live. Discover now