2

72 10 3
                                    

selamm uzun zamandır burada değildim bu yüzden kitaba yeni bölüm de ekleyemedim. genellikle bi kitabı doğaçlama yazdığım için de sonraki bölümler için de kafama pek bir şey gelmemişti açıkçası ama şimdi geri döndüm veee kitabı doğaçlama yazmamaya karar verdim. yani bir kaç bölümü silip senaryoya bağlı bir şekilde yazacağım. sabit kalan tek bölüm ilk bölüm olarak kalacak o yüzden yeni bölüm geldiğinde kafanız karışmasın. çünkü childe ve scara arasına daha fazla gerilimli ve çekici bir ilişki koymak istiyorum. ayrıca şu boşanma evresinin, dava kısmının daha uzun sürmesini istiyorum çünkü bence konuyu asıl çekici yapan kısım o kısımdı.

ceylan, otlardan hızlıca başını kaldırıp kulaklarını dikleştirip etrafa bakar. çünkü o an, izlendiğinin farkına varmıştır. çimlerin arasından bir hışırtı, canını dişine takması için yeterli bir sebeptir. hızlıca canını kurtarmak için koşarken arkasında neyin olduğuna bakmaz ama o aslında avcıdır. Avcı olması yeterliydi, ne olduğunun pek bir önemi yoktu. önemli olan hayatta kalmaktır. Av, avcıdan kurtulmak için daha hızlı koymalıdır artık.

scaramouche'un sırtı hızlıca duvara çarpınca, neye uğradığını anlayamadan bakışlarını kaldırıp yukarı doğru baktığında childe ellerini onun iki yanına koyarak avının kaçmasına engel oldu.

"ne yaptığını sanıyorsun? ofisteyiz ve--"

childe hafifçe gülüp yüzünü, scaramouche'a eğdi. "neden kaçıyorsun?"

"kaçmak mı? ne saçmalıyorsun? sen kimsin ki senden kaçacağım?"

"orasını bilmem. o geceden beridir benden kaçıyorsun. farkında değilim sanma, ufaklık."

"siktir git."

"hadi ama scaramouche, farkında değil misin? bütün bu olanlar..bu kader! kader bizi tekrar bir araya getirdi ve ben yapılması gerekeni yapıyorum; boşanıyorum!"

"senden boşanmanı falan istemedim ben! o gece ne olduysa, hepsi bir hataydı!"

"hata?" childe'in yüzündeki o tiye alan rahat ifade kayboldu ve yerini tehditkar, korkunç bir ifade aldı. başını hafifçe yana doğru eğip tepeden avına doğdu baktı. "ben hata yapmam, scaramouche."

scaramouche bakışlarını avından ayırmadan gergince ona doğru baktı.

peki ya ne olmuştu o gece?

ev arkadaşı mona'nın zoruyla bir doğum günü partisine gitmişti scaramouche. mona gece mavisi ışıltı ile dolu olan dar, uzun bir elbise giyerken kendisi punk desenli dar bir tişört ve altına oldukça bol bir kargo pantolon giyinmişti. iş yerinde giydiği takım elbiselerinin tam tersiydi yani.

"bana bak, beni rezil edersen seni oyarım. tamam mı? Albedo orada olacak bu yüzden arada koluna gireceğim sende arada biraz cilve yapsan iyi olur." dedi mona kapı açılmadan önce elbisesinin ön kısmını düzeltip memesine bakarken. Albedo, Mona'nın hoslandigi çocuktu. scara'nın pek sikinde olmasa da bunları dinlemeye maruz kalmıştı ev arkadaşları oldukları için. göz devirerek kapıya doğru baktığında mona çoktan onun koluna girmişti. kapıyı Sucrose diye bir kız açmış onları içeri davet etmişti. oldukça kalabalık bir partiye benziyordu ve scara bunun kimin doğum günü partisi olduğunu bilmiyordu bile. içerisinin yüksek sesinden şimdiden nefret etmeye başlamıştı. insan müsveddeleri dans edip yüksek sesle konuşurken aralarından geçmek, onlara temas etmemek için uğraşmak cidden iğrençti.

"uhh! sanki neden beni seçersin ki!"

scaramouche, bir insana daha temas etmemek için sıyrılma hareketini yaparken koluna giren mona onun sıyrılmaya çalıştığı kişiye çarpınca huysuzca kufur etti ve sonunda kolundan çıktı.

chiscara ; wasted summers.Where stories live. Discover now