Oda

13 2 2
                                    

"Bir dilek tutma hakkım olsaydı tüm yollarının bana çıkmasını dilerdim Tek yaram sen olsan da bu gece tüm yollarının bana çıkmasını dilerdim. Başıma dert de açsan da tek dermanım sendin."

Gözlerimi aralandığımda tanımadığım bir odada tanımadığım bir yatakta olduğumu fark ettim. Hızlıca yatakta doğrulduğumda etrafıma göz gezdirdim neredeydim ben böyle? En son o salak taksici ile kavga edip ofisime telefonumu almak için geri çıktığımı hatırlıyordum. Sonrasında ne olmuştu? Buraya nasıl gelmiştim, lanet olsun! Hiçbir şey hatırlamıyorum. Başıma bir ağrı saplanması ile elimi şakalarıma doğru götürerek ovdum. Ve düşünmeye çalıştığım esnada kapının açılma sesi geldi, ayağa kalktım ardından başımın dönmesine rağmen kalkmam ile dengemi kaybedip yatağa geri oturmam bir oldu.

"Çok zorlama kendini yeni uyandın başının dönmesi normal"
diye bir ses geldi arkamdan. Kahretsin ben gerçekten neredeydim? Kaçırıldığım kesindi, kim kaçırmıştı? Neden kaçırmıştı orası muammaydı. Kafamı biraz daha toparladıktan sonra sesin geldiği yöne doğru döndüm.
"Sen kimsin? Ben neden buradayım!"

Bana yaklaşarak güldü.

"Bu konuşma bana bir yerden tanıdık geldi."

Diyerek bana doğru yaklaşmaya başladı. Tam burnumun dibine geldi, gözlerimin önüne gelen perçemimi kulağımın arkasına attı gözlerim gözlerini bulduğunda kahvelerinde kavrayamadığım bir duygu vardı, gözlerimi yavaşça kısarak ona bakarken beklemediğim bir anda çenemi kavradı ve beni kendine yaklaştırdı.

"İyi olacak hastanın doktor ayağına gelirmiş derler." Ne demek istiyordu bu manyak!? Ne doktoru ne hastası anlamıyordum. Çenemdeki elini hızlı bir hareketle tutup ters çevirdim ardından hızlı bir hareketle odadan çıktım. Koşar adımlarla etrafa bakarken kapıyı arıyordum. Ev çok büyüktü ve nereden çıkabileceğimi kestiremiyordum. Merdivenleri gördüğüm gibi oraya yönelerek hızlı hızlı inmeye başladım. Tam kapıyı açtığımda karşımda izbandut gibi otuz -belki de daha fazla- adam çıktı. Neye uğradığımı şaşırarak arkama baktığımda odaya giren adamın yavaş hareketlerle aşağıya indiğini ve adamların önlerini ilikleyerek kapıya siper olduklarını gördüm. Merdivenlerden inen adama doğru dönerek
"Ben neden buradayım, benden ne istiyorsun!? Çabuk söylesen iyi edersin çünkü sana ayıracak fazla zamanım yok ben bir psikoloğum. Bir sürü beni bekleyen hastam ve açılmayı bekleyen bir kliniğim var sizin bu saçma sapan oyunlarınıza ayıracak vaktim yok benim!" Merdivenleri inmeyi bitiren adam bana doğru döndü odadaki gibi aynı mesafede durarak gülümsedi ardından
"İş yerinin sana getirisi ne kadar Sahra?"

Bu sorunun şu an bulunduğumuz durumla ne alakası vardı!? Derin bir nefes alarak sinirden gülmeye başladım.
"Bunu neden soruyorsunuz? Beni buraya nasıl getirdiniz! Bakın sizden şikayetçi falan da olmayacağım gitmek istiyorum."

"Bir seans için ne kadar istiyorsun Sahra, kişisel psikoloğum olmak için ne kadar istiyorsun?" Lanet olası kaçık neyden bahsediyordu? Özel psikologmuş hah! Güleyim bari.

"Ne özel psikoloğundan bahsediyorsun madem tedavi olmak istiyorsun gel kliniğe randevu yazdır manyak! Ne diye beni buralara getiriyorsun."
Korumaları geçmek için bir hamle yaptım engel olmadılar ama peşimden hızlıca onlar da çıktı. Etrafıma baktığımda içerideki adamların beş katının dışarıda da olduğunu fark edince korkudan ne yapacağımı bilemedim. Bu kadar adamla tek başıma baş edemezdim. Arkama döndüm ve bana sırıtarak bakan adama doğru birkaç adım attım.

"Neden özellikle benden seni tedavi etmemi istiyorsun." Ellerini giydiği takım elbisedeki kumaş pantolonun içine yerleştirdi dış kapının merdivenlerinden inerek o da bahçeye ulaştı.

