2.7

4.4K 327 370
                                    

SELAMLAR

Nasılsınız?

Sınır geçildiği zaman direkt bölümü atamıyorum çünki her zaman bölüm yazmak için belirli bir vaktim yok, yinede günlük birazda olsun zaman ayırarak yazmaya çalışıyorum. Demem o ki,bölümler geç gele bilir kusura bakmayın.

Sınır 150 oy

İyi okumalar...


~

Elimden kayıp giden telefon umrumda değildi. Tek düşündüğüm kalbimde açılan derin bir sızıydı. Ellerimin titremesini yumruk yaparak sakladım. İçimde saf bir nefret doğmuştu, ve bu kolay kolay sönen bir şeye benzemiyordu.

"Lütfen Yapmamış ol..." kısık yalvarışım kulaklarımda yankı yaptı.

Yıldız olayı anladığı için bir şey diyemiyordu, sadece bana sakin olmamı söylüyordu. Fakat şuan sakinlik bana çok uzaktı.

Montumu elime alarak evden bir çırpıda çıktım. Evde oturup onun beni aldatıp aldatmadığını düşüneceğime direkt kendi gözlerimle görürdüm daha iyi, en acı verici kısmı da buydu.

Telefonu elime alarak Sinan'ı aradım.

"Sinan çabuk bana Karan'ın konumunu yolla!" bir şey demesini beklemeden kapattım. Sinirden konuşamıyordum.

Sevgili değildik, onun hayatına karışma hakkım yoktu ama şuan yaptığı beni kandırmaktan başka bir şey değildi. Dışarda gidip bir çok kızla birlikte olucak daha sonra beni sevdiğini mi söyleyecekti? İşte bu şerefsizlikti.

Ona bu gün haddini en ağır şekilde bildiricektim. Ve sonra hayatından öyle bir çıkıcaktım ki bok çuvalı gibi ortada kalıcaktı.

Sinirimi dindirmek için sürekli onu dövmeyi hayal etsemde olmuyordu, aklımda onun iğrenç görüntüleri vardı.

Arabayı son gaz sürerek Karan'ın olduğu mekana geldim. Kendi oteliydi. Şuan burda ne boklar yediğini öğrenicektim.

Etrafa dizdiği korumalara iğrenerek baktım, bu korumalar onu benden koruyucak mı işte orası muammaydı.

İçeri rahatlıkla gireceğimi umarken karşıma koruma dikildi.

"Otel sahibi şuanlık hiçkimseyi içeri almıyor, kusura bakmayın." ifadesiz korumasına bakarak kaşlarımı çattım.

"Pardon? Burası otel yalnız ve daha 1 gün önceden rezarvasyon yaptırdım, şuan hiç bir güç beni buradan tek adım bile geri itemez!" uydurduğum rezarvasyon yalanı açığa çıkmasın diye büyük bir çaba harcıyordum.

Adamın bakışları değişmedi. Aynı ifadesizliğini sürdürürken tek çare Sinan'ı aramaktı. Sonuçta otelde onunda hisseleri vardı değil mi? yani umarım..

"Sinan, şu korumaya söyle beni içeri alsın." Sinan olayın ciddiliğinin farkındaymış gibi itiraz etmeden konuştu.

Telefonu adama doğru uzatarak duymasını sağladım.

"İzin ver kız geçsin!" benimle konuşmasının aksine sert sesiyle adamı uyardı.

Koruma Sinan'ın sesini tanımış gibi yerinde dikleşti. "Tamam patron."

Önümde hiç bir engelin kalmaması iyi olmuştu. Telefonu kapattım. Etrafa kısa bir an baktım ve nerede olucaklarını düşündüm.

Umarım odaların birinde değillerdir. Olsa bile asla girmezdim.

Mafya mısın sen?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin