6. Bölüm: SANCILAR

51 7 9
                                    


Bu bölüm yorumları istiyorum 🙏🤬

-

Tatlımı masaya bırakınca karşımdaki Sinan'a baktım.

"Ee Sinan? Niye geldik buraya?"

Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

"O gece için özrümü diledim senden, babam sağolsun hakkını verdi."

Diyerek gözünü gösterdi. Sol gözü mosmordu. Ökkeş Ağanın ellerine sağlıktı.

"Ben bazı adamlarla sorun yaşadığım için, evden çıkmanı ve zarar görmeni istemiyorum."

Gözlerimi kapatıp biraz sakinleşmeye çalıştım.

"Bahanelerin ardına sığınarak beni kısıtlamaya mı çalışıyorsun?"

Derin bir enfes aldım, okulum engellenmişti, huzurum engellenmişti, kişisel alanım engellenmişti... Şimdi sırada özgürlüğüm mü vardı?

Sinan panikledi. Kem küm ederken daha fazla dayanamadım, çantamı alıp lavaboya koşar adım gittim. Kapıyı açıp içeriye girdim, biraz dolu olduğundan boşalmasını beklemek adına kabinin birine girip sakinleşmeye çalıştım.

Titreyen ellerimi bacaklarımın arasına koydum.

Kurtulmam lazımdı. Benim bu hayattan kurtulmam lazımdı bu kadar kolay kabullenemezdim. Evden çıkmadan, gökyüzünü görmeden, denizi koklamadan ölemezdim ben. Ben, bu kadar kolay pes edecek bir kadın değildim. Göz yaşlarım yanaklarımdan akarken tuvaletin boşaldığını fark edip dışarıya çıktım. Hemen kapıyı kilitleyip bir süre ağladım, içimi boşalttım.

"Dayanamıyorum Allah'ım..."

Lavaboya yaslanıp musluğu açtım buz gibi suyu yüzüme çarparken biraz olsun kendime gelmiştim."

"İyi misiniz?"

Arkamdan gelen sesle olduğum yerde sıçradım. Aynadan kafamı kaldırınca, sarıya çalan saçlarıyla bir kadın gördüm. Yutkundum, son zamanlarda bu soruyu ne kadar da çok alıyordum. Önce Emrah, yıkılmış evlerin orada Berika, asker bey derken şimdi de bu kadın.

"İyiyim." Kafamı da onaylarcasına sallayıp arkamı döndüm.

Gülümseyip parasını hesap etmeye zekamın yetmeyeceği derecede pahallı olduğu belli olan çantasına uzandı, içinden bir paket peçete çıkarıp narince bana uzandı.

"Al istersen, yüzünü falan kurularsın."

Kalçamı yasladığım lavabodan destek alıp biraz daha yaklaştım. Boyumuzun arasında hemen hemen bir kafa vardı, topuklu ayakkabı giydiği için boyu daha da uzun durmuştu. Yakınına gelince annem yaşlarında olduğunu anlamıştım. Siyah, vücudunu saran kadife bir elbise, gümüş ve kırmızı renklerde birkaç takı takmıştı. Pırlantaları gözümü almıştı kadın resmen kalite kokuyordu. Saçlarını ensesinde bir topuz yapmıştı ve mavi gözleri o kadar güzeldi ki resmen aşık olmuştum.

Gülümseyip peçeteyi aldım. "Teşekkür ederim, zor bir gündü."

Mavi gözleri gülümsemekten kısıldı.

"Hepimiz zor günler geçirdik."

Peçeteyle yüzümü silerken burnuma çok hoş bir koku geliyordu. Tam bunu ona söyleyecekken başıma bir sancı girdi.

İkinci, üçüncü, dördüncü derken tekrar kalçamı lavaboya yaslamak zorunda kalmıştım. Ayakta zor dururken sertçe yutkundum ve gözlerimi kadına kaldırdım.

"Ben..."

Cümlemi tamamlayamamıştım ki onun mavi gözlerindeki karanlığı gördüm.

"Bende zor günler geçirdim, şimdi sıra bana bunu yaşatanlarda. Sırada daha kötü günler var Meral."

Berdel; ŞAHMERANWhere stories live. Discover now