"Ben gayet açık konuştuğumu düşünüyorum doktor. Sana aldığın maaşın çok üstünde bir tutar sunuyorum. Beni iyileştir seans başına sana 5 bin dolar vereceğim. Bu konuda oldukça netim."

Ne? Ne diyordu bu adam 5 bin dolar mı? Ve tek seans için 5 bin dolar mı? Bu çok iyi bir paraydı. 

"Bana düşünmem için biraz zaman vermelisin." Dediğimde gülerek
"Benim zamanım değerlidir doktor. Seninle bir sözleşme yapacağız şimdilik seninle kibarca konuştuğumu düşünüyorum. Ya sözleşmeyi imzalarsın ya da o çok sevdiğin ama onların umurunda olmadığın ailenin sonu benim elimden olur."

Bu adam ne dediğinin farkında mıydı? Benim hakkımda ne kadar şey biliyordu, bunları nereden ve nasıl öğrenmişti? Dediklerinin şokunu atlatamadan korumalar bileklerimden tuttuğu gibi beni evin içine doğru sürüklemeye başladılar ne kadar bağırsam da lanet olası ev dağ başında olduğu için beni kimsenin duyabildiğini sanmıyordum. Sağ tarafımda beni tutan adama evin kapısından girerken ayağına geçirdiğim bir tekme ile dengesini bozdum ve diğer kolumu tutanı dengesini kaybettirecek şekilde çekiştirerek çelme taktım. Olayların çığırından çıkacağını anlayan patron bozuntusu beni tedavi edeceksin diyen şahıs bize doğru yaklaştı ve adamlar iki kolumdan tutarken beni sırtına bir patates çuvalı gibi atarak evin dış kapısını kapatarak omuzlarına attığı benimle birlikte indiğim yolları geri çıktı ve beni kitlediği odaya götürüp yatağa doğru savurdu ben kendimi toparlayana kadar o çoktan çıkıp kapıyı kitlemişti. Psikoloji benim tutkumdu. Bu meslek için çok uğraşmıştım. Tüm bunlar manyağın birinin düzenimi bozması ve beni buraya getirip hapsetmesi için miydi?Ne haddineydi! İnamıyordum. Kapıya doğru koşup kapıya vurmaya bağırmaya başladım bunu kapıyı açana kadar yapmaya kararlıydım. Çıldırmamak elde değildi.

Aradan 2 saat geçmesine halâ bağırıyor beni çıkartması için ona söylenip duruyordum. Bu duruma nasıl düşmüştüm? İnamıyordum. Artık tükenmişliğin verdiği yorgunlukla odanın içindeki yatağa doğru ilerledim ve oturarak beklemeye başladım.Psikoloji benim tutkumdu. Bu meslek için çok uğraşmıştım. Tüm bunlar manyağın birinin düzenimi bozması ve beni buraya getirip hapsetmesi için miydi?Ne haddineydi! İnamıyordum. Sinir bozukluğu ile oturduğum yerde ağlamaya başladım. Bunlar neden benim başıma geldi diyerek kara kara düşünmeye başladım tüm bu çalışmalarım, çabalarım manyağın biri beni kaçırıp elinde tutup kullansın diye miydi? Teklifini kabul etmeli miydim. Fena bir teklif yapmamıştı sonuç olarak, bundan yüklü bir para da kazanacaktım. Ama bunu neden ofisime gelip söylemek yerine beni kaçırmıştı anlayamıyordum. Teklifini kabul ettikten sonra evime gidebilecek miydim? Teklifini kabul etmezsem ne olacaktı? Bu adamın sağı solu belli olmazdı. Kimdi bu adam. Hatırlamaya çalış Sahra... Taksici ile kavga ettikten sonra telefonunu almak için ofise girdin. Telefonunu ararken çalışma odasından bir ses geldi... Oraya doğru ilerlediğimde karşımda bir adam gördüm! Evet biri vardı, vazoyu kırmıştı... Tanrım! Üzeri çıplaktı hatırlıyorum olayın şokunu atlatmaya çalışırken bana bir şeyler zırvalıyıyordu. Dikkatimi dağıtmak için mi yaptı desem, hırsız mı bilemedim... Hırsız olsa telefonumu veya herhangi bir elektronik eşyayı falan çalmaya çalışırdı. Ama o kendine pansuman yapmak için yüksek ihtimalle ilk yardım malzemelerini kullanıyordu. Ve üstü çıplaktı. Bu detaya neden bu kadar takıldım bilmiyorum ama vücudu yapılıydı, karnındaki yarası kasıklarına doğru uzanıyordu... Ah hayal etmesi bile terlememe sebep oldu. Her neyse Sahra. Toparla kendini. Ona kitlenip kaldıktan sonra ona bir şeyler söyledim... o da bana bir şeyler söylemişti ama sonrası. Sonrası yoktu işte! Hatırlamıyorum... Tam odadanın kapısına tekrar vurmaya başlayacakken kapı kilidinin çevrilme sesi duyuldu.

GECENİN SIRLARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin