4. Buradayım, Filizleniyorum

Start from the beginning
                                    

Bu gözlemleri sırasında fark etti ki, adam kızın dibinden ayrılmıyordu. Aynı dönem dersleri alıyor olmaları da bu durumu hiç kolaylaştırmıyordu. Bu adamın gizlediği bir yüzü vardı, buna çok emindi. İstediğini elde edene kadar her yolun deneyecek tiplerdendi. Asi gibi her an tetikte bir kızın bunu anlamamış olması ve onunla takılıyor olmasına içten içte kızıyordu. Kimi zaman o otururken kıza çay taşıyor, notlarını fotokopi makinasında çoğaltıp kızla paylaşıyor, grup projelerinde onun ekibine dahil olmak için arkadaşlarını ayarlıyordu.

Böyle durumlarda gözlerini devirerek oğlanın hareketlerinin antipatikliğini kınıyordu Alaz.

"Bir de halı ol, yere yat istersen, a.koduğum yavşağı" dedi bu anlardan birinde bulunduğu ortamı fark etmeden ve istemsizce. Kafede Tolga'nın da olduğu arkadaşları ile oturmuş, önüne siper aldığı bir arkadaşının arkasından, arka masadaki Taner ve Asi'yi kesiyordu yine.

"Efendim" dedi yanındaki arkadaşı bu tepki üzerine Alaz'a doğru.

"Ne? Ne efendim?" dedi afallamış bir şekilde sesin geldiği yöne dönerek. Dışından mı konuşmuştu yoksa farketmeden.

"Ne bileyim oğlum halı malı bir şeyler diyordun demin." diye cevap verdi.

"He şey, halı saha diyordum. Şu elemeler geçsin de, basket antrenmanını atlayalım halı saha yapalım ya, paslandık." diye hızlıca toparladığını düşünerek cevap verdi Alaz.

Verdiği bu tepkilere inanamadı. Alaz'ın tek istediği şu an genç kızın oyununa farklı bir boyut kazandırmaktı. Öyle bir boyut ki bir daha kendisinin alanına asla burnunu sokamayacaktı. Sırf bu yüzden olayların biraz durulması ve kızın onu unuttuğunu sanması için süre vermişti. Bugün o süre doluyordu ve planını devreye koymanın zamanı gelmişti. Çağla'nın şifresini her daim bildiği telefonundan, Asi'yi kapalı havuza çekmesi için gerekli olan yemi attı. Hayır deme ihtimaline karşı emrivaki bir tavırla mesaj yazmıştı, aslında kendisi olmuştu, çünkü onun söylemleri genelde komut niteliğindeydi. Birkaç dakika sonra cevap gelmişti.

"Tamam, geleceğim."

Aslında genç kızdan beklenmeyecek derecede hızlı bir yanıttı, olası ret mesajları için ikna niteliğindeki cevaplarını hazırlamıştı Alaz çoktan, bunlara gerek olmamasına sevindi. Bir yandan da ikizinin Asi'ye verdiği güven ve iyi intibası içini sızlattı. Öyle ki genç kız, ikiletmeden davetini kabul etmişti.

Çağla'nın insan ilişkilerinde becerip onun yapamadığı şey neydi, gerçekten kendisi bu kadar yanlış anlaşılmaya müsait ve hırçın bir miydi? Olaylara verdiği tepkilerin boyutu ona hiç abartı gelmiyordu, her şey olması gerektiği gibi oluyor diye düşünüyordu. Karşı taraf onu anlamıyorsa bu onları problemiydi. Evet, Alaz'ın hayat görüşü buydu.

Çağla bu olaydan sonra canını okuyacaktı bunu biliyordu, kendi hayatını bu zorba davranışlarıyla mahvettiği yetmiyormuş gibi bir de, ikizinin itibarını Asi'yi oyuna getirmek için fena halde harcıyordu.

Planı için gerekli düzeneği çoktan hazırlatmıştı, şimdi sırada kapalı havuza gidip, Asi'yi onu göremeyeceği bir yerden takip etmek vardı. Bir süre bekledikten sonra kapıda hafif, adımlarından ses dahi çıkmayan minik bir karartı belirdi. Karartının her daim hırçın buklelere sahip olan yoğun bir saç formuna gelmesiyle, bu kişinin Asi olduğunu anlamıştı Alaz. Öyle ki havuzun üstünde bulunan asma katta görünmemek için birkaç adım geri çekildi ve kızı görebileceği bir pozisyonda gizlendi.

Genç kız vücuduna tam oturan bol paça pantolonu ve havaların soğuması ile üstüne bir şeyler giymek zorunda kaldığı crop tişörtünü oversize, bir omzu açıkta bırakan kazağı ile tamamlamıştı. Bu kadar basit giyinip nasıl böyle göz alıcı olabildiğine şaşırdı Alaz yine.

Yattığımız Yataklar, Battığımız Bataklar / AslazWhere stories live. Discover now