43-Kalp atışlarının sesini dinlemek (pt.2)

Start from the beginning
                                    

Kim Yujin, cellatından korkuyordu. Eşini öldüren katil, cellatının ta kendisiydi.

Bakışlarını kapıdan çekemezden elini şişmiş karnının üzerine koymuş ve "Çok korkuyorum, bebeğim." Diye fısıldamıştı. "Onun bizi de bulmasından çok korkuyorum."

Yutkundu. Konuşamadı da zaten daha fazla. Kelimeler bıçak gibi batıyordu sanki boğazına.

Eli hala karnında konaklarken derin bir nefesi ciğerlerine buyur etmiş ve bakışlarını odasında üstün körü gezdirmişti.

Şimdi ne yapacaktı?

Eşini kaybetmişti, karnında bir bebek vardı ve cellatı her an kapısını açıp içeriye girebilirdi.

Bakışları boşluğa dalarken Ya bebeğimle hiç tanışamazsam? Diye düşündü o an. İçine yerleşen bu korku onu dehşete düşürdüğünde gözleri boşlukta takılı kalmış ve endişeyle dudakları aralanmıştı. "Ya bensiz büyümek zorunda kalırsa? Ya hiç büyüyemezse?"

Elleri titredi düşündüğü karanlık kelimelerin ağırlığıyla.

Bebeğiyle bir kere de olsa konuşma şansını kaybetmek istemiyordu.

Çaresiz bakışları ne yapacağını bilemeyerek tekrardan, aceleyle odasında dolaştığında gözüne çarpan çalışma masası ona bir fikir vermişti bile.

Bebeğine bir mektup yazabilirdi. Onunla tanışamasa bile bu mektubun ona ulaştığından emin olabilirdi.

Her ihtimale karşı ona cümlelerini miras bırakmak istedi.

Ve o gece Kim Yujin, oğlu Kim Taehyung'a bir mektup yazdı.

Öleceğini hissetmiş gibi, sanki onunla vedalaşır gibi...

Çünkü anneler hissederdi, gelecek olan kötülükleri.

Ruhunun çekildiğini hissediyordu, canını canına taktığı adamı kaybeden kadın.

Canı yanıyordu, bebeğine ne olacağını bilemeyen kadın.

Ve öleceğini biliyordu, babasının kendisine düşman olduğunu bilen kız çocuğu.

Cellatını çok yakından tanıyordu çünkü onunla büyümüştü.

*•*•*

*•*•*

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Holy SpiritWhere stories live. Discover now